Gulet Olacaktım...
(tugba demır) 12 Ekim 2010 |
İronik |
| |
Cılız ışıklar ardından gelen yoğun ışıklar, aralarına girmiş karanlık bir boşluk. Deniz varsayıyorum boşluğu. Kapkara bir gece, kapkara bir deniz. Ben denizim, deniz benim, denizde bir tekneyim. |
|
Sultanahmet'ten Bir Sesleniş
(tugba demır) 12 Ekim 2010 |
Deneysel |
| |
Bir konağın, bir Gül Goncasıydım ben önce, çok önce. Eteklerimi sallandıra sallandıra yürürdüm konakta, yeşil boyalıydı konağımız, beyaz çerçeveli pencereleri, annecimin elleriyle işlediği beyaz işlerle hayat bulurdu. Cumbalı misafir odasıda görülmeye değerdi doğrusu, diğer konakların hanımları pek kıskanırlardı anacımın elişlerini, kanaviçelerini, sarma işlerini, hasetle bakarlardı her geldiklerinde. Banada becerikli Hayrinüsa Hanımın becerikli gül Goncası derlerdi, pek afilliydim o zamanlar, öyle diyorsunuz şimdilerde değil mi? Afilli, havalı gibi hiç bilmediğim bilmek istemeyeceğim kelimelerle konuşuyor yaşıtlarım şimdilerde. Ruhum Şad olsun iyi ki bu devirde yaşamamışım. |
|
Altannnnn...
(tugba demır) 11 Ocak 2011 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
Aldatmak kendini kandırmaktır aslında. Kendimizi aldatırız her başka tene deydiğimizde. Aşk değil aşkın reddidir aldatmak. Ve büyük bir kandırmacadır karşımızda ki için. Yakalanmayacağımızı sanırken aptal durumuna düşmektir aldatmak. Aldaymak aldanmaktır aslında. |
|
Bu Semt
(tugba demır) 11 Ocak 2011 |
Anı |
| |
Bebekliğim, çocukluğumun bir kısmı, ilk işim, ilk maaşım, yeni işim, hayallerim, geleceğim bu sokaklardaki adımlarımla şekillendi ve şekillenmeye devam ediyor. Anaokuluna Sait Çiftçi’ de gittim mesela. Bir bohçamız olduğunu hatırlıyorum içinde herhafta yıkanıp ütülenen yatak çarşafı, yastık kılıfı, nevresimi taşırdık. Pembe beyez petükareliydi bizlerin ki, erkeklerinki mavi. Anaokulunda ki öğretmenimi hatırlamıyorum ama o okulda sütten nefret ettiğimi ve o gün, bugündür ağzıma süt koymadığımı biliyorum. |
|
|
yaşamı deneyimliyorum sadece...
|
|