..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > ERKAN




16 Mart 2009
Aşk Denizinde 18 Yıl Önce Batmış Bir Aşk Gemisi  
ERKAN
Aşkta mutluluk yok, aşktaki mutluluğu, aşkı yaşayan kahramanlar yaratır. 18 yıl sonra bile olsa.....


:AHJF:
İlişkier, ne kadar kolaydır başlaması. Birbirlerinin tiplerinden hoşlanıp, aşık oldum diye çıkıverirler ortaya. Aşkın gerçek anlamını kavrayamayanlar. Defalarca aşık oluverirler. Kolaydır onlar için aşık olmak. Hatta birine aşıkken bile bir başkasına aşık olabiliyorlar. Gülüyorum bu tür ilişkiler içinde yaşayanlara. Bilmiyorlar o üç harften oluşan kelimenin baş harflerinde bile saklı olan sihiri.
A : acı
Ş : şaşkınlık
K : korku
Acı, aşkın hamurunda var. Hamurun ana maddesi bile diyebiliriz.
Şaşkınlık, aşkın insan bünyesinde, beyninde, yüzünde ve en önemlisi kalbinde yarattığı o değişiklik şaşkınlık yaratır, şaşkın şaşkın ne oluyor bana der, cevap bulamazsın
Korku, daha önce hiç yaşamadığın korkular yaşarsın, kaybetme korkusu, onu istemeden bile olsa üzme korkusu, ona olan duygularının hissettirdiği korku

Mutluluk mu? Mutluluk yoktur aşk kavramında. Mutluluk nasıl mı kazanılır? Bunu anlatmak zor gerçekten. Yine de deneyeceğim.

Yazının başlığında bahsettiğim aşk denizi:

Mutluluğa ulaşmak için, o aşk denizini aşmak şart. Aşkların geçmek zorunda olduğu ölüm kalım sınavı diyorum ben ona.
Birçok gemi başlar aşk denizi serüvenine hergün. Nadir rastlanır, aşk denizinin sonundaki mutluluğa ulaşanlara.
Batıklarla doludur aşk denizinin dibi. İsminde aşk geçiyor diye cezbeder. Ama hırçın ve acımasız bir denizdir. Üzerinde tutmaz, hep içine çeker. Seyir halindeki birçok aşk daha ilk fırtınasında batıverir. İlk fırtınayı atlatanlar için önlerinde daha büyükleri beklemektedir onları. Birçoğu bu fırtınalarda batarken, birçoğu da bu zorlukları göze alamayıp geri döner. Mutluluk hedefine varan o kadar azdır ki......

Sen ve benden oluşan aşk gemimiz, böylesine zorlu bir deniz serüveni için seyrine başlamıştı. Hedefimiz mutluluktu. Ama olmayan bir şey oldu: Aşk denizinin o mücadele isteyen fırtınalarına bile varamadan batıverdi o büyük aşk gemimiz. Sebepsiz, hemde deniz çarşaf gibi sakinken batmıştı. Deniz de bir anlam veremedi bu batıma. Dünya üzerindeki batıkların incisi TİTANIC gibi. O da bizim aşk gemimize benziyor. Batmaz denen, yıllarca keyfi sürülecek bir gemiyken. O ihtişamına rağmen ilk seferinde batıvermişti. Aşk denizinin gururu gibi oldu bizim gemimiz. Saklayacağını düşündü denizinin en güzel ama en ulaşılmaz yerinde. Ama yapamadı. Onu 18 yıl saklayabildi derinliklerinde. Çünkü o koca denizin bile bu aşka dayanabileceği bir sınır vardı. Bu aşk o deniz için bile, çok temiz, çok sade ve çok güçlüydü. Dayanamadı daha fazla, su yüzüne çıkardı o aşk gemimizi. Çıkarmalıydı da zaten. Çünkü o güne kadar batırdığı gemilerin sahipleri gemilerini terketmişken, biz yıllarca o denizin dibindeki gemimizi terk etmemiştik. Şimdi nazlı nazlı yüzüyor, 18 yılını deniz dibinde geçirmenin yosunlaştırdığı gövdesiyle. Deniz bize söz verdi, hırpalamayacak dalgaları, fırtınaları ile bizi. Ama gemimizden bir söz aldı. Bu yolculuğa başlarken koyduğumuz hedefin artık olmadığını, aşkımızı sadece bu denizde yaşayabileceğimizi, aşkımızı yaşayabileceğimiz tek yerin orası olduğunu, bunu kabul etmemiz gerektiğinin sözünü istedi gemimizden. Kabul ettik koşulsuz.
Şimdi hedefi mutluluk olan gemileri seyrediyoruz etrafımızdan gelip geçen. Onlar için bir örneğiz aslında, tabi görebilenler için. Yol boyunca yaşayacakları zorluklar bizim yaşadıklarımız yanında bir hiç olduğunu, o yosunlaşmış gövdemizde görebilirler aslında. Biz mutluluğu o denizde yaşamaya devam edeceğiz.......

İşte aşktaki mutluluk kavramı bence bu. Aşkta mutluluk yok, aşktaki mutluluğu, aşkı yaşayan kahramanlar yaratır. 18 yıl sonra bile olsa.....

18 yıl




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşkın İki Yakası
Hayat Bir Tuvaldir
Hayata Senin Gözlerinle Bakmak
Tenimdeki Yalnızlığı Ruhumdaki Aşk İle Yendim Ben‏
Hayat
Özlemde Tarif Olmuyor ki Tatlım...
Jeton
Tarifsizliğin Tarifi Hayatın Gerçeklerinde Saklı‏
Sevgililer Günü
Kelimenin Gücü

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
An Mahkumuydum


ERKAN kimdir?

yaşamda zoru seçmek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ERKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.