Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Günümüz çocukları oldukça zekidir; “anlamaz, çocuktur bir şey bilmez” diye düşünmek çok yanlıştır. Çocuğa eğer din öğretilmezse çocuğun ruhu boşlukta kalır. Özellikle ölüm konusu çocuğa çok dikkatli anlatılmalıdır. Anne - babasının bir gün ölerek yok olacağını düşünen çocuk, psikolojik açıdan dengesini yitirir. Kendisinin bir gün öleceğini düşünen çocuk da aynı ruh haline sürüklenir. Oysa anne ve babasıyla cennette kavuşacağını, onlarla birlikte olacağını bilen bir çocuk, ruhen ve bedenen çok sağlıklı ve zinde olur. Ölümü yok olmak olarak anlaması çocuk için yıkımdır. Annesini ya da babasını kaybeden bir çocuk için, anne - babasının bir daha asla gelmeyecek olması dehşet verici bir düşüncedir. Dolayısıyla “bizleri Allah yarattı, ahirette, cennette yine hep birlikte olacağız” dendiğinde, çocuk ruhsal yönden rahatlık içinde olur; sevgisi devam eder. Din ruhun gıdasıdır; insanların sağlıklı, mutlu, huzurlu olmasını sağlayan ruhsal bir ilaçtır. Yüce Allah, insanları, bilim adamı H. Benson’ın ifadesiyle “Allah’a iman etmeye göre ayarlı” olarak yaratmıştır. İman yaşanmıyorsa önce insanların, ardından ailelerin, daha sonra da toplumların sağlığı bozulur. Çevremize baktığımızda, insanların ne kadar mutsuz olduğunu görmemek mümkün değildir. Bu, toplumda din eğitiminin gerçek anlamda ve yeterli düzeyde yapılmamasından kaynaklanır. Çocuklara Sevgi ve Saygı Çocuklara büyük insan gibi davranmak, sevgi ve saygıyla yaklaşmak önemlidir. Bu, akılcı bir yaklaşım tarzı olur. Çocuğa içten, candan ve Allah aşkıyla yaklaşmak gerekir. Büyüklerindeki o samimi imanı görürse çocuk dine daha yakınlaşır. Allah’ın kutlu peygamberleri de küçük yaştan itibaren mükemmel yetişmiş, çocuk yaşta Allah aşkını çok güçlü kazanmış insanlardır. Din, dünyanın en kaliteli insanının yaşadığı sistem, dindar insan da dünyanın en kaliteli insanıdır. Mümin en akıllı, basiretli, ferasetli, vicdanlı, makul düşünen ve en güvenilir insanıdır. Kur’an, dünyayı en mükemmel şekilde kullanma sanatını anlatır. Aynı zamanda sevmenin sanatını öğretir. Çocuğa bu bakış açısıyla yaklaşılırsa – Allah’ın dilemesiyle- çok güzel sonuç alınır. Çocuklara din, gerici ve tutucu bir üslup ile anlatılmamalıdır. Hurafe dolu bir anlatım, çocuk için din değil, aklının alamayacağı bir kâbus olacaktır. Dini Kur’an ve sünnet çizgisi dışında hurafelerle yorumlayan kişiler, kendi ruhlarındaki karanlığı ve şirk düşüncesini Kur’an’a ve Peygamberimizin hadislerine uygulamaya çalışırlar. Bilim ve sanat dışarıda bırakılarak, çocuğa “oturma, bakma, yapma!” emirleriyle dini eğitim vermeye çalışmak konuyu açmaza götürür. Çocuğa baskı, dayak, şiddet uygulanmamalıdır. Şiddet işe yarayan bir unsur olsaydı Hz. Nuh, peygamber olduğu halde kendisine inanmayan ve Allah’a iman etmeyen oğluna şiddet uygulardı. Anne – Babanın Her Konuda Eğitimli Olması Önemlidir Kuran’da bildirilen eğitim anlayışının kapsamı oldukça geniştir. Vicdan sahibi her Müslüman, bilimsel konularda kendini geliştirmelidir. Çünkü bilim, evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah’ın sanatındaki kusursuzluğu, yaratışındaki üstünlüğü delilleriyle açıklamanın yoludur. Anne babalar, kişiliklerini, davranışlarını, konuşma biçimlerini Kur’an’da bildirilen üstün ahlaka yakışır bir hale getirmede gayret ettikleri kadar, bilime dair konularda da kendilerini eğitmelidirler. Bütün bu özellikler, çocuklarının alacağı ilk tebliğ için ailelere yardımcı olacaktır. Kuşkusuz bunların tümü dua mahiyetindeki hazırlıklardır. Kalpleri etkileyecek ve hidayeti verecek olan yalnızca Yüce Rabb’imizdir. Ancak anne baba, her konuda bilgi birikimine sahip olmanın yanı sıra ahlakı, kişiliği ve karakter özellikleriyle de hayranlık uyandıran bir Müslüman olarak, çocukları için örnek birer model olurlar… İslamiyet pırıl pırıl aydınlık bir dindir. Kur’an ışıl ışıl aydınlıktır; karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Ve bize sevgiyi, şefkati, özveriyi, merhameti, dostluğu emreder. İnsanları sevmemizi, bitkileri, hayvanları, Allah’ın bütün yarattıklarına aşkla sevgi duymamızı ister. O halde, dini yaşayan vicdan sahibi bir nesil için, çocuklarımıza Peygamberimiz’in (sav) hadisindeki gibi en güzel mirası bırakalım: "Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz." (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.512)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |