Kendi Masalını Kendi Yazan Kadınlar (1)
(Ebru Ebruca) 3 Nisan 2010 |
Aşk Romanı |
| |
Sabah olmuş,günün peçesi kalkmış,güneş yüzünü göstermeye başlamıştı.Şehir uyanıyordu,arabalar,insanlar yolları doldurmaya başlamıştı.''Bizim güneşimiz ne zaman doğacak acaba'' diye düşündü Eda;''ne biçim bir iş bu,güneş istedikçe gece oluyor'' Sedef'in gözlerinden akan yaşları görmüştü.Çok zordu çaresizlik çok...Seslerın sözlerin kifayetsiz kaldığı anlardı bunlar.Acı sesle ya da harfle anlatılmıyordu,ancak yaşandığı zaman tanımlanabiliyor,''budur'' denilebiliyordu..Önce Sedef,sonra ben,şimdi de Yeşim.Kısacık bir süre içinde nasıl olmuştu da bütün hayatlar bu derece birbirinin içine girmişti.Kim kim için üzülecek,kim kim için ağlacak,kimin gözyaşını kim kurulayacak artık hiç ama hiç belli değildi.En anlaşılmaz olanı da,yıllardır yoları hiç ayrılmayan bu üç arkadaşın,adı ''ihanet'' soyadı ''cinayet'' olan bir isim altında,bir kez daha sımsıkı bir şekilde birbirine kenetlenmek zorunda kalmasıydı.''Allahım bari Zeynep bizim yaşadıklarımızı yaşamasın,ne onu koru kolla,çocuklarının yüzü hürmetine ocağını sobasını söndürme,düzenin bozma'' diye dua etti.Allah küsmüşmüydü ona,acaba duymuyor olabilir miydi onu?Bir saniye sonrasında düşündükleri için kızdı kendine,''Eda saçmalama ya,manyak mısın nesin,tövbe et çabuk!''
|
|
Koca Gibi Koca Nerede Bulunur?
(Ebru Ebruca) 3 Nisan 2010 |
İlişkiler |
| |
Gerçi hakkımı da yemeyin lütfen,cidden çok araştırmacı ama malesef ''köşesiz'' bir yazar aday adayıyım ben!:)Arkadaşımın sorusunu aldıktan sonra,hemencecik''koca gibi koca nerede bulunur'' başlıklı bir mail hazırlayıp arkadaşlarıma yolladım
.''Soru anket amaçlıdır.Acele tarafından evlenmesi gereken bir sürü değişik yaşlarda kadının ortak sıkıntısı olan ''evlenmelik erkek'' sorununa çözüm bulmak için yapılmaktadır.Maile kesinlikle geri dönüş beklenmektedir.Lütfen evli olanlar kocalarını/hanımlarını nereden bulduklarını ve memnuniyet durumlarını,bekarlar ise kocayı/hanımlarını nerelerde aradıklarını yazsınlar.Maili okuyan bir erkekse,hele hele bir de evliyse,evlilik vasıflarına sahip erkeklerin saklı tutulduğu adresi açık ve net biçimde acilen bildirmesi rica olunur.Araştırılması yapılıp,adres/adreslerin doğrulu tespit edilecek olursa,adresi veren kişi/kişiler binlerce kadının hayır duasıyla ödüllendirelecektir''
|
|
Teklif Ediyorum;'benimle Evlenir Misin?'
(Ebru Ebruca) 3 Nisan 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Tam olumlamanın ortasında,ben kendimi kaybetmiş bir haldeyken çakıştık bir şekilde msn de:)Takıldım,''saatlerdir çekim yapıyorum,sizi çağırıyorum,nerdesiniz ya siz'' diye...Hala kararsız tabii arkadaş,benim de çenem durmaz ya,illa sulandıracam,''tekliff ediyorum,benim üstüm,yetkilim olurmusunuz'' dedim.''Sen edersen olurum tabii'' dedi...''Şarkının aslı bu değildi tabii'' dedim,hani devamını anlatacam;''böyle böyle oldu,bir yazı okudum,çok eğlenceliydi,ordan takıldı bu şarkı dilime'' diyecem;diyemedim...''Benimle evlenirmisin'' dedi!!!''Evlenirim'' dedim.''Ciddiyim ben'' dedi;''bende'' dedim.Aslında cidden de çok ciddiydim,gerçi ben teklif etme moduna girmiştim bu gece,yani teklif benden gitmeliydi ama,olsun,ne farkeder ki,nasılsa 2 kişi evleniyor,kimin önce söylediğinin ne önemi var:)''Konuyu okudum'' dedi;''çekim konuları çok eğlenceli''...''Eğlenceli meğlenceli,nasıl işe yarıyor,bakın size evlenme teklifi ettirdim'' deyince,adam neye uğradığını şaşırdı,resmen dumur oldu.''Sen mi yaptırdın gerçekten,nasıl yazdım ben onu'' dedi,''ay bir dakika,ne oluyor,ben birşey yapmadım,tabii siz özgür iradenizle evlenme teklif ettiniz,bana bakın,kaçmak yok,laf ağızdan bir kere çıkar'' demeye kalmadı;özür diledi,kaçtı gitti! |
|
Kendi Masalını Kendi Yazan Kadınlar/giriş
(Ebru Ebruca) 14 Şubat 2010 |
Aşk Romanı |
| |
''Hayat'' almıştı eline kalemi,kimseye tek kelime etmeden yeni bir masal yazıyordu.Anlaşılan o ki,bu sefer dinleyerek ya da okuyarak değil,sadece ama sadece yaşayarak öğrenecektik ''yarın'' ne olup biteceğini.Soru sorma hakkımız da alınmıştı elimizden.''Neden'' diye başlayan her cümlemiz de,''kader'' diyordu birileri tüm bu yaşananların adına;''Allahın taktiri''.Ekliyordu sonrasında;''sakın isyan etme,tevekkül et''.''Peki'' dedik.Anlayacağınız ne kadar büyürsek büyüyelim,yaşımızın başına ikili ya da üçlü rakamlar gelse de,pek bir uslu çocuklar olduk biz.Hep söz dinledik;hep ''peki'' dedik.
''Masalların sonu hep iyi biter'' dedi birileri;inandık ''peki'' dedik;ruhlarımızı uçuklatan kabuslara uyandık en şıkırtılı,en güneşli günlerde...
''İnsanlara güven'' dedi birileri;''onları sev,onlara inan'';''peki'' dedik;en başta hayatımızı ruhumuzu,bedenimizi paylaştığımız adamlar tarafından pek bir sağlam''ihanete'' uğradık....
''Kapına kim gelirse gelsin doyurmadan,içirmeden geri döndürme dedi birileri'',gelen ''erendir'';peki ''dedik'';gelen ''hırsız'' çıktı,soyulup soğana çevrildik....
''Yolda sokakta biri senden para isterse aman vermeden geçme yavrum;ermiştir'' dedi birleri;peki dedik,yanımıza gelen ''madde bağımlısı'' çıktı,ölümlerden döndük...
''Allahını bilen insandan sakın korkma dedi birileri;inanan insandan zarar gelmez'' dedi birileri;peki dedik;dili yobaz yüreği ateist ucubelerin elinde ''oyuncak'' olduk...
''Taş yerinde ağırdır;aman sessiz ol,sus otur oturduğun yerde,kadınlığını bil'' dedi birileri;peki dedik;''ezik,zavallı,çaresiz'' olduk...
''Hakkına sahip çık,aman ezdirme kendini,hayata nasıl başlarsan öyle gider'' dedi birileri;peki dedik;''çaçaron,edepsiz,ukala'' olduk...
|
|
Gdo'lu Hıyarlar...
(Ebru Ebruca) 13 Şubat 2010 |
İlişkiler |
| |
Sonra geliyorsun eve,açıyorsun torbaları,bir kesiyorsun;içi simsiyah çıkıyor patlıcanların.Domateslerin içi bembeyaz; sanki elma olmak istiyormuş ama sonradan domates yapmışlar gibi kıtır kıtır.Biberler kanser olmuş,kabaklar suya kesmiş.Lahanaların dışı çıtır,içi kıtır; haşla haşla pişmek bilmiyor.Hani gerçek hallerini bir kaç gün bekletince daha iyi anlıyor insan; domatesler yandan küfleniyor; biberlerin en önce uçları yumuşuyor.Gülmeye başladılar,''yeter'' dediler;''sus yoksa sebze yiyemeyeceğiz ya da nerede bir adm görsek aklımıza gelecek; adamlara bakamayacağız''.''Durun'' dedim ''daha bitmedi''.''Sebze kalmadı'' dediler; ''daha ne durucağız?''. ''Olur mu ya'' dedim; ''daha hıyarlar var''. ''Hani bakıyorsun kalem gibi dümdüz,pırıl pırıl parlıyor,en ufak bir defosu yok.Alıyorsun atıyorsun dolaba.Üç gün sonra bir bakıyorsun mutasyona uğramış.Ne görüntü kalmış ne lezzet.Yaf benim aldığım bu muydu diyorsun?Allah tüm sebzelikleri GDO 'lu hıyarlardan korusun!''.Hep bir ağızdan ''Aminn'' dedi kızlar.Bu arada nedendir bilinmez ama beni ''dördüncü'' olarak düşünen amcam da pek bir rahatsız oldu sanırım ''GDO lu hıyar'' muhabbetinden,çayı boğazına kaçtı,az daha ölüyordu,zor kurtardı arkadaşları:)
|
|
Bana Bir Koca Lazım,o da Bu Gece Lazım
(Ebru Ebruca) 12 Şubat 2010 |
İlişkiler |
| |
-''Ebruu, bana bir koca gibi bişi lazım,ve o da bu gece lazım'' diye çığlığı bastı arkadaşım!
(şimdi güler misin,ağlar mısın,telefon kulağımda öylece apışıp kaldım!Tabir de dehşet,''koca gibi bişi'',yani kocaya benzese yetecek,fazla önemli değil gerisi..)
-''Kızım sen kafayımı yedin,saat sabahın 6 sı,rüyanda koca mı gördün?''
-''Ya o düğün haftaya değilmiş,bugünmüş,şimdi kahve yaparken gözüme ilişti davetiye,bir baktım panik oldum,napacaz,nerden bulacaz!!!''
(Ben koca ticareti yapıyorum ya,dükkanım var,sonra içi değişik renkte,yaşta,boyda posta adam dolu,bana soruyor nereden nasıl bulacağını!!!...Bana yani,hemde kimseye değil de bana!Tövbe yarabim ya,kelin ilacı olsa kendi başına sürer!
-Şekerim kusura bakma,bitti,elimizde hiç kalmadı,sen haftaya bir daha ara !!!
dedim kapadım telefonu...(Bu arada da annem de içerden bağırıyor,''dur,dur geliyorum,belki dolapta vardır bakayım'' diye...''Ya anne ne vardır,nereye kalkıyorsun,neye bakacaksın,dolapta yedek koca var neden benim haberim yok?''O da garip garip suratıma bakıyor,''ne kocası,sabah sabah ne yapacan kocayı'' diye cevap!...Tabii bu arada,sabahları koca lazım olmaz gibi bir düşünce varmış annemde,öğrenmiş oldum,o da ayrı bir konu.Annem 3 oda öteden, ''koca'' yı ''kopça'' anlamış,sağır duymaz uydurur durumu,o da ayrı konu...Kabus gibi ya!Herkes ayrı bir alem...Tabii uyku muyku hak getire oldu bu kadar şeyden sonra,o en sinir bozucu olan konu...
|
|
|
Ay bir dakika,pek bir zor geldi bu soru;heyecanda mı yaptım nedir;bilemedim ne yazacağımı...''Geçiniz'' deme ya da ''joker kullanma'' hakkım yok mu burada acaba?:)
Hani şaka bir yana da,sahi,konu ''kendi'' olunca,''kendi kaleminin reklamı'' olunca,ne yazar,ne anlatır ya da nasıl tanımlar ki acaba?
''Altı üstü insan işte,insanı en iyi kendi anlatır'' dese,geçse gitse kısacasından,''kendine hakaret etmiş'' olur mu acaba?
''En çok kendi hayatıma gülerim-ağlarım'' dese çok ''klasik'',''düşünürüm'',''yazarım-çizerim''dese çok mu ''iddialı'' olur acaba?
''Sevmekle başlar herşey'' dese ''hümanist'',''öncelikle kendimi seviyorum''dese ''megolaman'',''küserim bazen seslere;harflere sarılırım'' dese ''kaprisli'',''hiç bitmez anlatıcaklarım''dese ''geveze'' ya da ''susmam gerektiği yerde susarım'' dese ''pek bir sessiz''mi olur acaba?
''Hayata dair her kapının anahtarlığında ''inanmak'' kelimesi yazıyordur''dese ''hayalperest'',''güzel düşün,güzelikleri yaşa'' dese ''demode bir pollyanna'' mı olur acaba?
''Deliyim ama aynı zamanda da doluyum'' dese ''marjinal'',''kalemim çok keyifliymiş;öyle diyor okuyanlar'' dese ''kendine güvensiz'',hayatı anlatırım kendi harflerimle''dese,çok mu ''sıradan'' bir tanım olur acaba?
''Kadınım'' dese ''karmaşık'',''şu erkekler yok mu şu erkekler!''dese ''feminist'',renklerden en çok pembeyi severim''dese çok mu ''çocuksu'' olur acaba?
Bilemedim ki nasıl anlatacağımı..
Hani diyorum;bu kadar kararsız kaldığıma göre,hepsinden bir tutam mı var ki acaba?
Okuyun görün,karar sizin:)
|
|