Allah insanı, erkek ve kadın diye nitelendirilen iki farklı cinsten yaratmıştır. Bu kural hayvanlar ve bitkiler için de geçerlidir. Neslin üreyip devam edebilmesi için Allah, böyle bir uygulama var etmiştir ki, hepimizin bildiği şekliyle erkek ve kadının sperm birleşiminden, neslin türeyişi sağlanmıştır. Bu sistem sadece Allah’ın kudretinin gereğidir. Yani ne erkek ve ne de kadının bu oluşum nedeniyle, kendisini üstün bir varlık olarak addetmesi doğru değildir. Çünkü böyle bir özelliği onlara veren şüphesiz ki Allah’tır. Dolayısıyla bu özellik nedeniyle övünmek ya da farklı kalıplara girmek kesinlikle yanlıştır. Zira bu özelliği veren Allah, yeri geldiğinde kesinlikle geri almasını da bilir.

O nedenle sadece bu konuda değil hiç kimse, hiçbir konuda haddini aşacak ifadelerde bulunmamalıdır. Zira Allah’ın bize bahşettiği bu gibi özellikleri, abartıcı ifadeler kullanarak ve kendi maharetimizmiş gibi lanse ederek Allah’a karşı haksızlık yapmamız, çok büyük bir günahtır. Nitekim Allah; kimini, üreme sistemi dediğimiz bu özelliği vererek kimini de, bu özellikten mahrum bırakarak imtihan etmektedir. Birinin karşılığı şükür, diğerinin karşılığı ise sabırdır. Yani böyle bir durum karşılığında kesinlikle şükretmemiz ve de sabretmemiz gerekmektedir. Çünkü nereden ve ne şekilde imtihan ediliyor olduğunuzu kesinlikle bilemeyiz.

Günümüz insanının yaptığı yanlışlardan biri de, nüfuz planlaması adı altında yapılan kürtaj çılgınlığı, iğne ve ilaçla yapılan çocuk düşürme programı gibi olgulardır ki bunlar, kesinlikle çok büyük günahlardan biridir. Allah’ın bilmediği nüfus planlama işini, acaba insanlar daha mı iyi biliyorlar ki, hâşâ Allahın işine karışmak gibi bir yanlışa düşüyorlar. Kimileri korunma ilaçlar kullanarak çocuk katliamına vesile olurken, kimileri de uğruna milyarlarca para harcayarak çocuk yaratıcılığına soyunuyorlar. Zira buna rağmen, yaptıkları yanlışın hiç farkına bile varamıyorlar. Allah da kimilerinin çöpe attıkları veya kaldırım taşları üzerine bıraktıkları bebeklerin yaşamalarını sağlayarak, insanların adeta beyinlerine kazırcasına; zira ben istersem istediğimi istediğim şekilde yaşatır, ben istemezsem de kim ne yaparsa yapsın yaratmam ve de yaşatmam diyor. O nedenle önemine binaen herkesten istirham ederek diyorum ki, bu veya benzeri konular için atacağınız her adımı, üzerinde hassasiyetle düşünerek atın ve hiçbir şey için kesinlikle acele etmeyin.

Allah erkeği de, kadını da eşit özelliklerde yaratmıştır. Erkeğin kadına, kadının da erkeğe yaratılış bakımından hiçbir üstünlüğü yoktur. Hiçbir erkek, erkek olarak yaratılmışlığından dolayı, hiçbir kadın da, kadın olarak yaratılmışlığından dolayı övünmemeli ya da şikâyetçi olmamalıdır.

Maalesef günümüz insanlarının yanılgılarından bir diğeri de, erkeğin kadını dövmek, azarlamak veya şiddet uygulamak şeklinde bir hakkının olduğunun sanılması ve işin daha da kötüsü, bunun ilahi kitaplarda beyan edildiğinin söylenmesidir ki, bu kesinlikle çok büyük bir yanlış ve iftira kokan bir vebaldir. Çünkü Allah’ın, yaratıcılık da göz önüne aldığı eşitliği, uygulama aşamasında yok sayması asla mümkün değildir. Zira ilahi kitaplardan anladığımız odur ki, her ne olursa olsun erkeğin kadını dövmek, darbelemek veya ona kötü davranmak gibi bir hakkı kesinlikle yoktur. Son peygamber Muhammed(as) hayat akışını gözlemlediğimizde, zaten böyle bir olasılığın mümkün olmadığını ve hatta onun yaşantı şeklinden, kadına büyük bir nezaket ve incelikle davranılması gerektiğini de öğreniyoruz. Zira hayvana bile, güzel muamelede bulunmanın gerekliliğini beyan eden böyle bir peygamberin sözlerini ve de Allah’ın güzeller güzeli hakikatlerini, aksi bir şekilde barbarlaştırırcasına yalan yanlış yorumlarla insanlığa empoze etmek hiç doğru değildir. O nedenle ben, buradan tüm insanlığa sesleniyor ve diyorum ki, Allah’ın tüm hakikatleri kesinlikle mükemmeldir ve onun dininde hiç kimseye, hiçbir şekilde haksızlık yoktur. Nitekim bu konuyla ilgili ilahi kitaplarda beyan edilen gerçekse şudur ki, kadınların güç ve iktidar bakımından erkeğe göre biraz daha zayıf olmaları hasebiyle, onlara daha hassas davranılması gerektiği belirtilmektedir. Ve ayrıca diyorum ki, ilahi kitapların hepsini ama hepsini, kesinlikle hiç ayırt etmeksizin anlamaya çalışarak okursanız, benimsediğiniz dini, muhakkak ki daha iyi ve daha doğru şekilde anlayacaksınızdır. Zira onların içinde beyan edilen her konu, o kadar mükemmel bir şekilde anlatılmıştır ki, anlamamak ya da anlayamamak gibi bir olasılık asla mümkün değildir.


Mehmet Akif UÇAR
www.yakamozkitapevi.com