..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Dil > Muhittin Turan




17 Nisan 2009
Türk Dili İçin Bir "İmdat" Diyecek Sadâ Yok Mu? - 2  
Muhittin Turan
“Türkçe soylu bir dildir.” (Tahsin Banguoğlu)


:BECI:
Her Türk insanının, bir annenin çocuğuna isim koymasından tutun da, bir bakkalın tabelasına, bir öğretmenin dersi anlatırken kullandığı kelimelere, bir müellifin eserinde Türkçenin huzur ve âhengini yakalamasına, bir sanatçının sanatını icra etmesine kadar daha bir çok alanda şuur sahibi olması gerekmektedir. Dil, kimsenin tekelinde veya tasarrufunda değildir. Konuşulan Türkçe bin yıllarca kendi varlığı idâme ettirmiş ve ona kullanıldığı kişilerce insaflı, şuurlu davranılmıştır. Hiçbir cemaat veya topluluk, o ülkede var olan dil müessesesini yok sayamaz. Bunu yürütecek olan mercii Türk Dil Kurumu’dur.

Dil, din, sanat, tarih, vatan, devlet, hukuk, iktisat, örf-âdet gibi bir kültür değeridir. Bu değer iyi anlaşılmalı ve yerinde korunmalıdır.

Eğitim ailede başlar. Okul ve çevre ile biçimlenir. Hatta denilebilir ki en büyük mesuliyet öğretmenlere düşmektedir. “Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” düsturuyla harekete geçen her öğretmen muvaffakiyete erecektir. Her öğretmen, öğrenciye önce ilim ahlâkını vermeli, ardından uzman olduğu dalla ilgili bilgileri nakletmelidir. Zeminsiz bir yolda, yalpalaya yalpalaya (şuûrsuzca) ilerlemeye çalışan öğrenci -daha geniş manada yeni nesil- gün gelir nerede ne yapacağını bilmeyen fertler olarak karşımıza çıkar. Pekâlâ, bu tabloyu oluşturan sebepler düşünüldüğünde açıklama olarak karşımıza ömrünü Türkçeye, Türk kültürüne adamış bir şahsiyet, Sâmiha Ayverdi çıkar. Dinleyelim:
"Tarihin doğru konuşan dudağı bütün âvâzı ile seslenmektedir. Duyalım.. Binlerce yıllık Türk tarihinin feryatlarına artık kulaklarımızı tıkamaktan vazgeçip emrince yolumuzu doğrultup kendi kendimizi tahrip ve imhâ gafletinden kurtulalım. Zira bu fırsat, son fırsattır."

Teknoloji ve Dil

Bir millet eğer uyanıksa, azim içerisindeyse, kendi geleneğini diğer milletlere duyurma çabası içinde olur. Burada asimile kavramı, şimdiye kadar kurulan Türk devletleri için hiçbir surette geçerli değildir.
Bu minvalde; bir ülkedeki insanların çalışıp, yeni sanatlar ortaya koymaları gerekmektedir. Burada hurafe, önyargı gibi kişileri sınırlandırıcı kavramlara yer verilmemelidir. Böylece vücuda getirilen teknolojik eserler ve aletler, çıktığı ülkenin imzasını taşıyacak, uluslar arası oturumlarda kendi mührünü de basmış olacaktır. Ülkemizde kullanılan özellikle cep telefonu, beyaz eşya, bilgisayar ve bilgisayar parçaları yabancı kökenli isimlere sahipler.

Hiçbir millet veya topluluk yoktur ki başka toplumlardan kelime ve kültür alış verişi yapmamış olsun. Bu tabiidir, fakat asıl konuşulan dilin yapısı her türlü tehdide karşı muhkem olmalıdır. Diğer dillerden alınan kelimelerin belirli bir “dil gümrüğü”nden geçmesi gerekmektedir. Bu, Türk halkının dilimize giren kelimeleri özümsemesi, ona kendi “ses mimarisini” vermesi anlamına gelir.
Dolayısıyla dil öyle bir varlıktır ki, sosyal bilimlerin yanında fen bilimlerini de çok yakından ilgilendirmektedir.

Bununla beraber;
• Okullarımızda verilen Türkçe derslerinin ders saatleri artırılmalı, bu konularda toplantılar sıklaştırılmalıdır.
• İzlenilen televizyon programlarına dikkat edilmelidir.
• Arkadaş ortamlarına dikkat edilmelidir.
• Öğretmenlerin okul içindeki özverisini okul dışına da sürdürmeleri gerekmektedir.
• Okulda öğretilen Türkçenin dışında, okul çevresinde de milli dilinin yapısını ve Türk dilinin tarihinin derinliği ve inceliği hakkında sunumlar yapılmalıdır.
. Öğretmen (özellikle Türkçe öğretmenleri) öğrencilerin psikolojik yapısını iyi tahlil etmeli ve buna uygun hareket etmelidir. Eğer öğretmen bu konuda yetersizse, kendini yetiştirecek faaliyetlerde bulunmalıdır.
• Türk dilini zevkli ve alımlı şekle getirmenin yolları aranmalıdır. (Ülkemizde yıllık kitap okuma süresi kişi başına dört (4) saniyedir. Japonya’da bu rakam yirmi dört (24) dakikaya çıkmaktadır. Gazete satış miktarı da bunun gibidir.)
• Türk dili üzerindeki tehdit unsurlarını iyi teşhis etmeli ve bunların önü kesilmeli, olayın vehâmeti herkesçe anlaşılmalıdır.

Merhum Muharrem Ergin hocamızın “Türkçedeki bozulma, yabancılaşma ve bunun çözüm yolları” başlıklı yazısına kulak verelim:

"Dili sevmek, dile saygı duymak, onun kanunlarına hürmet etmek, onun yapısına aykırı davranışlara kapılmamak, onu içten ve dıştan gelecek yabancı tesirlerden ve zorlamalardan korumak, onun tabii gelişme yolunu, zaman içindeki tarihî seyrini açık tutmak demektir."

Çok yüzeysel ve ana başlılar hâlinde verdiğimiz bu bilgilerin yol göstereceğini umarız.


“Türkçe soylu bir dildir.” (Tahsin Banguoğlu)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dil kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türk Dili İçin Bir "İmdat" Diyecek Sadâ Yok Mu?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Türk Edebiyatı'nda Şimdiye Kadar Saklı Kalan Bir Şair: Behrî [Şiir]


Muhittin Turan kimdir?

Türk Dili ve Edebiyatı sahasında inceleme ve araştırma yapan biriyim.

Etkilendiği Yazarlar:
İskender Pala, Muharrem Ergin, Mehmet Fuad Köprülü ve Faruk Kadri Timurtaş


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Muhittin Turan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.