Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
(EDEBİYAT DÜNYAMIZDAN HOŞ SEDÂLAR II) Abdullah Çağrı ELGÜN Hayatı: 15 Mayıs 1934'te Kayseri'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kayseri'de yaptıktan sonra, İstanbul Gazetecilik Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1956'dan itibaren on beş yıl süre ile Kayseri'de günlük olarak çıkartılan siyasî bir gazete "Hakimiyet" ile 'Aylık Sanat ve Edebiyat Dergisi' olarak çıkartılan "Filiz" i yayınladı. Sanat çevrelerinde "Lâle Şairi" olarak tanınan Abdullah SATOĞLU, bir kısım şiirlerinde "İsmetî" mahlâsını ve bazı yazılarında da "Bülent MÜŞKER" imzasını kullandı. Şiirlerini: "Bir Demet Lâle, Lâle Üstüne, Lâle Bahçelerinde ve Gönlümde Açan Lâleler" isimli kitaplarda topladı. Türk Şiirinde Lâle, Aşık Hasan, Kayseri Erciyes ve Çevresi, Kayseri Pastırmacılığı, Başlangıçtan Bugüne Kadar Kayseri Şairleri, Mevlâna'nın Hocası Seyyid Burhaneddin, Kayseri'nin Efsane Adamı Osman Kavuncu, Halk Şairi Molulu Revaî, Mimar Sinan Şiirleri Antolojisi, Kayseri Ansiklopedisi(Kültür Bakanlığı Yayınları 2002), Kayserililerin Ticarette Başarı Sırları, Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedalar I ve Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedalar II isimli kitapları bulunan yazar sürekli Basın Kartı sahibidir. SATOĞLU, bir çok sempozyum ve bildirilere katılarak adını duyurdu. "1996' da Irak'ın Bağdat'ta, 'Merbit Şiir Akşamları', 2004 Azerbaycan Bakü'de, 'Hazar Şiir Akşamları' " bunlardan bir kaçıdır. Aldığı Ödüller: 1) 1982 "Folklor Ödülü" Türk Kültür ve Folkloru hazinesine katkıları sebebiyle Kayseri Sanatçılar Derneği; 2) 1996 "Türk Kültürüne Hizmet Ödülü", Folklor Araştırma Kurumu; 3) 2006 "Orhan Şaik Gökyay Şiir Ödülü"; 4) 2006 "İsim Verme Ödülü", Kayseri Kültürüne Hizmet Etmesi sebebiyle Sahabiye Mahallesindeki bir sokağa "Abdullah SATOĞLU" ismi verilmesi ödülü; 5) 2007 "Kayseri Kültürüne Hizmet Edenler Ödülü", Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi; Kitap Hakkında Kitap, Ankara 2008'de Akçağ Yayınları arasında çıkıyor. 176 s. dan oluşan kitap Türkiye'nin bir kısım çağdaş edebiyat sanatçılarını şu başlıklar altında anlatıyor: 'Yahya AKANGİL, Mehmet ATEŞOĞLU, Yavuz Bülent BAKİLER, Nihat Sami BANARLI, İsmet Bora BİNATLI, Sabahattin ÇANKAYA, Mehmet ÇINARLI, Bekir Sıtkı ERDOĞAN, Fahri ERSAVAŞ, Bahar GÖKFİLİZ(HALICI), H.Fethi GÖZLER, Ayhan İNAL, Mehmet Selim KARACA, Fikret KAVAFOĞLU, İsa KAYACAN, Halenur KOR, Ali Ulvi KURUCU, Mustafa MİYASOĞLU, Bekir Oğuz BAŞARAN, Faruk ONAY, İlkan SAN, Aşık Sefil SELİMİÎ, Fikret SEZGİN, Muhsin İlyas SUBAŞI, Halim Kamil TEOMAN, Enver TUNCALP, Ferit Ragıp TUNCER, Bahri Ulaş, Göktürk Mehmet UYTUN, Halim Kamil TEOMAN, Mehmet Turan YANAR. Abdullah SATOĞLU, edebiyat dünyamızda seslerini, bu âleme bir hoş yankı olarak bırakan, otuz edebiyat eseri sahibi kişinin edebî şahsiyetini, eserlerini, kimileriyle de yaşadıkları hatıraları anlatarak, bir yazar katalogu, şairler tezkeresi ve bir bakıma, edebiyatçılar antolojisi meydana getirmiştir. Bu eser, edebiyat eserlerinin içerisinde müstesna yerini alarak, edebiyat tarihimize de kaynaklık edecektir. Eserde anlatılan şahsiyetler, edebiyatımızda önemli bir yere sahip çağdaş edebî şahsiyetler arasından seçilmiş olması bakımından önemlidir. Bu açısından incelendiğinde kıymetli bir kaynak olarak asırlara ışık tutarak edebiyatçı, edebiyat tarihçileri, bibliyografya yazarları, yazarlar hakkında doktora çalışması yapanlarla, araştırmacılara çok büyük ölçüde kaynaklık edeceği şüphesizdir. Eserin birinci cildini okuma fırsatını yakalayamadım. Eminim diğer eser de bu eser kadar değerli ve geleceği aydınlatma ve bir takım araştırmacılara kaynaklık etme bakımlarından önemli bir yere sahiptir. " İnsan odur ki bıraka her yerde bir eser, Eseri olmayanın yerinde yeller eser " Mevlânâ Celâleddin RUMî (Hadimî) Bu vesile ile de adaşım ve hemşerim Abdullah SATOĞLU haklı olarak bu kubbede bir hoş seda bırakmış ve bıraktığı eserlerle bu beyitte geçen "insan" olmayı hak etmiş müstesna sanatçılardandır. Kitaba Eleştiri: Elimizdeki bu eser (EDEBİYAT DÜNYAMIZDAN HOŞ SEDÂLAR II ), dizgi, baskı, düzeltmeler, tasarım yönünden eleştiriye uğrayacağı şüphesizdir. Kıymetli şairin kendisinden kaynaklanmadığını sandığım bu tür hatalar, kitabında elbette değer kaybı yapmayacaktır; ancak umarım diğer baskılarda bu tür hatalar da giderilerek eser layık olduğu değere ulaşarak çıkacaktır. Ön sayfada yer alması gereken (Basıldığı şehir, basıldığı yıl ve ne kadar basıldığı) bilgilerden bir kısmına diğer kitapların çoğunda da gördüğümüz gibi aynı kusuru burada da görmekteyiz. İstatistikî bilgiler gereği ve ileride yapılacak kitap katalogları ve şair yıllıkları için gerekli bilgilere ulaşmak bu kitapta da zor olacaktır. Şairinden değil; ama basan yayıncı ve dizgiciden kaynaklanan bu tür hatalar kitabın kalitesini düşürmektedir. Basılan kitapların nerede, kaç yılında, kaçıncı baskı olarak ve ne kadar adet basıldığı mutlaka belirtilmelidir. Eserin ve yazarının hangi yıllarda yaşadığı, kitabının hangi şehirde basıldığı, hangi matbaada ne kadar baskı yaptığı konusunda tereddütlere ve kargaşaya meydan vermektedir. Bu bilgiler araştırmacılar, bilim adamları ve şehir yıllıkları, kataloglar, bibliyografya çalışması yapanlar için önemli bir bilgi olup bu bilgilere ulaşmak isteyenleri zor durumda bırakmaktadır. Örneğin: Sadece dış kapaktaki tanıtım yazısında dahi yanlışlıklar hemen göze batıyor: '... bugün halen halen devlet kademelerinde ...' şeklinde sözün iki defa tekrar edilmesi; Eser s.4'te: "…1970'te Ankara'ya naklederek orada 'As Matbaasını' kurdu" cümlesinde anlatım bozukluğu hemen dikkat çekiyor. Cümlesi "orada" sözü kaldırarak düzeltilir. "…1970'te Ankara'ya naklederek, 'As Matbaasını' kurdu" S.4'te başlayarak verilen, sayfa numaralarında hangi maksat ile olduğu bilinmeyen yüzdelik işaretlerinin, numaraların sağ ve sol yanına yaslanması çirkin, anlamsız ve gereksizdir. S.5'te "İçindekiler" bölümünde yaşayan şairlerin doğum tarihleri yazıldıktan sonra ölüm tarihleri belli olmadığından, parantez içinde (?) soru işareti ile gösterilmelidir. (1946 - ? ) S.5'te 'Bekir Oğuzbaşaran' değil 'Bekir OĞUZBAŞARAN' şeklinde soy isimler büyük olarak yazılmalıdır. İçindekiler bölümü ve diğer bir kısım sayfalarda diğerleri de öyle yazılmalıdır. Her sayfanın altına konan sayfa numaraları da yanına konan yüzdelik rakamları gösteren görünümüyle ayrı bir garipliği barındırıyor. 