Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saf Suresi, 8-9) Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan, katıksızca iman edenlerin yeryüzüne mirasçı kılınacakları da Kur’an’da haber verilen İlahi bir buyruktur. Kur’an’ın sonsuz ilim sahibi Yüce Allah’ın sözü olduğunu kanıtlayan bu konudaki ayetlerden bazıları şunlardır: Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur. (Tevbe Suresi, 32-33) Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz. (Kasas Suresi, 5) Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27) Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah’tan ’yardım ve zafer (nusret)’ ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele. (Saff Suresi, 13) Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana ’üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi, 1-3) "Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır)." (peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15) Kuşkusuz yaşamlarındaki öncelikleri Allah, Resûlü ve O’nun yolunda mücadele olan samimi inananlar, Kur’an ahlâkının dünyaya yayılmasını yalnızca hayal etmezler. Bunun için sözlü dua ettikleri gibi fiili anlamda da dua eder; malları ve canlarını ortaya koyarak yaşamları boyunca çaba içinde olurlar. De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 24) Peygamberimiz’e (sav) Kur’an’ın vahyedilmesinden yaşadığımız döneme kadar, ayetlerde belirtildiği anlamda dünya çapında İslam ahlakı hakim olmamıştır. İslam ahlakı çok geniş topraklara yayılmış ancak yeryüzünün tamamında bir hakimiyet gerçekleşmemiştir. Allah’ın bu vaadinin ilerleyen yıllarda gerçekleşmesi beklenmektedir. İslam ahlakının hakim olması Rabbimiz’in hükmüdür; samimi ve şirk koşmadan iman eden kullarına bir vaadidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) hadisleri incelendiğinde ise İslam ahlakının dünyada hakim olacağı dönemin ahir zaman olduğu anlaşılır. (Kuşkusuz doğrusunu Allah bilir.) İnsanların özlemini duydukları bu kutlu dönemde yeryüzü güzelliklerle dolacaktır. İnsanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden, haktan ve doğrudan yana üstün adalet anlayışı ve barış tüm dünyayı kaplayacak, haksızlık ve zulüm yeryüzünden kalkacaktır. Güçlü olanın değil, haklı olanın güçlü olacağı bu dönemde toplumun her kesimindeki insanlar arasında eşitlik yaşanacak, huzur ve güven ortamı sağlanacaktır. Yaşanan Kur’an ahlâkının sonucu olarak insanlar hiçbir sahtekarlığa, kötülüğe ve harama yanaşmayacaklardır. Bu dönem, Rabb’imizin tüm buyruklarının eksiksiz yerine getirildiği, adaletin, özverinin, yardımseverliğin en yoğun yaşandığı, kutlu bir dönem olacaktır. Bu paylaşmanın sonunda herkes eşit refah seviyesine ulaşacak, açlık, sefalet gibi sorunlar çözüm bulacaktır. Tüm bunların gerçekleşmesi için ayrılıklar ve farklılıklar bir yana bırakılmalı, tüm Müslümanlar "kardeş" oldukları gerçeğini hatırlamalıdırlar. İnanan insanların kardeşliği, Allah’ın büyük nimetidir, şükür vesilesidir. Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103) Kur’an ahlâkının yeryüzü hakimiyeti, Allah’ın Kur’an’da haber verdiği bir vaadidir. Ve hiç kuşkusuz Allah vaadinden asla dönmez. Bu, Allah’ın dilemesiyle zaten gerçekleşecek olan bir olaydır. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı refah ve huzur dolu ortamıyla her Müslüman’ın ulaşmak isteyeceği ve hayal ettiği bu yaşam, iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir ödüldür. Bu güzel dönemle müjdelenmek, kuşkusuz tüm Müslümanlar için üstün bir şereftir. Ancak hepimiz buna ne kadar vesile olduğumuzu, gerçekleşmesi yönünde ne kadar çaba gösterdiğimizi ve içten ne kadar dua ettiğimizi samimi olarak, tevilde bulunmadan düşünmeliyiz. Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va’detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ’güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, onları da yeryüzünde ’güç ve iktidar sahibi’ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55) NOT: Bu süreçte kan, gözyaşı ve zulüm yoktur. Ayrıca İslam’ın yeryüzü hakimiyetini ütopya olarak görmek hata olur. Bizler sebeplere bağlı olarak yaşarız; Allah sebeplerden münezzehtir; vaadini dilerse sebeplere bağlı olmadan da yaratmaya gücü yetendir. Kendi öngörümüzle gerçekleşmeyeceğine inanmak, Allah’ın gücünü gereği gibi takdir etmemek olabilir, Allah esirgesin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |