Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen |
|
||||||||||
|
Suçlu aranmaz her olayda ama bu konu kesinlikle esgeçilebilir bir konu değil. Kendi bakış açıma dayanarak; doğru ya da yanlış fakat kesinlikle objektif bir şekilde hatalarımızı ele almaya çalışacağım. Bana göre bu konuda hatalı olan kesinlikle kadın’dır. Ama aldatan erkeğin hem zaten beraber olduğu hem de aldattığı kadın.. Genelde evliliklerde daha sık yaşanan bir durum olduğundan evli bir çiftin hatalarının neler olabileceğini erkeğin ağzından küçük bir hikaye ile anlatmaya çalışacağım. "…Tanıştığımız an aşık olduğum bir kadınla evlenmiştim. Dile kolay 9 sene aynı yastığa baş koyup, aynı mutluluğu, hüznü paylaşmıştık. Eşim minyon, dışarıdan bakıldığında cezbedici bir özelliği olmayan bir kadındı. Fakat dışarıda hanımefendi, evde erkeğini mutlu edebilen biri olmasının yanı sıra; aynı zamanda bakımlı ve özgüveni yüksek bir kadındı. Aynı dili konuşabildiğim, ortak zevklere sahip olduğum nadir insanlardan biriydi ki zaten onunla evlenmemin nedenlerinden biri de buydu. İşte ne olduysa evlendikten bir süre sonra oldu. Tanıdığım o kadın gitmiş; yerine tabir yerindeyse paspal, sabit fikirli, asosyal bir kadın gelmişti. Önceleri evliliğe alışamadığını, adaptasyon problemi olduğunu düşünmüştüm. Çünkü evliliğimizin ilk senelerinde , işten eve döndüğümde, şık kıyafetler giyip güzel masalar hazırlardı. Küçük sürprizler yapıp yorgunluğumu unuttururdu. Elbette ben de ona aynı şekilde.Bir süre sonra eve döndüğümde beni karşılayan kişi eski pijamalar giyen, yemeği daha ısıtmamış –üstelik çalışma hayatı olmamasına rağmen-tv karşısında pinekleyen bir kadın olmaya başlamıştı. Önceleri birkaç kez konuşmaya çalıştıysam da her konuşmada özür dolu cümleler geçiyor, fakat arkasından aynı şeyleri yapmaya daha doğrusu yapmamaya devam ediyordu. Tamam; bu duruma gelmesinde benim de hatam vardı belki. İşyerinde sorumluklarımın artmasından dolayı eski ilgiyi gösterememiş olabilirim diye düşündüm.. Fakat bu böyle mi olmalıydı sonunda?! Çalışma hayatını bırakmayı kendi istemiş, desteklememe rağmen tekrar çalışmaya yanaşmamıştı. Bundan dolayı özgüvenini yitirdiğini hissettim.. Onun düştüğü bu boşluğu atlatması için elimden geleni yaptım fakat nihayetinde kendimi de o boşluğa düşürdüğümü bir iş yemeği sonrası anladım. Yoğun iş konuşulan beş kişilik bir yemekteydim olayın gerçekleştiği gece. Her zamanki gibi evi arayıp eşime bildirdim toplantıda olacağımı. Hoş aramasaydım da farketmeyecekti ya!. Oldukça mühim bir şirketle anlaşma imzalayacaktık ve bu iş için aylarımı vermiştim. Toplantıda şirketin çeşitli departmanlarından 3 erkek müdür ve 2 bayan asistan bulunuyordu. Anlaşmayı 2 saatlik zorlu bir görüşmeden sonra imzalatmayı başardım. Bu sevincimi ilk eşimle paylaşmak istedim fakat yarı uyur bir sesle “ tebrikler” lafından başka bir şey duyamadım ne yazık ki..! Asistanlardan ismi Müge olan ; toplantı başından beri anlamlı bakışlar atıyor ve bir davet hissine kapılmamı sağlıyordu. Nitekim diğer 4 kişi ayrıldığında masada sadece ikimiz kalmıştık ve sohbet koyulaşmaya başlamıştı. Bir ara dikkatim parmağındaki yüzüğe odaklandı ve evli olduğu gerçeğiyle karşılaştım. Bir yandan da” evli bir kadın neden böyle bir yaklaşımda bulunsun ki “diye geçirdim içimden. Bakışları, konuşması, bana karşı ilgili tavırları özlediğim günlere döndürdü bir anda ve kendimi ertesi sabah onun yatağında uyanmış bir şekilde buldum. Uyandığımda, kafasını göğsüne koymuş, çırılçıplak uyuyan bir kadın vardı! Üstelik bu eşim değildi! Hemen kalktım ve çıktım , nasıl girdiğimizi hatırlamadığım otel odasından. Telefonuma baktım; öğlen olmasına rağmen hala aranmamıştım! Bu kadar merak edilmiyordum artık! Yüreğimde eşimi aldatmış olmanın verdiği vicdan azabı olsa da merak edilmediğimi düşündükçe geçmeye başladı bu azap.! Elbette bu böyle sürmeyecekti. Ya gerçekleri eşime söyleyip boşanacaktık ya da yalanlara, aldanışıma devam edecektim. Doğruları söylemeyi tercih ettim ve onu nasıl bir ruh haline soktuğumu bile bile doğru olanı yaptığımı düşündüm. Tepki vermedi; sanki vücudunun tümü felç olmuştu, tek kelime etmiyordu. Sonunda mağrur bir şekilde davayı açmamı söyledi ve ben bu tavrı karşısında kendimi o kadar aciz hissettim ki geceleri uyuyamaz oldum. Nihayetinde boşandık. Evet aldattım gerçekten sevdiğim bir kadını! Eninde sonunda eski haline dönebileceğini, yine eskisi gibi güzel günler geçireceğimizi bile bile, gurursuz ve üstelik evli olan , anlık zevkler yaşayabilecek basit bir kadınla aldatarak aslında kendim aldandım. " Klasik bir hikaye olsa da mekan, meslek farketmeksizin bu hikayeleri çoğaltabiliriz. Sonucunun aynı olması yeteri kadar benzer acı hikayeleri getirmiyor mu ne de olsa! Çıkaracağımız bir sonuç elbette var bu hikaden. Sözüm öncelikle kadınlara; 1)Evlilik ne kadar ağır bir yük olursa olsun-ki bence istendiğinde değil- kesinlikle bakımınızdan imkanlarınız el verdiğince taviz vermeyiniz 2)Eşinize/sevgilinize ilgisiz davranıp kendi elinizle dışarı itmeyin ki sonra ağlamayasınız! 3)Hem aşçı, hem seksi, hem hanımefendi olabilicek güçte olduğunuzu asla unutmayınız! 4)Gereksiz kıskançlıklar, kaprisler yaparak illallah dedirtmeyiniz! (mümkünse) :) Erkeklere diyeceğim şudur ki; kadınlar-eğer hakettiği ilgiyi, sevgiyi gösterirseniz- adeta bir geyşa olabilir. Size sadık kalabilen, sizinle ağlayıp sizinle gülebilen, size denk ve ruh eşi olabilen bir kadını sakın kaçırmayın! Her ne kadar etrafınızda binlerce seçenek olsa da bu özellikleri bulduğunuz bir kadının yerini ; taş çatlasa 1 ay sizi mutlu edecek bir kadına bıraktığınızda aldanan kesinlikle siz olursunuz! Benden söylemesi !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Burcu SAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |