Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Allah, İsa(as)’a tıpkı Tevrat gibi bir hidayet kaynağı olan İncil’i vermiştir. Yani İncil de Tevrat gibi mükemmel bir ilahi kitaptır. Zaten bir kitabın, ilahi kitap olup da, mükemmel ve evrensel bir kitap olmaması mümkün değildir. Çünkü o kitapların hakiki sahibi, tüm evrenin sahibi olan Allah’tır. İseviler, İncil ismindeki işte bu kitaba inanır ve onun buyruklarına göre hayatlarını düzenlemeye çalışırlar. İsevilerin, İbadet mekânlarına Kilise, din adamlarına ise Papaz veya Rahip denilmektedir. Kilise onlar için ayrıca mezhepçilik olarak da bilinir. Yani İsevilerin bazı hususlarda ayrıldığı kolların adıdır. Genelce bilinen şekliyle de bu kollar; Katolik Kilisesi, Protestan Kilisesi ve Ortodoks Kilisesi diye üç kısma ayrılır. Ama elbette hepsinin ortak noktası aynıdır. Yani şöyle ki Allah, kesinlikle tek bir ilahtır ve İsa(as), Allah’ın peygamberidir. Nitekim İsa peygamberin doğumu, kesinlikle Allah’ın eşsiz büyüklüğünün bir mucizesidir. Onun babasız bir çocuk olarak dünyaya geldiği, herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Normalde bir çocuk hepimizin bildiği şekliyle, anne ve baba sperminden oluşmaktadır. Bu bile devasa bir mucizedir. Ama bunun da ötesinde Allah, tüm insanlara ibret olsun diye İsa(as)’ı Meryem ismindeki bir bakireden meydana getirmiştir. Bu sadece ve sadece Allah’ın yüceliğinin bir kerametidir. Ama insanlar bu mükemmel mucizeyi bile çarpıtmış ve demişlerdir ki;‘İsa(as), hâşâ Allah’ın oğludur’. Zira Allah insanlara beni hissetsinler ve benim büyüklüğümü anlasınlar diye, bin bir türlü mucizeler gösterirken, insanların yanlışta böylesine ısrar etmelerini, ben sadece o insanların bahtsızlığı olarak algılıyorum. Sorarım size, şu yeryüzünün ve göklerin tek sahibi olduğunu bildiğimiz Allah’ın, hâşâ çocuk edinmek gibi bir eyleme ihtiyacı mı vardır? Sizde biliyorsunuz ki, asla böyle bir olasılık mümkün değildir. Bu durum kesinlikle akla ve mantığa yatmamaktadır. Ama biz yinede herkesin inancına saygı duymakla beraber, hemen akabinde de böyle bir düşüncenin bizce yanlış olduğunu hatırlatıyor ve herkesi mantıklı düşünmeye çağırıyoruz. Şüphesiz ki Allah, tüm insanlığın ilahıdır ve yeryüzündeki herkes onun kuludur. Şahsım adına ben, İlahi kitaplardan okuduğum ve anladığım kadarıyla İsa(as)’ın, peygamber olduğunu biliyor ve onun peygamberliğini kabul ediyorum. Bunun adı Hıristiyanlıksa evet daha öncede belirttiğim gibi ben bir Hıristiyan’ım. Ama çoğu Hıristiyan’ın kabul ettiği şekliyle, İsa(as)’ın Allah’ın oğlu olduğunu kabul etmiyorum. Ve açıkça belirtiyorum ki düşüncemde özgür olduğum için, böyle bir şeyi kabul etmek şeklinde hiçbir zorunluluğum yoktur. İlahi kitaplardan ve son peygamber olduğunu bildiğim ve buna inandığım Muhammed(as)’dan öğrendiğim ve onun naklettiği bazı sözlerden anladığım kadarıyla, dünyanın sonu ya da bir diğer ifadeyle kıyametin kopma anına yakın bir zamanda İsa(as), Allah’ın bir mucizesi olarak yeryüzüne tekrar gelecek ve kendisiyle ilgili, insanların kafasında oluşan tüm şüpheleri ortadan kaldıracaktır. Ve aynı peygamber Muhammed(as)’ın bildirdiğine göre, kıyamet alametlerinin çoğu gerçekleşmiş yani belirtilen o zaman dilimi yaklaşmıştır. Rabbimden dileğim İsa(as)’ın yeryüzünü tekrar şereflendirdiği o günü görmek ve onun dava arkadaşlığını yapabilmektir. Ona erişebilen herkesin bilmesi gereken bir şey var ki o da; Allah adına İsa(as)’a yardım etmek ve hiç kimseyi ne Yahudi, ne Hıristiyan, ne de Müslüman diye isimlendirmeden kesinlikle tek hakiki din olan Allah’ın dinine sımsıkı bir şekilde sarılmaya çağırmaktır. Zira yaşantı şeklinize illaki de bir din ismi koymak ve insanları gruplara ayırmak bence kesinlikle şart değildir. Her insanın yapması gereken tek şey, Allah’a inanmak ve onun esaslarına göre yaşamaya çalışmaktır. Gerçekte ise Allahın istediği din ve hayat şekli kesinlikle budur... Mehmet Akif UÇAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Akif Uçar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |