- CEBIMDEKILER -
yüreğime dokunanlar
|
|
İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Düşlerimden topladım tüm silahlarımı ve bir gece yarısı vurdum beni.
İşte gidiyorum çeşmi siyahım!
Bu sazın kopmayan son teliyle çalıyorum türkümüzü! Kentin sınırlarını kanatıyor, pır pır atan yüreğim ayrılığın ilk sancısıyla!
|
|
Tarla Kuşuydu... Juliet!
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ah! Tarla kuşuydu, Juliet! Ve bunu hiç düşünmemişti Romeo... Gün battıktan sonra sabahı beklemek, nereye konacağımı hiç bilmeden... Sabah çekip gitmek... Lanet ve lanet üstüne yine lanet...
|
|
Ne Zaman Çok İstesem Gelme!
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ne zaman çok istesem gelme!
Gecenin koruna atıp da gidişin beni,
karanlıktan korkan bir çocuk gibi,
sevginin, aşka tutsaklığın yalnızlığında ve bir başıma,
kuyunun dibindeki taş gibi bir başıma,
muhtaç bırak beni!
Ne zaman çok istesem gemli! |
|
Sen İçimde Kal Ey Sevdiğim!
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Şimdi bu geceden sonra, yani bir sonraki geceye eş düşen karanlıkta ve onu takip eden sonraki ayrılık zamanında, ya da sonrasında…
Şimdi bu gündüzden sonra, yani bir sonraki gündüze eş düşen aydınlıkta ve onu takip eden sonraki ayrılık zamanında, ya da sonrasında…
Şimdi bu düşündüğüm “sen”den sonra, yani bir sonraki düşünceme eş düşen paragrafta ve onu takip eden ayrılık cümlesinde, ya da sonrasında…
Şimdi bu yaşamdan sonra, yani bir sonraki yaşama eş düşen zamanda ve onu takip eden sonraki ayrılık zamanında, ya da sonrasında,
Kulakların çınlarsa sevdiğim, bil ki adını anıyorum ve seni söylüyorum her daim! |
|
Büstler İnşası
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ben içimdeki büstü yıktıktan sonra; geriye kalalınını sevdim.
Sor kendine...
Bir büst yaptıysan içinde; yık gitsin...
Geriye kalan bir "hiçse" vur gitsin...
"Hiç" değilse, al gitsin... |
|
Ayıp Yalnızlıklar...
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yol uzun olur; yürünür her mevsim ve her mevsim ellerimde birikir acılarım.
Yalnızlığım hiç parçalanmadı. Granitten bir heykeldir o ve hiç eğmedi başını. Hiç bir balyoz da ayıramadı yönünü ikiye... Varsay ki, çok terliydik ve soğuk su niyetine içtik hayatı. Her yanımdan yıldızlar kayarken yakalıyorum kendimi. Hepsini yüzüne yüzüne fırlatmak vardı ve sana bağlamak her yıldızı… Gidiyorum ben aşkım.
|
|
Duman
(Orhan TURAN) |
Sevgi ve Aşk |
| |
Tam o ana denk düştü, gözlerimin gözlerine demir atışı; takılı kalıp da göz bebeklerine...
Saniyelerce, dakikalarca seyretmek istedim...
Hüzün çöküp de kucağımıza bağdaş kurduğunda; herşey bir kondöktürün düdüğüne üfürmesi gibi soğuktu. |
|
Güz Yangını
(Orhan TURAN) |
Yüzleşme |
| |
Karanlık sorgu odasında Azrail; her dem beni soruyor. İnadına körlük, inadına sağırlık ve inadına lâl bir durum bendeki...
|
|
Övüncül Yalnızlıklar...
(Orhan TURAN) |
Yüzleşme |
| |
Şimdi dedem gibiyim...
Akşam olduğunda çay demliyorum kendime, sonra sobaya odun atıyor, pencereme damlayan yağmur damlacıklarının, camdan aşağıya doğru süzülüşünü izliyorum. O damlacıkların çıkardığı “tık tık” seslerine de anlam yüklemiyorum artık. Haftanın herhangi bir gününün, diğer günlerine kıyasla daha başka anlamları da yok! Pijamalarımı giyip, ayaklarımı yıkadıktan sonra uzanmak, tüm akşamlarımın ortak bir paydası oluyor.
İlk giden sen olmadın!
Senden önce de gidenler vardı.
|
|
|
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eser sahipleri, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları
yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin
izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin
izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar
dışında— herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.
|
|