'Özellikle son elli yıl' sözünde, gereksiz kelime kullanımı sebebiyle anlatım bozukluğu var. 'özellikle' sözünü çıkarttığımızda bu anlatım bozuklu giderilmiş olacaktır. Çoğu kitaplarda olduğu gibi bu kitapta da ilk sayfa da kitabın kompozisyonuna dikkat edilmeyerek yazarın ismi yazılmamıştır. Halbuki yazar kimi kitaplarını imzalayıp takdim ederken belli bir aralıktan sonra, yazarın ismi yazılmalı ve yazar kitabını imzalamak istediğinde kolaylık olması bakımından ismini tekrar yazmasına gerek kalmadan hemen yanına '..den, …dan" ekleyerek yazacaklarını yazıp imzalaması için biraz boşluk bırakılmalıdır. En alta bir yere de kitabın ismi ve yayıncı ismi ve onun altına da mutlaka yayınlama yılı yazılmalıdır. Abdullah SATOLU'nun tanıtım yazısında, "15 yıl süre ile" şeklinde yanlış yazılan cümle (on beş yıl süre ile) olmalıdır. S.10, üçüncü paragrafta geçen "40 önemli şair" (kırk önemli şair); "30 değerli edip"(otuz değerli edip şeklinde yazı ile) doğru olarak yazılmalıdır. S.13'te "Türk divan ve tasavvuf edebiyatının mümtaz şairi…" (Türk Divan Edebiyatı ve Tasavvuf Edebiyatının mümtaz şairi…; veya Divan Edebiyatı ve Tasavvuf Edebiyatının mümtaz şairi…) şeklinde yazılacaktır. S.13 "Dayanır mı şişedir bu rehn-i sengsâre düştü" sözü "Dayanır mı" dan sonra bir (,) virgül konarak (Dayanır mı, şişedir bu, rehn-i sengsâre düştü.) şeklinde doğru olarak yazılmalıdır. ) S.14 "… Türk geleneklerine bağlı kalarak, fakat asla taklide kaçmadan, …"(… Türk geleneklerine bağlı kalarak; fakat asla taklide kaçmadan, şeklinde "fakat"tan önce (;) noktalı virgül…) kullanılarak düzeltilecektir. S.14 Üçüncü paragrafta geçen: "... Türkî devletler.." (Türk'e benzeyen devletler anlamında olup yanlış kullanılmıştır; çünkü Türk'e benzeyen değil, bu devletler Türk'tür.) Doğrusu(Türk devletleri, Türk devlet toplulukları veya kardeş Türk devletleri) yazılışlarından biri olmalıdır. S.16 üçüncü paragrafta,s.23'te birinci paragrafta, s.26'da birinci paragrafta, 36'da üçüncü, paragrafta, s.41, son paragrafta, s.47, sekizinci paragrafta, s.50, altıncı paragrafta, s.54, beşinci s.58, son paragrafta, s.65, altıncı paragrafta, s.70, son paragrafta, s.87, birinci paragrafta, s.98, son paragrafta, s.99, ikinci paragrafta, s.116, altıncı paragrafta, s.117, ikinci paragrafta, s.118, ikinci paragrafta, s.122, üçüncü paragrafta, s.138, son paragrafta, s.141, ilk paragrafta, s.159, dördüncü paragrafta, s.163, üçüncü paragrafta, s.165, birinci paragrafta, s.174, ilk paragrafta, s.175, üçüncü paragrafta yanlışlık şöyle düzeltilecektir. Türkçe de matematik gibi kurallara tabidir. Bu kurala göre: Birinci cümle bitmiş, ikinci cümle: "ve, ve de, veya, fakat, ama, çünkü, ancak, böyle, böylece …vb." gibi bağlaçlarla bağlanıyorsa bu cümlelerden, birinci cümlenin sonuna (;) konarak ikinci cümleye küçük harfle devam edilir. S. 25, son paragrafta, s.26, ilk paragrafta, s.34, ilk paragrafta, s.52, ilk paragrafta, s.53, ilk paragraf, s.62, yedinci paragraf, s.72 ikinci paragraf, s.73, üçüncü paragraf, s.91, ikinci paragraf, s.93 sekiz ve dokuzuncu paragraf, s.99.ikinci paragraf, s.103 ilk paragraf, s.112 son paragraf, s.119 ilk paragraf, s.123, yedinci paragraf, s.139, dördüncü paragraf, s.140, bir ve ikinci paragraf, s.143,son paragraf, s.144 dördüncü paragraf, s.156 bir ve dördüncü paragraf, s.157 ilk paragraf, s.158 son paragraf, s.159 dördüncü paragraf, s. 164, beşinci paragraf, s.167 iki ve üçüncü paragraf, s.168 beşinci paragrafta belirtilen sayılar(Sayıların Yazımı, İmlâ ve noktalama kuralları gereği: "Bir, iki ve üç haneli rakamlar yazı ile, üçten fazla haneli sayılar da rakamla yazılırlar." yazı ile yazılmalı idi. S.26, son paragrafta geçen: (Üsküp'ten Kosova'ya, Türkistan Türkistan, Aşık Veysel, Mehmet Akif Ersoy, Sözün Doğrusu, Sivas'a Şiir ve Şiirimizde Ana gibi gezi, biyografi…) cümlesi: "(Üsküp'ten Kosova'ya, Türkistan Türkistan, Âşık Veysel, Mehmet Âkif Ersoy, Sözün Doğrusu, Sivas'a, Şiir ve Şiirimizde Ana …" gibi gezi, biyografi…) şeklinde yazılmalıdır. S.26'da son paragrafta, 62'de yedinci paragrafta, s.101 son paragrafta, s.145 ikinci paragrafta, (Mehmet Akif), "Mehmet Âkif", şeklinde, doğru olarak yazılmalıdır. S.27'de "Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar" mısrası ", "Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar?" şeklinde sonuna bir soru işareti (?) konularak eksiklik düzeltilecektir. S.32, ikinci paragrafta, s.75'te son paragrafta geçen,"mana", "mânâ" şeklinde yazılarak düzeltilmelidir. S.42'de geçen: "…onlara da oh!.. dedirtmektedir." Sözü: "…onlara da "oh!.." dedirtmektedir." haliyle yazılarak düzeltilebilir. S.62'de sekizinci paragraf, s.103, paragrafta, (İslamlara) "İslâmlar'a" şeklinde, doğru olarak yazılmalıdır. S.102'de Üslup (Üslûp), hayal(hayâl), şeklinde yazılarak düzeltilebilir. S.111'de manevi(manevî), şeklinde yazılarak düzeltilecektir. S.s.101,son paragrafta, s.145'te ikinci paragrafta, İstiklal Marşı (İstiklâl Marşı) Şeklinde yazılarak düzeltilmelidir. Türkçe, tarihe damgasını vurmuş, "yedi iklim, beş kıtada, küre-i arzın mutlak sahibi olan, ilâhi kelimetullah'ı yeryüzünde hakim kılmak isteyen, Allah'ın yeryüzündeki halifesi, atalarımızın hükmettikleri topraklarda hüküm sürmüş, söz söylemiş, söz dinletmiştir. Türkçenin gelişerek zenginleşerek gittiği her yerde şehit verdiği gibi kelimeler vererek, toprak sahibi olduğu gibi kelime sahibi de olarak, o halkın diline, dinine, tarihine, kültürüne ve sözüne de yerleşmiştir. Bunun için güzel Türkçemizi oya gibi ören, nakış nakış işleyen, kelimeleri bir ipliğe dizer gibi ilmek ilmek sıralayan şair yazar ve sanatçılar, Türkçemizin kullanımı konusunda özellikle dikkatli olmak