Canım sıkılıyor. Hem de ne kadaarrr çok... Ne yapsam ne etsem olmuyor. Kurumuyor içimde akan kasavet nehirleri, kelime bataklığım öylece sivri-sineklendi (Satre'a selam, yaşasın egzistansiyalizm)... Halbuki Heraclitius dememiş miydi: Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz sözünü. Heraclit bu hayattaki en büyük yalan sendin değil mi? Gençlere tavsiyemdir; her yazıya böyle bir fiylosofik bir çivi çaksınlar ki Öss paragraflarındaki düşünceleri gelişsin-- Benim bu ıslanmalarım girip-çıkışlarım, sığlığım nolacak şimdi. Hayat basiretimi mi bağladı ne, okuyorum yok, geziyorum yok, biliyorum yok, baba oluyorum yine yok. Yorumlu cümlelere desen dilimde mecal yok. Ne yapsam ne etsem ne yana tükürsem. Sağa tükürsem sıcak, sola tükürsem soğuk. En iyisi kendime tükürmek: yani tecavüz-ü arif sanatı. Bu halim bu dirençsizliğim yazıma dengesiz kışıma tertipsiz yansıyor farkındayım. Ben olsam diyorum, edebiyatın izine düşsem, bu siteye gelsem, bu yazıyı görsem, okumam diye herhalde, ... Bu adam hiç bir şey anlatamamış, anlatmaktan tekaüte ayrılmış yahut kabız-ı zikr olmuş galiba diye düşünürüm. Ha, ben bu arada aklıma düştü, en çok duş altında çömelmeye bayılırım. Hep bi film çeksem bu çömelme karesi olsun isterim/derim. yine film çeksem- bakın bunlar hep can sıkıntısının zihni tokmaklayışları- mutfakta çaydanlığın kenarında oturan adamı çaydanlığa akisinden karelemek isterim.
Felsefem bitti; kendime biraz sosyoloji yüklemem lazım ha bir de terziden psikolojimi almam lazım, çekti yan paylarından biraz bollaştırılacak. Ben eskiden bu kadar çok zihin sabuklaması yaşamazdım beni bu hale bilgisavar mı getirdi acep-a. Pro-moronik değişim durumu mu ki bu. --Pro-moronik mefhumu şahsım adına tescillidir-- En sevdiğim noktalama aygıtı üç nokta üstüste onun da klavyemde oturma izni yok. Biraz arabezgiye ihtiyacım var işim yok (ç)işim çok. En yakındaki helanın buraya yani oturduğum sandalyaye enlemsel uzaklığı, boşaltım sistemimde iklimsel değişim yaratacak kadar çok... şimdi bu adamceğiz bu yazıda neden bahsetti diye hiç ıhınmaya lüzum yok. Amma saçma yazı diye ana-fikirsizce çıkarımları evde yalnız başınıza denemeyin gerek yok. Ben size Kemal'ince anatemayı deyivereyim: hayatın mengenelediği adam'ın sıkışmaya bağlı olarak ortaya çıkan iç-yellentisi...