Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Beni öğretmenevi bahçesinde beklediğin o akşamı hatırlıyorum.Seninle her zaman görüşürdük ama bu değişikti.Yalnız sen ve ben.Farklı giyinmiştin ogün .O zaman özel hazırlandığını anlamıştım.Güzel bir kot gömleğin vardı.Saçlarında hergünkünden farklıydı ya da değildi ne bileyim İşte.Tüm bunlar seninle çalıştığımız bu yerde öğretmenevinden başka gidecek yer olmadığı gerçeğini değiştirmiyordu.Evet biz buluşmuştuk ama gidecek yer yoktu.Önce karnım aç dedin Hep gittiğimiz kebapçıya gittik.Adı konmamış buluşmamızı iyice belirsizliğe çekip tarihi bir hata yaptım ogün .Bende emanet özel ders parası bulunan okuldan öğretmen arkadaşıma gidelim dedim.Niye hiç itiraz etmeden kabul ettin.İçine doğal olarak gelen acaba onunla mı çıkıyor sorusuna boyun eğerek.Bunda onunda payı var tabi hemde ne biçim.Oraya seninle gelişimi anlamazdan gelerek beni eve bırakacak diye inat eden sevgili okul arkadaşım.Arada kalan ben.Beni Ali bırakır dediğim halde anlamayan Bekir. Akşama seninle başlayıp,onun tarafından eve bırakılmam tuhaf biliyorum.Ama insanlar anlamak istemezlerse,anlatamıyormuşsun bazı şeyleri.Bende anlatamadım.Seninle tuhaf bir şekilde yanımızda Bekir olduğu halde ayrıldık.Ertesi gün İzmir ‘e gidecektik.Ben teyzeme ,sen arkadaşlarına.O çekingenlikti işte o günde İzmir’de bir çay içip yolumuza gitmemizesebep olan.Kafanda soru işaretleri oluştu biliyorum .Akşamki misafirlik neyin nesiydi. Yılbaşı gelmişti.İki günlük tatilimizi geçirip dönüşte yine garajda buluştuk.Nasıl buluştuğumuzu hatırlamıyorum öyle işte.Yine fazlasıyla konuşarak ilçemize geldik.Herkes evine gitti. Az önce bir resmine baktım, yeni çekilmiş.İşte o zaman yılların, yirmiiki yaşından bu güne geçen sürenin sana nasıl bir olgunluk verdiğini soğuk,uzak bir bilgisayar ekranından bile anlayabildim.Ama bunu anlayabilmek için işte o vakitlerden tanıması gerekiyor insanın birini.Ben seni o yarı çocuk,yarı yetişkin zamanında tanımıştım.Şu an hala yanımda olsan demek ki ,tüm değişikliklerin ayırdında olacaktım.Belki bir ufak mimikten bile çok şeyleri çözebilecek yakınlıkta olacaktık.Ne yazık ki ,seni beş yıldır görmüyorum,seninle ilgili nelerin değiştiğini bilemem.Sadece kör tahminlerde bulunabilirim. Beş yıl epey uzun bir süre.Bu süre zarfında içime neleri gömdüm.Canlı canlı gömdüm hepsini.Beni yakacaklarını hissettim.Kendim yanmadan onları yok etmem gerekiyordu.Yoksa hiç bitmeyen bir melankoliye sürüklenecektim.İş o ki, ondan sonra bir hayat kurmam imkansızlaşacaktı.Korktum güzel bir hayat kuramamaktan ölesiye korktum.Her gece Allah’a yalvardım kalbimi ona muhtaç etme Allahım diye sanki bu duam kabul oldu.Hissizleştim ve yeniden hayatıma çeki düzen verdim.Allah yardımcım oldu ve yepyeni bir hayata yelken açtım.Gururum fena halde aşkımı ezdi o dönemde.Yanıp yakıldığım halde ,sana bir kere dönüp bakmadığımı hatırlıyorum. Ama küllenmelerine ,hatta ölmelerine bile izin vermediğim hatıralarım beş yıl sonra sürgünden döner gibi kapıları yokladılar ,başıma üşüştüler.Onları kovamadım.Canlı gömülenler toprak altında ölürler, ama iş hatıralara gelince öyle olmuyormuş.Kimi ölmüş ,ama kimide ilk zamanki haliyle yeniden karşıma geldi.Ne yapacağımı bilemedim.Bende onları yazmaya başladım. İzmir'dönüşümüzde net bir şeyler hatırlayamıyorum.Yine görüşüyorduk galiba.Müzik dinliyorduk beraber.Ben Gipsy Kings seviyordum.Dilinden anlamadığım aşk şarkıları içime dokunurdu hep.Mujer adında bir şarkı dinledik anlamını öğrensene bu kelimenin Ali demiştim sana.Tamam dedin sonra unuttuk.Eşim demekmiş meğerse.Ben çok sonra öğrendim. Bir Pazar günü çaya gidelim mi dedin .Çay içmeye değil ,bizim orada bol akan küçük bir çay.Kenarında lahana tarlaları vardı.Tama dedim bende olacaklardan habersiz yola koyulduk. Niye her yere berabar gidiyorduk ikimizde kurcalamıyorduk. Yine öyle bir gündü.Değişik bir şey ummuyordum da.Ceritler köyü olması lazım yolüstünde durduk.Sen köy bakkalına girdin.Bir şeyde söylemedin.Galiba o ara yine Bekir aradı beni bir şey soracakmış.Ona ne söylediğimi bilmiyorum ama sinirlerimin hafifçe bozulduğunu hissettim.Sen çıktın çikolata almışsın.Verdin ve büyük ihtimal konuşmanın yarısına denk geldin .Beni yanlış anlayacaksın diye paniğe kapıldım.Üzüldüm.Onunla aramda bir şey var zannedecek dedim içimden .Bu paniğe pasif kapılamamışım demek ki,daha çikolata elimde duruyorken aniden elini tuttum.Hiç ne yaparsın diye düşünmeden,halbuki bunu hiç planlamıyordum.Büyük ihtimal senden bekleyecektim ama olmadı.Sende bekliyormuş gibi sımsıkı elimi tuttun ogün.İyimi oldu,kötümü oldu tam bir sürpriz oldu ogün benim için ,tamamen benim yaptığım bir sürpriz.Lahana tarlasının kenarına oturduk sonra.Bu hareketim seni coşturmuş olacak ki,bana sarılmak istedin.Uzakta bir köylü bize baktı.Ben utandım ,sonra kalktık.Nedense o gün daha sonra ne yaptığımı hatırlayamıyorum.Akşam saatleri beni bırakırken,seni seviyorum dedin bana.Eyvah dedim o zaman daha ilkgün bugün ben ne diyeceğim.Tahmin eder misin bilmiyorum senden çok hoşlanıyordumAma sevgi için zaman lazımdı.Senin beklemeye sabrın ve niyetin yoktu.Seviyordun işte.Belli belirsiz 'bende seni 'dediğimi hatırlıyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © aslı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |