..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Numan Kurt




5 Temmuz 2011
Yoksulun Gönlü Zengin  
Numan Kurt
Bir poyraz eser ki el ayak şişer, bir kar yağar ki diz boyu.Evimiz aşağı mahallede. İçi yırtık, yıpranmış kitaplarla dolu, örgü çantalarımız omuzumuzda, ayaklarımızda soğukkuyular okula gideriz.


:BJGJ:




YOKSULUN GÖNLÜ ZENGİN
10/1/2009

Bir poyraz eser ki el ayak şişer, bir kar yağar ki diz boyu.Evimiz aşağı mahallede. İçi yırtık, yıpranmış kitaplarla dolu, örgü çantalarımız omuzumuzda, ayaklarımızda soğukkuyular okula gideriz. Okul yukarı mahallede, köyün diğer ucunda. Toprak damlı, iki-üç göz evin önünden geçerken sert bir ses bizi durdurur olduğumuz yerde:
-Gelin uşaklar! Isının da gidin.
Bu ses, Cümemmi'nin (Cuma Coşkun) sesidir.Ellerimizi oğuşturarak gireriz içeriye. Dadağı kömürünün kızarttığı sobanın yanına bile yaklaşamadan ısınırız, benzimize kan gelir. Sonra da neşeyle okula koşarız. Bütün zavallılığı, sessizliği ile Ohulu teyzem de bir şeyler mırıldanır; ama ne söylediğini biz de anlayamayız.
Ramazan ayında, kış-yaz hiç fark etmez, "tak tak" teneke sesiyle uyanır sahurda köylü. Pencerelerin altında sıtma görmemiş sesiyle bağırır Cümemmi:
-Kalkııın, kalkın!
Her evin penceresine yaklaşır, ışık yanıncaya kadar çalar tenekeyi. Otuz gün boyunca o kadar boş tenekeyi nereden bulurdu bilmiyorum. O zamanlar köy yerinde çok zordu bu. Her gün değnekle vura vura birini yamultur, atardı. Gecenin soğuğunda, karanlığında , peşinizde havlayan azgın köpeklerle kolay değildi bu iş.
Köyde düğünler dört gün sürerdi. Cümemmi bu düğünlerin değişmez çaycısıdır. Düğün odası çoğu zaman bir giriş, bir odadan oluşan yerlerdi. Girişteki o küçücük yerde gazocağı üzerinde çay kaynar, bardaklar leğendeki kirli suda yıkanırdı. Musluk suyu yok, aynı suda bardaklar bir iki çalkalanırdı o kadar. Biz çocuklar o çaya bile ulaşamazdık. Bırakın çay içmeyi, her konuk gelişinde oynayan köçeği bile Cümemmi'nin korkusuyla titreyerek seyrederdik. Köçeğin oyunu bitince hepimizi dışarı kovalardı.
Hiç de hak etmediği bir lakapla, "Deli Cüme" diye anılan bu adam köyümün bekçisi, çaycısı, ramazan tenekecisiydi. Köyün en yoksuluydu; ama gönlü zengindi. Alın teri ile kazanır, birkaç işi birden yapardı. Soyadı gibi hareketli, coşkundu.
...................
Adana terminalindeyim. Bir düğün için gittiğim Adana'dan, Ankara'ya dönüyorum. Otobüsün kalkış saatini beklerken gülümseyerek gelen birini gördüm. Yanıma geldi:
-Merhaba ağabey nasılsın, burada ne işin var?
-İyi de ben seni tanıyamadım kusura bakma!
-Ben Gürsel'im, Cuma Coşkun'un oğluyum.
Onun bu ilgisi beni mutlu etti.Yoksul Cümemmi'nin gönlü zengindi. Köylünün belki de küçümsediği bu adam soğukta bizi ısıtır, ramazanda uyandırırdı. Hem de elinde tüfekle muhtarın hep yanında olan köy bekçisiydi. Onu anarken aklıma gelen dizeleri de sıralamadan edemedim:
"Poyrazın sesine
Teneke sesini kattım
Yoktu ki bir davulum
Sesi hoş gelsin kulağınıza
Kamyon kamyon ne buğday ne pancar sattım
İşte yamuk teneke
İşte demsiz çay
İşte çalar almaz muhtarlık tüfeği
Benim alın terim"


Numan KurtOkul yukarı mahallede, köyün diğer ucunda. Toprak damlı, iki-üç göz evin önünden geçerken sert bir ses bizi durdurur olduğumuz yerde:
-Gelin uşaklar! Isının da gidin.
Bu ses, Cümemmi'nin (Cuma Coşkun) sesidir.Ellerimizi oğuşturarak gireriz içeriye. Dadağı kömürünün kızarttığı sobanın yanına bile yaklaşamadan ısınırız, benzimize kan gelir. Sonra da neşeyle okula koşarız. Bütün zavallılığı, sessizliği ile Ohulu teyzem de bir şeyler mırıldanır; ama ne söylediğini biz de anlayamayız.
Ramazan ayında, kış-yaz hiç fark etmez, "tak tak" teneke sesiyle uyanır sahurda köylü. Pencerelerin altında sıtma görmemiş sesiyle bağırır Cümemmi:
-Kalkııın, kalkın!
Her evin penceresine yaklaşır, ışık yanıncaya kadar çalar tenekeyi. Otuz gün boyunca o kadar boş tenekeyi nereden bulurdu bilmiyorum. O zamanlar köy yerinde çok zordu bu. Her gün değnekle vura vura birini yamultur, atardı. Gecenin soğuğunda, karanlığında , peşinizde havlayan azgın köpeklerle kolay değildi bu iş.
Köyde düğünler dört gün sürerdi. Cümemmi bu düğünlerin değişmez çaycısıdır. Düğün odası çoğu zaman bir giriş, bir odadan oluşan yerlerdi. Girişteki o küçücük yerde gazocağı üzerinde çay kaynar, bardaklar leğendeki kirli suda yıkanırdı. Musluk suyu yok, aynı suda bardaklar bir iki çalkalanırdı o kadar. Biz çocuklar o çaya bile ulaşamazdık. Bırakın çay içmeyi, her konuk gelişinde oynayan köçeği bile Cümemmi'nin korkusuyla titreyerek seyrederdik. Köçeğin oyunu bitince hepimizi dışarı kovalardı.
Hiç de hak etmediği bir lakapla, "Deli Cüme" diye anılan bu adam köyümün bekçisi, çaycısı, ramazan tenekecisiydi. Köyün en yoksuluydu; ama gönlü zengindi. Alın teri ile kazanır, birkaç işi birden yapardı. Soyadı gibi hareketli, coşkundu.
...................
Adana terminalindeyim. Bir düğün için gittiğim Adana'dan, Ankara'ya dönüyorum. Otobüsün kalkış saatini beklerken gülümseyerek gelen birini gördüm. Yanıma geldi:
-Merhaba ağabey nasılsın, burada ne işin var?
-İyi de ben seni tanıyamadım kusura bakma!
-Ben Gürsel'im, Cuma Coşkun'un oğluyum.
Onun bu ilgisi beni mutlu etti.Yoksul Cümemmi'nin gönlü zengindi. Köylünün belki de küçümsediği bu adam soğukta bizi ısıtır, ramazanda uyandırırdı. Hem de elinde tüfekle muhtarın hep yanında olan köy bekçisiydi. Onu anarken aklıma gelen dizeleri de sıralamadan edemedim:
"Poyrazın sesine
Teneke sesini kattım
Yoktu ki bir davulum
Sesi hoş gelsin kulağınıza
Kamyon kamyon ne buğday ne pancar sattım
İşte yamuk teneke
İşte demsiz çay
İşte çalar almaz muhtarlık tüfeği
Benim alın terim"


Numan Kurt



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gecenin Zifiri Karanlığı, Sis ve Sancı
İlginç Adamdı Benim Dedem
Köyümde Düğün Var (Dı)
Müdür Koltuğunda Yatan Fare
Karanlık, Ağaran Yol, Köpekler ve Korku
Dön Geri Bak
Önce Gerçekler, Sonra Özlemler ve Hayaller
Alişen Emmi'nin Dükkânı
"Şıp" Diye Sevmişim Ben
Yunnak, Değirmen, Kömbe

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Adı Yaşar'dı, Yaşadı Mı!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak, Kimler Var, Unutulur Mu Hatıralar [Şiir]
Yılların Ötesinden [Şiir]
Güzel Günler Yaşadık [Şiir]
Bölük Pörçük (4) [Şiir]
Bölük Pörçük (3) [Şiir]
Ben, O Köyü Çok Sevdim [Şiir]
Baharda Özlerim Memleketimi [Şiir]
Elele Gezmek İsterim [Şiir]
Gül Yüzlü Anaya Mektup [Şiir]
Dayım Fotoğraf İstemiş [Şiir]


Numan Kurt kimdir?

1951 Nevşehir-Hacıbektaş-Sadık Köyü doğumluyum. İlkokulu köyümde,ortaokulu Nevşehir'de,öğretmen okulunu Kırşehir'de,eğitim enstitüsünü Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünde okudum. 1972'den 1998'e kadar Mucur'da ve Ankara'da çeşitli okullarda çalıştım. 1998'de Ankara-Batıkent Mobil Lisesi edebiyat öğretmenliğinden emekli oldum. On yıl çeşitli dershanelerde ÖSS hazırlık kurslarında çalıştım. Şimdi köyümle,köyümün insanlarıyla,okullarda yaşadığım ilginç olaylarla ilgili yazıları bu blogumda ve köy sitemizde yazıyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Numan Kurt, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.