Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Neyim kaldı ki senden gayrı Kalbi hicranımı hiç sorma o bambaşka bir sancı Kaç gecedir uyuyamıyorum ey hancı, hasret hazan içinde ne acı Ömürden ne kaldı ey ancı, ne bir şevkim kaldı ve ne de bir kalbimin ilacı Âşık gönül ki neye hasreder Vurgun halim özlemin sevdasıyla elemden ar eder Vaki olan derdi kime söyler nefesin müddetini sancıyla hesabi der Sükûtun çığlığına nidam refakat bekler, kalbi fakirliğim ise boyun büker Temaşa ettiğim dağ söylüyor Hüzün ikliminde nefeslendiğime katılarak gülüyor Hani metanet nerde diyor, aşk kalbin sahibinde yaşamaktır ekliyor Ruhum serencamında itaat ediyor, kalbim penceresinden neyi seyrediyor Dilim niçin salâvat getirmiyor Gözlerimde yaşlarıyla kalbimi serinletmiyor eriyor Zihnim tükeniyor, halim takatsizleşiyor, uykum hiç dinmek bilmiyor Yaşamak hakikati anlamaktan uzaklaşmak mı, ölüm sessizce akın ediyor Ve mukallitliğim hiç bitmiyor Kim ne söylerse eşlik ediyor, tahkikimde yetmiyor Aklım statikleşiyor, izanım sessizliği tercih ediyor, iradem tükeniyor Kalbim hani aşk nerede diye hal ikliminde yaşayanlara gıptayı haz ediyor Ah nefsim sen bizarı hevessin Sen hilkatin ikliminde terbiye edilmeye amadesin Hissiyatın maruz renklerinde bazen çile ve bazen de sancılarla erksin Sem iradem için mühletsin, aklım için zaruretsin, aşk için sabrı bilmezsin Ey katreler, mısralar misalisin Sen gökyüzünün ihtişamından damlayan şevksin Meltem suhuletinde demsin, idrakim için müjdesin sen süruru badesin Suskunluğuma çaresin, melalin seyrisin, halin letafetinde öte için şevksin Suskun umutlar kanatlanıyor Mazi hakikati ruhuma bir fevkaladelik yaşatıyor Atim sekilerleşmenin pervazlarında hicranı anıyor ve hüzün başlıyor Kim ne anlatsa ve maslahatları nüfus için olunca, saflığımda sancı veriyor Göçen mütefekkir sesleniyor Onca şairler niye şiirler yazıyor, halini anlatıyor Kalbi sancılarını, yaşadıkları aşkın hazlarını mısralarıyla resmediyor İşte bu vakit muhasebe karşıma çıkıyor, halim sessizliğinde ne sefilleşiyor Ne yazsam ve neyi anlatsam Zemheri misali muvazenem, hevesi anmasam İşaret taşlarının anlattıklarını hiç anlamadan mahzunluğuma yansam Ufuklarda maveraya uzansam tefekkürü ehline bıraksam ve acıyla ağlasam Mustafa CİLASUN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |