Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü |
|
||||||||||
|
İspanya’yı futbolu ve boğa güreşleri ile bilirdim. Nazım Hikmet’in “İspanya bir kanlı güldür göğsümüzde açılmış” mısrasını ve Nedim Gürsel’in boğa güreşlerindeki eziyete değinen “Güneşte Ölüm” kitabını, İspanyol Şair Federico Garcia Lorca’nın bu güreşlerde can veren biri için yazdığı “akşamüstü saat beşte/ Ve ötesi ölümdü yalnızca ölüm/akşamüstü saat beşte” şiiri bildiklerimdi. Güreşlerin bir geleneksellikten ziyade ekonomik canlılık ve reklam için yapılıyor olması içimde bir uzaklık ta oluşturmuştu. Ancak bu duygularımı bir kenara bırakarak yalnızca güzellikleri görmem gerektiği konusunda kendimi şartlandırmıştım. Gittiğim her yerde verilen tanıtım broşürlerinde Malaganın bir “ışık” kenti olduğu yazılıyordu. Gerçekten bir tarafının deniz olması, diğer kısımlarının açıklığı, Türkiye saati ile saat 10’a kadar havanın aydınlık olması, güneşi her zaman tepenizde hissetmeniz bu tezi doğrular nitelikte. Ayrıca insanların selamlaşırken birbirlerine hola (İspanyolca da merhaba demek) derlerken yüzlerinin gülümsemesi ve gözlerinden ışık süzülmesi kentin aydınlığının insanlara yansıması olarak gösterilebilir. Kente hâkim muhteşem kalesi, arenası, limanı, botanik bahçesini andırır parkı, tarihi dokuya sadık kalma bu ışık ile bütünleşmiş ayrı birer güzellik. Ünlü ressam Pablo Picasso’nun görülmeye değer tabloları ve ressamın kentle bütünleşmesi de kentin ışığını evrenselleştiren öğelerdir. Ayrıca Cebeli Tarık boğazındaki gizemli hava, Atlas Okyanusu ile Akdeniz’in birleştiği çizgi, Avrupa ile Afrika’nın yakınlaştığı nokta beni oldukça etkileyen muhteşem yerlerdi. Malaga Üniversitesi Eğitim Fakültesinde spor salonunda anasınıfı öğretmen adaylarının yapmış oldukları beden eğitimi dersi dikkatimi çekti. Bizim bildiğimiz anlamda beden eğitimi dersleri koşu, top, ip atlama vs. gibi etkinlikler ile yapılır. Ancak orada 4/5 kişilik öğrenci grubunun bildiğimiz etkinlikler dışında normal günlük yaşantımızda yaptığımız yürüme, beden dili, sohbet, atlama, sekme vs. gibi psiko-motor davranışları oyunlaştırarak sergilediklerini gördüm. Yani “hayatın ritmini” eğitim yoluyla sergilemek çok hoştu. İspanya da eğitim sisteminin genel amaçları ulusal bağlılık, sosyal değişme, fırsat eşitliği ve siyasi bütünleşme için demokratik değerlere bağılık şeklinde sıralanmıştır. Eğitim sistemi okul öncesi, zorunlu eğitim(ilköğretim ve ortaöğretim 1. devre), ortaöğretim ve yükseköğretim şeklinde kademelendirilmiştir. Okul öncesi eğitimin amacı çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimlerinin sağlanmasıdır. Bu eğitim kademesi 0-3 yaş ve 3-6 yaş arası olmak üzere iki döneme ayrılıyor. Kamuya ve özel kesime ait okullar vardır. Kamu okullarındaki öğrenci giderlerinin bir kısmı velilerce karşılanıyor. 4 ve 5 yaşındaki çocuklardaki okullaşma oranları % 100 dür. Avrupa’nın tüm ülkelerinde olduğu gibi İspanya’da da okul öncesi eğitim zorunlu değil, isteğe bağlıdır. Zorunlu eğitimin 1. Kademesi olan ilköğretim aşamasının amacı, tüm çocuklara eşit ve ortak bir eğitim sunmayı, temel kültürel özellikleri kazandırmayı, anlatım ve aritmetik beceriler oluşturmayı, öğrencide karar alma ve uygulama becerisi geliştirmeyi amaçlar. İlköğretim, 6-8, 8-10, 10-12 yaşlarını kapsayacak şekilde her biri iki yıl olan üç devre şeklinde düzenlenmiştir. Ortaöğretimin 1. devresinin amacı ise temel kültürel değerlerle donatılma, sorumluluk duygusu kazandırma ve hayata hazırlamak olarak belirlenmiştir. Bu devre ise 12-14 ve 14-16 yaş grubundaki çocuklar için iki eş döneme ayrılmıştır. Zorunlu eğitim kademesi altı yıl ilköğretim, dört yıl ortaöğretim 1. devre olmak üzere toplam 10 yıl sürer. Zorunlu eğitimin son iki yılında yöneltme ve mesleki rehberlik etkinlikleri ile seçimlik derslere ağırlık veriliyor. Sınıf geçmede veya sınıf tekrarında öğretmen kararı belirleyicidir. Ortaöğretim 2. devresinin amacı öğrenciyi üniversiteye, mesleğe ve iş yaşamına hazırlamak şeklinde sıralanıyor. Bu öğretim kademesi genel lise ve meslek liseleri şeklinde iki kısma ayrılıyor. Mesleki eğitimde değerlendirme sürekli olarak yapılıyor. Ortaöğretimi başarıyla bitiren her öğrenci birer üniversite adayı olarak görülüyor. Yükseköğretime kayıt için her üniversite kendi bünyesinde uygulanacak seçme sınavlarının zamanını, öğrenci başvuru tarihlerini ve yapılacak sınavın niteliğini belirliyor. Üniversitelerin özerk yapısı sayesinde bu kurumlar okul aktivitelerini, servislerini, ders müfredatlarını kendileri düzenliyorlar. Devlet Üniversitelerinin yanında özel üniversiteler de mevcuttur. Araştırma ve lisansüstü çalışmalar enstitülerde yapılıyor. Üniversite düzeyinde olmayan ancak yükseköğretim çağ nüfusunun devam ettiği üst düzeyde mesleki eğitim/güzel sanatlar eğitimi şeklinde bir yapılanma dikkati çekiyor. Müzik, dans, tiyatro, sanatsal objelerin korunması ve restorasyonu, plastik sanatlar bu yapılanmada yer alan programlar. Bu öğretim kurumlarında üniversite derecesine denk diplomalar veriliyor. Ülkenin eğitim politikalarının genel olarak belirleyicisi ve denetleyicisi Eğitim ve Kültür Bakanlığıdır. Bakanlık üst çatıyı oluşturmasına rağmen ülkedeki idari özerklik yapılanması eğitim kurumlarının da yönetsel olarak özerkleşmesini sağlamıştır. Tüm öğretim kurumlarında yöneticiden ziyade yönetimde komisyon ve kurullar önemli rol oynamaktadır. Görüldüğü üzere İspanya eğitim sistemi amaç ve yapı olarak Türkiye eğitim sisteminden farklılık gösterdiği söylenemez. Ancak diğer ülkelerde olduğu gibi İspanya’da da ezberci eğitime neden olan dershane ve test kitaplarını hiç görmedim. Dr. Sadık Kartal Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sadikkartal02@mynet.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sadık Kartal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |