Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Yıllardır suskunum, içime akıtırım figanımı Ürkek bir nazarla seyrederim ibret sunan aşk-ı manayı, hakka uzanan sevdayı Duygulanırım, içime kapanırım, sakin ve seçkin iklimlerde nefes alırım rahatlarım Kadrine malik olmadığım lehçelerin merakına dalarım, aşiyan şanı bülbüle bazen sorarım Adıyaman’a gittim, nemrut dağına çıktım Seherin ilk ışıklarında kalbimi yoran bir bayırdan çıktım, nefesim daraldı anladım Biraz dinlenmek istedim, gelen kalabalığı görünce edebimden hiç seslenmeden kalktım Devasa taşları göründe birden şaşırdım, emel ve hırsın nelere yol açtığını o anda yaşadım Evvelin emanetçileri güneşe taparlarmış Tazim için ne kadar heybetli kurbanlar adamış, dağın tepesine heykeller yaptırmış Farklı farklı isimler takmış, insan ne kadar boşluktaymış ve hakikat adına kayıtsızmış Nasıl bir tefrika içinde kalpleri aralanmış, itikatlarını bizzat yaptıklarına acıyla bırakmış Dikkatimi çektiler, güneş doğuyor dediler Biraz durakladım, nasıl anlamalıydım, her zaman doğam güneşe ibretle bakmalıydım Hangi lahzanın sancılarıydı içimi ürperten o esrar inşiraha muhtaçtır muhakkak her nazar Hissiyatımı derledim, tefekkür etmenin terennümüyle müddeti nefesi nedense yâd ettim Kimdim, nerden geldim ve ömrü tükettim Aklımı nerde ve nasıl aracı ettim, idrakimi neden nefsanîlikten öteledim, önemsemedim Merak edemeyecek kadar sefildim, sual etmeyecek kadar densizdim, yüreğimle eğlendim Ruhuma niçin bu kadar mesafeliyim mukadder olan an’a müddeti zamana ne demeliydim Şahit olduğum şehrin haline üzüldüm Fevkalade ihmal edilmiş, çevre düzeni sanki hiç düşünülmemiş, çocuklar serpilmiş Yakınlık kurduğum çocuklarım dramı çok sancılıydı, yokluk ve ihtiyaç hat safhadaydı Boya sandığını kapan kaldırımlara kapanmıştı, ısrarcı olmaları kaçınılmaz bir kaygıydı Mardin’e gitmek üzere yola çıkmıştık Bir biri ardı sıra açılan kuyularla tanıştım, umut adına azmi ve emeli nasıl tanıdım Fevkalade tarih abidesiydi, zikredilen zenginliklerin bir mekânıydı, sakinliğine baktım Şahit olduğum nazarları kendi aklımca sorguladım, merak ve heyecan azdı, meraklandım Mustafa CİLASUN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |