Ben bir dünya yurttaşıyım. -Sokrates |
|
||||||||||
|
Yerde yatan ölü kadın... Bir zamanlar, çok eski bir zamanlar annenin vücudundan kopup "hayat" denen o gayrimeşru dünyaya kocaman bir çığlık atarak "merhaba" dedin. Nereden bilebilirdin son sözünün "yapma" olacağını ve benzer bir çığlık eşliğinde "elveda" diyeceğini. Oysa o zamanlar bir küçük bebektin. Herkes kadar masum, herkes kadar cahil, herkes kadar saf... Ve yine sen nereden bilebilirdin bebeklikten kız çocukluğuna geçişinin ardından yaşayacağın dramları... Yerde atan ölü kadın. Genç kızlığından kadınlığa geçişin nasıl oldu senin? Bir parça kan için çarşaflar mı serildi yatağına? Kapalı kapılar ardında cesaretsiz, korkak ve sömürüldüğünü hissederek mi yaşadın cinselliğini? Bir sevdanın peşinden gitmek günah mıydı sana? Vebalini yüklenecek bir erkek olmadan soluk alamazsın mı dediler? En güvendiğin kişi kimdi senin? Kim yere yatırdı boylu boyunca bedenini? En çok sevdiğin miydi kalbinin orta yerine bıçağı savuran? Bir zamanlar aşık olduğun adam mı kıydı sana? Yoksa bir saçma töre miydi senin ruhunu bedeninden ayıran? Kardeş diye bildiğin genç adam, baba diye bildiğin canının bir parçası mı seni katleden?... Yerde yatan ölü kadınlar geçiyor beyaz camın ardından. Gazetelerin üçüncü sayfa kadınları Onlar. Güzeller. Ölü güzel kadınlar Onlar. İsimleri yok. Kodluyorlar isimlerini, tek tip yaşama mahkum ettikleri gelecekleri gibi... Kırık, hüzünlü bir gülüş dudaklarının kenarında kalan. Hayatları boyunca doyasıya bir kahkaha attılar mı diye düşünüyor insan? Böylesine bir şey mi ikinci sınıf olmak? Ademin kaburga kemiği mi bizi lanetli yapan? Yok edilmek, katledilmek, aşağılanmak, söz sahibi olamamak, boyun eğmek, başı önünde yürümek... Bu mudur yerde yatan ölü kadınların hak ettiği kelimeler? Yerde yatan ölü kadınları siz görmezsiniz belki. Ben görürüm. Her gün üç tanesi daha yatıyor ölmeye. Birileri namusunu temizlemek, birileri törenin gereğini yerine getirmek, birileri güçsüzlüğünün gücünü ispatlamak için yere yatırıyorlar kadınları. Şimdi bakın kaldırımlara her sokak başında bir ölü kadın var. Görmek isterseniz görürsünüz. Duymak isterseniz duyarsınız çığlıklarını, hayattan zorla vazgeçirilirken kimi zaman sessiz ama yırtıcı feryatları içinize işleyebilir. Oysa hiç bir kadın hak etmiyor bir erkek egosu için yok edilmeyi. Hiç bir insan için kimse diyemez ki "katli vaciptir " diye... Bir anlayabilseniz bunu. Bir fark edebilseniz kadının ne için ve neden yaratıldığını. Ama yapamazsınız siz... Zannedersiniz ki, kadın erkeğin yatak macerasıdır. Yemek yapan, çocuk doğuran, kirli çamaşırlarınızı yıkayan bir temizlik elçisi. Sizi affeden, sizi adam yapan, adam gibi görünmenizi sağlayan bir çeşit katalizör... Bu mudur? Ey zavallı aciz yaratıklar yerde yatan ölü kadınların katilleri ve o haberleri okuyup "oh" diyen "helal olsun" diyebilen sığ, çürümüş, kokuşmuş beyinleri ile kendilerine kaza eseri verilmiş konuşma yetenekleri ile çeşitli yorumlarda bulunanlar; kadın dediğiniz, karınız, sevgiliniz, nişanlınız, kızınız, bacınız... Canın o senin, canın. Yerde yatan ölü kadınlar hak ettikleri için değil... Yoz bir sistemin içerisinde doğdukları için, farklılıkları kabul edemeyen erkek zihniyetinin kurbanları oldukları için, bir tuhaf dünyanın vatandaşı oldukları için yok ediliyorlar. Her gün en az üç kadın en yakınları tarafından öldürülüyor. Her gün onlarcası en çok sevdikleri tarafından şiddette uğruyor. Her gün onlarcası yakınları veya hiç tanımadıkları tarafından tacize, tecavüze uğruyor. Ve biz duruyoruz beyaz camın gerisinde akşam haberlerini, üçüncü sayfaları görmezden duymazdan geliyoruz. Canımız sıkılıyor çünkü... Çünkü biz üzülüyoruz için için... Çünkü bilmemek daha iyi ya, mutluluk cehalet demektir ya o nedenle hiçbir şey yapmıyoruz yerde yatan ölü kadınlar için. Çünkü biz yerde yatmayan diri kadınlarız...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ayşe başak , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |