Umutlar, tersine çevrilmiş anılardır. -Anonim |
|
||||||||||
|
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.” (Nahl Suresi, 125) Güzel söz söylemek, Yüce Allah’ın insanlara verdiği çok önemli bir yükümlülüktür. Kur’an’da, “Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle…” (İsra Suresi, 53) ayetiyle Allah, insanlara güzel söz söylemelerini buyurur. Samimi iman edenler yaşamları boyunca bir ibadet olarak güzel ahlakı anlatmakla, kendileri de yaşamak ve insanlara iyiliği tavsiye edip, onları kötülüklerden sakındırmakla sorumludurlar. “Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.” (Al-i İmran Suresi, 114) ayetiyle bildirilen bu yükümlülükleri gereği, yakınlarını, ailelerini ve ulaşabildikleri herkesi Allah’ın dosdoğru yoluna, korkup sakınmaya ve güzel ahlakı yaşamaya çağırırlar. Güzel bir yaşam isteyen insanın güzelliklere, iyilik isteyenin iyiliğe, doğruluk isteyen insanın da diğer insanları doğruya çağırması zorunludur. Bu çağrıyı yaparken bilinmesi gereken, güzel sözü insanlar üzerinde etkili kılacak olanın ancak Allah olduğudur. Sonsuz azaptan kurtulmanın yollarından biri de Kur’an ayetleriyle yapılan öğüt ve hatırlatmalardır. Bu nedenle Allah’a imana ve din ahlakına ilişkin yapılan her çağrıya icabet etmek her insanın kendi yararına olacaktır. Şu an dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın her biri için sonsuz azaba sürüklenme tehlikesi vardır. Allah’ın sınırlarını korumaya çalışarak yaşayan insanın en önemli amaçlarından biri bu tehlikeden uzak kalma isteğidir. Diğer taraftan insan, tehlikeden uzaklaşmak için bu kadar çabaladığı gibi, nimeti elde etmek için de çaba harcamalıdır. O halde kişinin, kendisini Allah’a çağıran her güzel söze uyması, bu azaptan kurtuluşu için yaşamsal önem taşımaktadır. İnsan, güzel söze uyduğu, uyarıları dikkate aldığı takdirde ise Yüce Allah’ın izniyle dünyada ve ahirette güzel bir yaşama kavuşabilecektir. İnanan insanlar, Allah aşkıyla, sevgiyle bakmaları ve alçak gönüllü olmaları nedeniyle güler yüzlü ve güzel sözlü insanlardır. Yüce Allah, “Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.” (Isra Suresi, 53) ayetiyle iman edenlerin sahip olmaları gereken üslubu bildirmiştir. Bu nedenle müminlerin insanlara karşı da incitici, iğneleyici, alaycı, sert ve kınayıcı sözlerden şiddetle kaçınmaları gerekir. Allah insana apaçık düşmanı işaret eder. Kötü söz söylendiğinde şeytan mutlu olur; çünkü güzel sözden hoşlanmaz. Rabbimiz ise güzel sözden hoşlanır, o halde O’nun rızasını gözeten insanın güzel söz söylemesi gerekir... Güzel söz söylemek insanların kalplerini birbirine ısındırır ve aralarında dostluk ve güven oluşmasına neden olur. Kalbinde Allah aşkını taşıyan insan, etrafına da Allah aşkıyla bakar. Sözleriyle Allah’a olan yakınlığını ve sevgisini gösteren kişiye, çevresindekiler de sevgi ve saygı duyarlar. Bu durum müminlerin arasındaki sevgi ve bağlılığı pekiştirir. Rabbimiz müminlerin bu güzel davranışlarına karşılık olarak, onlara düşmanca bakanları dahi ‘sıcak bir dost’a çevirir. Kalpleri çeviren Allah, dilediği kişinin kalbini değiştirebilir. İnanan insan karşısındaki mümine güzel söz söylemelidir. İnsanın buna ihtiyacı vardır. Aksi halde o kendine söyler; bu da onun nefsini kabartır, büyüklenmesine neden olur. Yüce Allah’ın indirdiklerinin en güzeline uymak için her an yeni bir fırsattır. Yapamadıklarımız dolayısıyla kararsızlığa ya da ümitsizliğe düşmemeliyiz. Önemli olan geçmiş değil, yaşadığımız andır; vicdanımızın, doğrunun, güzelin ve hak olanın sözünü dinlemek, nefsimizin olumsuz telkinlerine karşı çıkmaktır. Sözün güzel olanını söylemek inanan insan için rahatlık olur. Her güzel sözü O’na yükselen ve O’na yakınlığı artan insan Rabb’inin tecellisini üzerinde görebilecektir. “Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir.” (İbrahim Suresi, 24)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |