Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
Önünde iki büklüm ‘bîçareyiz’ diyerek, Ağlamaklı bir gözle rahmet dilenmekteyiz. Sabır tacı bir beden, şükür nârı bir yürek, Biz günahkâr kulların himmet dilenmekteyiz. Gözyaşımız tutuklu, vicdanımız gardiyan, Sevap dimağlarımız takva yurdunda mahkûm. Hep dua iklimidir bağrımızdan fışkıran, Ve isyan nameleri tövbe kınında masum... Ne vahimdir ki zekât terk edilmiş sermaye, Kanun, devlet elinde iktidarsız bir nizam… Şehzadenin künhüne odaklanmaksa gaye, Her şey yerli yerince, tüm düzeler muntazam. Fakirin maişeti; acı soğan, kuru ekmek Zengininse kazancı fitre künhünde caiz... Dernek flamasıyla sadakalar dilenmek Ve mistik düzeneğe tütsülemek ne haiz? Tozlu raflarda miras ilahiyat düsturu, Namaz, oruç ve zekât işgüzarlık bestesi… Mavera yurdu cennet hedeflenmiş göz nuru, Ve parselli türbeler serencamın güftesi… Gökkuşağı benizli seccadeler asortik, İman, ihlas ve takva unutulmuş nostalji. Kutsal kelime salât, cami yurdunda yitik Tapınma vesayeti onarılmaz alerji… Eskitme hücrelerde peygamber dinamiği, Sakal, tespih ve hırka en aşikâr din bağı. Her sevaba giriftar bir yatırın kemiği Şirk menbaı türbeler üfürükçü odağı. İçimizdeki bu beyinsizler yüzünden bizi helak etme Allah’ım..! ------------------------------------------- bizi helak etme Allah’ım..! ------------------------------------------- bizi helak etme Allah’ım..! --------------------------- N’olur affet! ----------------- N’olur affet! * * * Kıblesiz mabetlerin ayyukunda bir asır, Şirke kenetlenmişken hüzün gecelerinde… Anlamsız sevdaların günah yükünü taşır, İnkılâp mirasının gizli hecelerinde… Mumyalanmış bir ruhun buhranında gölgeler, Mozaikler hazırdır, etten duvarlar hazır… Ufacık bir depreniş senfoniyi gölgeler Her şey tek ses, tek hiza, tek nokta ve tek satır. Ses suskun, eşya suskun, bütün insanlık suskun, Ve gözler tek noktaya saptanmış gibi mıhlı. Damgalanmış beyinler ürkek, titrek ve puskun Çağdaşlık yaftasında özgürlükler kılıflı. Tüm düğmeler tek düze sadakat hicabına, ‘Vatan dimdik ayakta’ siyaset kuruntusu… Darbeci demokratlık arzı endam babına, Pejmürde şeriatsa kurgulanmış tek pusu. Ve siyaset, siyaset… Hükümransız bir tarla, Toprağı sürülmemiş, tohumu saçılmamış… Yalan, rüşvet, iftira, sahtecilik tomarla, Fosforlu muamma ki jilesi açılmamış… Salyalı ağızlarda dikta rejim kurgusu, Tasmasız tok köpekler kudurdukça kudurur. Bacımın baş tacıdır vahyin hicab vurgusu, O konuşunca elbet bütün sular durulur. Durulsun tüm zamanlar, durulsun bütün her yer, Kulak versin tüm dünya, kulak versin şu asır; Nefes almak lüksünü yaşamak zannedenler, Bilsinler asıl hayat iman tılsımındadır. İçimizdeki bu beyinsizler yüzünden bizi helak etme Allah’ım..! ------------------------------------------- bizi helak etme Allah’ım..! ------------------------------------------- bizi helak etme Allah’ım..! ----------------------------N’olur affet! ----------------- N’olur affet! * * * Mimozalar serpilir mermerden yüreklere, Desen desen sevdayı muştularken topraklar. İsa’mızı gammazlar çarmıhtan küreklere Her mevsim hazanında dökülen şu yapraklar. Sapan taşlı çocuklar evsiz, dilsiz ve yurtsuz, Attıkları her adım sanki ölüme kıyı… Koşun çocuklar koşun belki de bulursunuz, Aşksız, ruhsuz dünyanın kaybettiği şarkıyı… Özgürlük size mintan, bana kayıp seccade, Rükûsuz mekânlarda kavruluyor gibiyim. Dünya bir sürgün yeri, bense sana amade, Uzatma sürgünümü savruluyor gibiyim. Maddiyat kıskacında nasırlaşan ömürler, Turfanda bir hayata tutuklu manşetlerde… Elmasçı pazarının kadavrası kömürler, Tasmasız bir hummadır janjanlı poşetlerde. Cansız, kansız gölgeler yoksulluk süzgecinde, Şan, şöhret furyaları yerin dibine batsın! Asıl yoksulluk fikir, o da feza dibinde, Gitsin de mağrur cahil, ilmine ilim katsın. İnsanlık aç ve yorgun, insanlık aç ve sefil, Ruhlar ölü toprağı, bedenler dünya perest. Her te’vili Allah’a güdümleyen iskambil, Çekemez üç beş günlük şu mağrur dünyaya rest. Şimdi çekilsin artık yerdeki tüm gölgeler, Ruhum semaviliğe yol almak şevkindedir. Açılsın putçuluğu remzeden tüm bölgeler, Hepsini çökertecek kutsal kıymık bendedir. İçimizdeki bu beyinsizler yüzünden bizi helak etme Allah’ım..! ------------------------------------------- bizi helak etme Allah’ım..! ------------------------------------------- bizi helak etme Allah’ım..! --------------------------- N’olur affet! ----------------- N’olur affet! * * * "Ey ülkem ve Ey dünya! (Şunu kesinlikle iyi bilmenizi istiyorum ki) Ben sizin şirk koşmakta olduğunuz her şeyden uzağım." "Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü, (yönümü, yolumu ve istikametimi) sadece gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben kesinlikle müşriklerden değilim." Dahası sizin O'na ortak koştuğunuz şirk unsurlarının hiç birinden de asla ve asla korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımdaki dilemesi başka… Nitekim ki benim rabbim, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" (En’am Suresi 78-80) Mehmet Akif UÇAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Akif Uçar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |