bir sabah gözlerimi açtığımda dört duvar arasında buldum kendimi.ağlayan insanların olduğunu farkettim.neydi peki onları bu kadar üzen?ben neden göremiyordum onları?gözlerim yoruldu hayatı yaşamaktan.bir süre sonra gözlerimi kapadım hayata.ama sesler yağmur damlası kadar sert çarpıyordu duvarlarıma ve ben hala anlayamıyordum olup biteni..kalkmaya çalıştım yattığım yerden.hal kalmamış bedenimde.ne kolumu kaldıracak gücüm ne de konuşacak dermanım kalmış.bir an tüylerim ürperdi,buz tuttu bedenim.tıpkı küçükken izlediğim çizgifilmlerdeki karakterlerin hayalet gördüğü an gibi.çok korktum..kaçmak istedim seslerden.ama bir şey tutuyordu bedenimi.gitmemi istemiyor gibi sımsıkı sarılmıştı duvarlarıma..çaresini bulup kaçtım.bir de uzaktan baktım kendime,etrafımda ağlayanlara..yok olmuşum hayatlarından.ne dediklerimi duyuyorlar ne de yaptıklarımı görüyorlardı.işte o an anladım yalnızlığı ve işte o zaman hissettim sevdiklerimi ardımda bırakıp uzaklara gitmenin acısını...