..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi başka. -Orhan Veli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




3 Haziran 2011
Kaçış Nereye?  
Fuat Türker
Son yıllarda dünyada sık sık yaşanan deprem, yanardağ patlaması, sel gibi doğal felaketler, Allah’ın belirlemiş olduğu "o günün" yaklaşarak gelmekte olduğunu haber veriyor.


:ACHF:
Son yıllarda dünyada sık sık yaşanan deprem, yanardağ patlaması, sel gibi doğal felaketler, Allah’ın belirlemiş olduğu "o günün" yaklaşarak gelmekte olduğunu haber veriyor.

Evren yaratılmıştır ve sonu vardır; tüm insanlar ve canlılar gibi evren de ölümlüdür. Allah’ın yoktan yarattığı kusursuz düzen, yine O’nun buyruğuyla ve O’nun belirlediği bir zamanda muhteşem bir şekilde sona erecektir. Dünya hayatında inanmayanlar, o gün Allah’ın kesin varlığına tanık olacaklardır.

O gün yaşanacaklar Kur’an ayetlerinde detaylı olarak anlatılır. İnsan, karşılaştığı dehşetli sarsıntılar, yerin ağırlıklarını dışarı fırlatması, dağların kökünden savrulup atılması, denizlerin tutuşması ve taşması, göğün yarılıp çatlaması, ayın yarılması, güneş ve ayın birleşmesi, yıldızların dağılıp yayılması ve dökülmesi gibi aklın kavrayışının ötesindeki bu dehşet verici olaylar karşısında, kaçacak yer arayacak, ancak bulamayacaktır.

Kıyamet günü yaşanan korku ve dehşet dünya hayatını inkarla sürdüren kişinin aldığı bir karşılıktır. O gün yaşadığı dayanılmaz zorluklarla dolu azap, sonsuza kadar inkarcının peşini bırakmayacaktır. Birbiri ardına meydana gelen akıllara durgunluk veren olaylar, yüz çevirdiği Allah’ın sonsuz gücünü sergiler. İnsan bu güç karşısında alabildiğine aciz, çaresiz ve panik içindedir. Yaşadığı, pişmanlık, üzüntü ve korkudur. Her an sonsuza dek kendisine sunulacak olan azaba daha da yaklaştığını hisseder. Yaşadığı korku dolu anlar, yalnızca bu azaptan sınırlı kesitlerdir.

Kıyamet günü yaşanan olaylar, insan için hiçbir kurtulma olasılığının bulunmadığını tüm açıklığıyla ortaya koyar. İnkarcıların, geleceğine inanmadıkları o gün, apaçık gözleri önüne serilmiştir. Evrenin bir yaratıcısının ve düzenleyicisinin olduğunu, O dilediği anda da her şeyin yok olacağını şimdi anlamışlardır.

İnsanlar o gün ölümün de bir yokoluş olmadığını anlarlar. Ahirete kesin bir bilgiyle iman etmeyen kişiler, ölüm sonrasında gerçekleşecek olayları akıllarına dahi getirmemişlerdir. Ancak o gün, Allah’ın sonsuz gücü karşısında sığınacak, kendilerini kurtaracak hiçbir güç yoktur; onları çok zorlu bir yaşam beklemektedir. Sonsuza dek hiç bitmeden sürecek olan azap ve sıkıntı, o gün yaşadıklarıyla kıyas dahi edilemeyecek kadar şiddetlidir. Bu kişilerin, böylesine azap dolu bir yaşam yerine toprağa karışmayı dileyecekleri, "Gerçekten Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (Nebe Suresi, 40) ayetiyle haber verilir.

İnsanların, karşılaştıkları olaylardan duydukları şiddetli korku ve paniğin yanı sıra adeta sarhoş gibi oldukları bildirilir. O gün sarhoş gibi olan insanlar kontrolsüzce koşarak sağa sola kaçışmaya başlarlar.

Gerçek olan vaadin yaklaştığını gören inkarcılar, gözleri yuvalarından fırlayarak: "Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet içindeydik, hayır, bizler zalim kimselerdik..." (Enbiya Suresi, 97) diyeceklerdir. Kıyamet anında, inkar eden insanların hepsi bu korkuyu yaşayacaklardır ancak kendilerini korumaya güçleri yetmeyecektir. O gün, Allah’ın dışında sığınılacak başka bir makam da olmayacaktır. Yakınlarına yardım etmek, ya da onlardan yardım beklemek de asla söz konusu değildir. Her insan yaşadığı dehşetten dolayı yakınlarını unutmuş, kendi derdine düşmüştür.

İnsanlar o güne kadar dünyada çok çeşitli felaketler yaşamışlardır. Her felaket ya da doğal afet insanlara şiddetli korkular yaşatmış ve onları derinden etkilemiştir. Ancak bu felaketlerin hiçbiri, çocukların saçlarını ağartacak, hatta “Onu gördüğünüz gün, her emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve her gebe kendi yükünü düşürecektir…” (Hac Suresi, 2) ayetiyle bildirildiği kadar korku verici değildir.

Allah’ın vaad ettiği gelmiştir. O gün evlerden kaçmak da çözüm değildir. Sarsıntıdan etkilenen yalnızca evler değil, her şeydir! O gün var olan herşey yok olur; dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılır; yün yumağı gibi savrulurlar.

Kıyamet tüm evreni kaplamıştır. Yaratılış anında "itaat ederek" gelen gökler ve yer, bugün de Allah’ın emrine boyun eğmiş, yok olmuşlardır. O güne dek güven içinde üzerinde dolaştıkları yer, insanların ayaklarının altından kaymıştır. Korku ve dehşetin yanı sıra o an hissedilen en yoğun duygu çaresizliktir. Yaşayabileceği her türlü felaket için önlem alan, sığınağını hazırlayan insanın, o gün kaçıp sığınabileceği güvenli hiçbir yer yoktur.

Ay karardığı, Güneş ve Ay birleştirildiği zaman; İnsan o gün: ’Kaçış nereye?’ der. Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok. O gün, ’sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstakar)’ yalnızca Rabbinin katıdır. İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. (Kıyamet Suresi, 8-13)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.