..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Ruhbilim > Fuat Türker




23 Mart 2011
Sana Ruhtan Sorarlar - I  
Fuat Türker
Beyin yağ, su ve proteinlerden oluşan maddesel bir yapıdır ve insanın benliğini meydana getirmesi imkansızdır. İnsanı düşünen, sevinen, öfkelenen, heyecanlanan bir varlık haline getiremez.


:BEII:
Işığın girmediği karanlık beynin içinde rengarenk bir dünya izleyen ve bundan zevk alan kim?

Yakınlarının seslerini duyan, bu sesleri duyduğunda tanıyan ve sevinen kim?

Kokunun asla girmediği beynin içinde bahçedeki güllerin kokusunu duyan, bundan hoşlanan
kim?

Bir köpek yavrusu gördüğünde ona sevgi duyan ve tüylerini okşadığı duygusunu alan kim?

Yalnızca et, yağ ve sinir hücrelerinden oluşan birkaç yüz gramlık bir organ, yaşamımızdaki üzüntü,
sevinç, dostluk ve özverinin sebebi olabilir mi?

Tüm bunların sebebi bir et parçası olan beynimiz değilse, bu durumda algılayan kim?

Beynimizin içinde dış dünyayı algılayan biri mi var?

Bu, kuantum fizikçilerinin söz ettiği ’gözlemci’ mi?

Peki bu gözlemci beynimizde mi; ya da nerede?

Fred Alan Wolf, bu soruyu şöyle cevaplar:

"... kimin ya da neyin gerçekten gözlemci olduğunu bilmiyoruz. Bu demek değil ki bir cevap bulmaya çalışmadık. İnceledik. Kafanızın içine girdik. Her yere baktık gözlemci denen bir şey bulmak için. Kimse yoktu. Beyinde kimse yoktu. Beynin kabuksal (kortikal) bölgelerinde kimse yoktu. Alt kabuksal bölgelerde ya da kenar bölgelerde de kimse yoktu. Gözlemci denecek kimse yoktu. Ama yine de dış dünyayı gözlemlerken bizler, gözlemci denen şeyin varlığının deneyimlerine sahibiz." [1]

Gözlemci Kim?

Dış dünyaya dair bilgimiz, sadece duyu organlarımızın bize ilettikleridir. Bu bilgiler bize ulaştığında bir dizi işlem sonucunda elektrik sinyaline dönüştürülür ve bu sinyaller beynimizde yorumlanır.

Algıladığımız dünya, dış dünyanın aslı değildir. Bize ulaşan elektrik sinyallerinin ortadan kalktığını düşünelim, dış dünya bizim için yok olacaktır. Çünkü dış dünya ile ilgili her türlü bilgiyi, ancak duyu organlarımız aracılığıyla öğreniriz.

Beynimizde gerçekte ne ses, ne renk, ne de görüntü vardır. Beynimizde yalnızca elektrik sinyalleri vardır. İzlediğimizi zannettiğimiz manzaranın, rengarenk bir çiçeğin, güzel bir müziğin, lezzetli bir yemeğin yalnızca beynimize ulaşan elektrik sinyallerinden ibaret olması, kuşkusuz dış dünyanın yokluğu anlamına gelmez. Duyu organlarımızla beynimize iletilen elektrik sinyallerinin kesilmesi, dış dünyayı ortadan kaldırmaz. Bu durumda dış dünya, yalnızca bizim için yok olur.

Elektrik sinyallerini bizim için anlamlı hale getiren, gelen sinyallerin beynimizde yorumlanmasıdır. Gerçekte onu hisseden ve algılayan varlık başkadır. Beyin bir pastanın tadını, bir kelebeğin rengini ve bir gülün kokusunu hissedip ondan haz alamaz. Beyin yağ, su ve proteinlerden oluşan maddesel bir yapıdır ve insanın benliğini meydana getirmesi imkansızdır. İnsanı düşünen, sevinen, öfkelenen, heyecanlanan bir varlık haline getiremez.

Beyin algıların kaynağı değildir; sadece bir aracı işlevi görür. Bugün bilim adamları da artık fark ettiler ki, beynin içindeki ’gözlemci’, beyinden bağımsızdır ve algıların kaynağı insan bilincidir. [2]

Sevinç, üzüntü, zevk alma gibi insanı insan yapan özellikler şüphesiz atomların davranışlarının bir sonucu olamaz. Dış dünyayı algılayabilen insana bu özellikleri veren şey, insanın beyninden bağımsızdır. İnsanın bir şey üzerinde düşünebilmesi, seçim yapabilmesi, inceleyebilmesi maddesel kavramlarla açıklanamaz. "Darwin’in buldog"u olarak bilinen evrimci Thomas Huxley dahi bu gerçeği fark etmiş ve şunları söylemiştir:

"Bilinç gibi hayranlık uyandırıcı bir şeyin, birbiriyle etkileşim halindeki sinir dokusunun bir sonucu olması, Alaaddin’in lambasını ovaladığında içinden cinin çıkması gibi açıklanamaz bir şeydir." [3]

Devam Edecek...

Kaynaklar:
[1] What the Bleep Do We Know?, Belgesel film, yönetmen: William Arntz, Betsy Chasse
[2] http://evrimteorisi.info
[3] Steven Pinker, How The Mind Works, Norton Publishing, 1999, s. 132



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ruhbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tüm Evren Beynimizin İçinde...
İnsanları Allah'a Yönelten Büyük Gerçek
Deprem Sonrası
Ölüm Neden Tadılır?

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ahir Zaman'dan Asr-ı Saadet'e
İlk Öğretmenimiz
Merhamet Medeniyeti Örneği; Osmanlı
Çağımızın Hastalığının Tedavisi, Taklîdî İmandan Tahkiki İmana Ulaşmaktır
Kendini İsraf Etmek
Bir Büyük Uygarlığın Yeniden İnşası
Çocuklarımız İçin...
Onların Fazlası Var...
Kur'an'daki Babalar
Şeytanın 'Din'i Olur Mu?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler [Deneme]
Son Perde [Deneme]
Dinin Çıkarlarını Gözetmek [Deneme]
İnsan Neden Kıskanır? [Deneme]
Konuşma Kişiliği Yansıtır [Deneme]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.