Güzel birşeyin fazlası harika olabilir -Mae West |
|
||||||||||
|
Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra Bize döndürüleceksiniz. (Ankebut Suresi, 57) Yukarıdaki ayette olduğu gibi, Ali İmran Suresi, 185. ve Enbiya Suresi, 35. ayette de "Her nefis ölümü tadıcıdır" buyrulur... Ayette ölmekten neden ölümü tatmak olarak söz edildiği üzerine düşünelim. Rabb’imiz neden "tatmak" ifadesini kullanmış olabilir?.. (Kuşkusuz doğrusunu Rabb’im bilir.) Kur’an’da tatmak ile ilgili ayetlere bakarsak, azabı tatmak ifadesi bulunan onlarca ayet olduğunu görüyoruz. Farklı olarak cennetten söz edilen bir ayette ise cennet ehlinin serinliği tattıklarını bildiriyor Allah: Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek. (Nebe’ Suresi, 24) O halde tatmak ifadesinden kasıt, insanın her hücresiyle hissettiğinin vurgulanması olabilir. Hem azabın, hem serinliğin, hem ölümün insanın her zerresine geldiğinin açıklaması... Şöyle de düşünebiliriz: Bebekler verilen her nesneyi hemen ağızlarına götürürler. Tadarak tanımaya çalışırlar. Ölümü tanıma, bilme anlamında da tatma ifadesi kullanılmış olabilir. İnsan ruhu için ölmek diye bir şey yoktur; ruh boyut değiştirir ve sonsuza kadar yaşar. Asıl olan beden değil ruh olduğu ve onun için de ölüm söz konusu olmadığına göre ölüm acı veya tatlı, tadılacak bir şeydir. İnsanın sonsuzluğu arzulaması için "geçiş kapısı" olan ölümü bilmesi gerekir ki sonsuzluğun ne büyük nimet olduğunu anlayabilsin. Sıcak soğukla, iyi kötüyle, aydınlık karanlıkla, tatlı da acıyla bilinir. Acıyı tadan insan, aklına hep tatlıyı getirir. Ağzında kalan acı tadı hep hatırlaması, aynı şeyi tatmamak için bir uyarıcı/caydırıcı olacaktır. Diğer taraftan, yenilen içilen her şeyden her insan farklı bir tad alır. Kimse de bir diğerinin aldığı tadı bilemez. Müminlerin canlarının alınma anındaki güzelliği ya da inkâr edenlerin ölüm anında çektiği acıyı onların başındakiler hissedemezler. Ölen kişinin görünüşte zorlukla can vermesi ya da ani bir kalp kriziyle uykuda bir anda can vermiş olması bir kıstas değildir. Ancak ölen kişi inkarcı ise tadabileceği en kötü şeyi tatmıştır. Yanında bulunan kişilerin gördüğü durumla, onun tadarak yaşadıkları farklıdır. Ölüm aslında bir nimettir. Hayatın zorlu ve ağır yüklerinden bir tür kurtuluştur. Allah’a derin aşkla bağlı mümini Rabb’ine kavuşturacak olan, ölümdür. Ölüm, cennete açılan bir kapıdır. Mümin için ölüm, cennete vesile olma, Rabb’ine kavuşma yönünde tadılacak bir nimet anlamındadır. Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. (Ali İmran Suresi, 185) Dipnot: Yazım sadece tefekkürden ibarettir. Kuşkusuz doğrusunu Rabb’im bilir. Konuyla ilgili değerli görüş ve yorumlarınızla katkıda bulunursanız sevinirim sevgili Arkadaşlar. Saygılarımla... Fuat Türker, Cemaat.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |