Aşık olmayan âdem / Benzer yemişsiz ağaca. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
yalnız sende bulmuştum, yalnız senin olmuştum…” Kelimeler ile anlatılamayacak kadar engin, sevgili ile yaşanılacak kadar coşkulu, ifade edilemeyecek kadar yoğun ve tanımlanamayacak kadar karışık olan, herkesçe bilinen, adına AŞK denilen efsunlu kelimeyi anlatmayacağım. Onu yaşayacağım. “…Geceler gölgesinde kırık kadeh gibiyim Bu Sensiz akşamlarda umutsuz kederliyim…” AŞK, kimine göre yaşamayanın anlatamadığı, yaşayanın anlatmaya dermanın yetmediği bir olgu kimine göre de gereksizlik ve yalancılıkla suçlanan masum bir duygu. Öyle ki AŞK, bir insanın dünyasını değiştiren, ona yeni bir iklim var eden ve Aşığı pervane eden ne bir duygu ne de bir olgudur. AŞK AŞK’tır. Sevgiliye duyulan inancın Ona karşı en güzel itirafı gibidir AŞK. Sevmek ve Âşık olmak arasındaki en büyük fark ise sevginin masum ve ihtiyatlı, AŞK’ın ise heyecanlı, uçarı birazcıkta gelişigüzel olmasıdır. Aşık olmak isteyenin yüreği kadar zihnini de meşgul edebilecek kadar baskın, hayata dair tüm gözleri kör edebilecek kadarda zehirlidir AŞK. AŞK öyle bir şeydir ki ondan bir tutam alanın dilinde bal olurken yüreğinde kan olur akar. “…Gözyaşlarım senin için Izdırabım dinmez niçin Ömrümü ben sana verdim Ömrüm benim…” Ömrüne bir ömür katabilmektir AŞK. Yaşanılan en uzun zaman diliminin bulunduğu evrende AŞK’ı ifade eder sevgililerin gönlünde. Bazen büyülü bir peri gibi çıkıverir insanın karşına, yolda, köşe başında, bir tren garında, bir otobüs durağında, okulda, bir kemancının notalarında bazen de şarkıcının söylediği içli bir şarkıda. “…Ben de gönül çektim eskiden Yandı hayatim bu sevgiden. Anladım ki bir AŞK’a bedel, Gençliğimmiş elimden giden…” Neleri gitmez ki insanın AŞK yüzünden, neleri kaybetmez ki. Kalplerde bıraktığı izle hatırlar insanlar Onu en çok. Kimisinde bir çizik kimisinde bir kesik kimilerinde de derin bir yara bırakır. Âşıkların ruhlarına bıraktığı imza çeşididir bu yoksunluk. Uzaklara giderken arkasında bıraktıkları için hiçbir acıma hissi taşımaz, hiç bir zaman bir Âşık için matem tutmaz. AŞK’tır çünkü O, anlatılamaz, tanımlanamaz. Âşıklar acıları yudumlarken AŞK’ın farklı bir yüzü ile tanışır benlikleri. AŞK yarası diye tanımlar bazıları onu. Ama O aldırmaz tüm söylenenlere ve her zaman vakar duruşunu sergiler yeni Nedimlere, Şirinlere, Bakilere, Ferhatlara, Mecnunlara… Her şeye rağmen Âşıklar yine de bırakmaz Onu, bırakamaz. Uzaklaşamazlar Ondan, ayrılamazlar kanatlarının altından. Bir buse kondursa O, yanaklarına, hayat bir rüya oluverir hepsine hemen. Ve tüm Âşıkların dilinde aynı kelimeler yankılanır yine. Adına AŞK diye hitap edilen duyarsız kalsa bile. “…Gece geç saatlerde Hıçkırık duyuyorum Hayalini görüyor Seni düşünüyorum…” Fatih Mehmet Mirza
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fatih Mehmet Mirza, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |