Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
-“Ölüm geldi ve onu aldı”diye sızlanıp durma.Çünkü ölüm bize gelmez,biz ölüme gideriz. -Tartışmanın dozunu ayarlayan tartışanların kalitesidir.O nedenle bazı tartışmalar kavga ile,bazıları tokalaşarak biter.Sonu nasıl biterse bitsin tartışanların her biri kendini yenilmiş hisseder. -Tutsak olmayı isteyeni neden engellemeye çalışıyoruz? Bu haksızlıktır.Çünkü engellenirse sahip olduğu tek şey olan boynundaki halkayı da kaybedecektir.Günümüz dünyasında bile o halkayı gönüllü olarak boynuna takmaya hazır o kadar çok insan var ki! -“Halkın tercihi,halkın gücü,halk ne isterse o olur,halkın yaptığı doğrudur” masallarına inanmıyorum.Tarih sayfaları halkın günahlarıyla doludur.Sevapları mı?Günahlarının yanında bir hiç… -Zayıfları,yoksulları savunmak amacıyla ortaya atılanların çoğu,ilk fırsatta zayıfları ve yoksulları ezmişler ve sömürmüşlerdir.Ne hazindir ki zayıflar ve yoksullar en büyük darbeyi önceleri kendileri gibi olan sonradan “kurtarıcı” rolünü kapanlardan yemişlerdir. -Umudunu yitirmeyen insan hangi rolde olursa olsun benzerlerinden bir gömlek üstündür. -Ölüler için bile umut vardır.Öyle olmasa bazı insanlar ölü bedenlerini dondurtup saklatırlar mıydı? -Benim emrim altındaki astımın,benim mevkiimde gözü yoksa,bulunduğu mevkii hak etmiyor demektir.Ben de hak ettiğinde ona bu mevkii vermiyorsam,bulunduğum yeri hak etmiyorum demektir. -Bir düşünür diyor ki “Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yapın." Ya unutulmak istiyorsak? Sevgili düşünürümüz onun da formülünü söyleyiverseydi bari! -Kredi kartlarını yırttığım,televizyonu balkondan attığım,bilgisayarı eskiciye sattığım gün gerçekten özgür olacağım. -Sahip olduğumuz her yeni şey,yeni bir problem demektir.Mesela bir evi olanla beş evi olanın,bir çocuğu olanla üç çocuğu olanın problemleri aynı mı?Problemlerimizi azaltmanın yolu sahip olduklarımızı azaltmaktan geçiyor.Öyleyse formülümüz: İhtiyacımızdan fazlasına hayır! -Mezar kazıcıları ile ilgili yapılan kötü benzetmelere çok kızıyorum.Çünkü onlar benim nazarımda çok değerli insanlardır.Bir düşünsenize ya onlar olmasaydı… -Vicdanımın beni yargılamasından öyle korkuyorum ki…Onunla yüzleşmemek için çoğunlukla kaçmayı tercih ediyorum. -Kalbimizi sevgi ile doldurmamız gerektiği söyleniyor.Ama nasıl?Yani bunun yöntemini bilen var mı? -Her yenigiden sonra zafere duyulan özlem biraz daha artar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |