Çamur, kan ve ter. Yağmurlu bir kasım gecesinde, yine sebebini bilmediği hayvanca hislerinin marifetiydi işte bu henüz pıhtılaşan hayati sıvı ve teniyle oynaşan ılık tuzlu damlacıklar. Dizlerine kadar inen, kimden çaldığını hatırlamadığı açık kahverengi pardösüsü, her yerine sıçrayan kan ve git gide azan sağanak yağmur yüzünden koyu kahveye dönmüş, içindeki sararmış gömlek bile göz göz lekelerle dolmuştu. Islaklı. Bu metruk kasabanın daha da metruk bir yol ayrımında yüzükoyun yatarken hissettiği buydu. İliğine kadar işlemişti soğukla beraber. İlk değildi, böyle giderse son da olmayacaktı. Zihni de etrafındaki her şey gibi bulanıktı. Nicedir yapmıyordu oysa. Terk etmişti mazoşist hislerini, öyle sanıyordu en azından. Kaçıncı yanılgısı olduğunu bilemeden ve artık çalışmadığını kanaat getirdiği zihnini de fazla zorlamak istemediğinden bulunduğu bataklıktan kurtulmayı denedi. Bir deri bir kemik kalmış iradesinin iyice saplandığı yapış yapış zafiyet çamurunu idrak edecek değildi aklı şu an. Ender sahip olduğu bilinçli anlarında dahi edememişken şimdi bu zifiri karanlıkta nasıl etsindi. İlk denemesinde yüzükoyun kapaklandı. Şükür ki killi bir toprağa yığılmıştı ve hiç sivri taş yoktu kendisine zarar verebilecek. Bir kere daha denediğinde de sonuç farksızdı. Aniden irkildi, sağ bileği ve kolu boyunca iğne batması gibi yüzlerce acı hissetti. İşte o an hatırladı. Şeytan bu umutsuz akşamüstü yine en az tanıdığı yerinden yakalamıştı onu. Beyninden. Beyninin derin dehlizlerinin kim bilir ne kadar ücra bir noktasını harekete getirmişti melun. Ve artık çok iyi biliyordu ki bir kere çalıştırılınca önü kesilemiyordu bu mekanizmanın. Böyle diyordu o,bağımlılık derdi bir başkası. Ne önemi vardı ki şu an! İşte oluk oluk akan kendi kanıydı.. Bunca zaman içinde olandı. Jiletleri gördü az ötede. Giderek sararıyordu. Gözlerinin çoktandır azalan feri artık hiçliğe kayıyordu. Hissediyordu ölümün ayak seslerini. "Bir kere daha!" diye inledi, "Bir daha doğsam eminim her şey çok farklı olurdu,çok güzel...." Ve bir sıçrayışla uyandı, uyuklayan karısının yanağından öptü, artık kurtulacaktı günahlarından.