durumundadırlar. Şair ve yazarlar geleceğimizi yönlendiren hedef gösteren, ufuk açan, halkımızın heyecanlarını diri ve canlı tutan önderlerdir. Türk imlâsı herkesin aklına göre sık sık değişmesi gereken bir sistem değildir. Kaçınılmaz farklılıkların dışında imlâda birlik sağlanabilmesi için ISRARLA TÜRKÇENİN KURALLARINA UYULMASI ŞARTTIR. Millet olarak kalmak, zamana ve asırlara karşı koymak, Türk dilinin gelecek kuşaklara bozulmadan ve yozlaşmadan taşınabilmesi imlâdaki birliktelik ile mümkündür. İmlâdaki birliktelik millî güvenlikte, millî savunmadaki birlikteliktir. Bunun için sanatçılara büyük vazife düşmektedir. Bir memlekette sanatçılar eser veremez, yazarlar araştırmacılar susar, şairler toplumun dertlerini, halkın duygularını terennüm etmezse, o memleket hastalanır. Sevenleri ölür, hayat damarları felçli, beyni saralanır. Hayat damarları kurur. Bunun için sanatçı da anlattıklarını bir su gibi berrak, hakimler gibi doğru anlatacaktır. Sanatçı böyle büyük olur, sanatçı böyle gelecek kuşakları besler. Büyük sanatçının öğrencileri ve okuyucular asla eksilmez. Büyük sanatçıları büyük şehirler besler, büyük buluşlar devvâsa laboratuarlarda gerçekleşir. Dev marketler, büyük ve göklere uzanan binalar büyük şehirlerde serpilir. Koca koca balinalar okyanuslarda yaşar. Küçük şehirlerin kabına büyüklük sığmaz. Bu sebeple hakiki sanatçılar da büyük şehirlerde yetişir; ve milletin sesi olur; sedası, dört bir yanda yankı bulur. Şairlerimizden Mehmet Emin Yurdakul: "Şairleri haykırmayan bir millet Sevenleri toprak olmuş, öksüz çocuk gibidir." Faruk Nafiz Çamlıbel de: "Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın" Araştırmacı şair, Abdullah SATOĞLU, diğer şairlerimizin de methine mashar olarak, verdiği eserlerle, asırlara meydan okumağa hazırlanıyor. Kendisine bu yolda başarılar diliyor, nice güzel eserler meydana getirmesi için kendisinde güç ve kuvvet bulmasını diliyorum. KAYNAKÇA : 1. Mimar Nihat KIYAT, Edebî Âbideler: Altıncı Kısım, II.Baskı, İstanbul-1937. 2. Mehmet Behçet YAZAR, Edebiyatçılarımız ve Türk Edebiyatı, İstanbul- 1938 3. Mehmet KAPLAN, Cumhuriyet Devri Türk Şiiri, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Yayınları:7, İstanbul-1973, s.5-8 4. İlhan GEÇER, Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. 785, Ankara-1987, s. 140-143 5. Mehmet KAPLAN, Tevfik Fikret ve Şiiri, Türkiye Yayınevi, İstanbul-1946, s.149 6. Abdullah Çağrı ELGÜN, "Türk Dili", (Genişletilmiş İkinci Baskı) Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2001; 7 (Edebiyat Üzerine Düşünceler (Çev. Sevim Kantarcıoğlu), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara-1983, s.145) 8.(KAFİYE, Edebiyâta Dâir, Yahya Kemal Enstitüsü Yayınları, İstanbul-1971, s.135) 9. Abdullah Çağrı ELGÜN, "Edebî Sanatlar", (Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2000); 10. Abdullah SATOĞLU, " Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedalar", Akçağ Yayınları Yay.Nu 897 ,
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Abdullah Çağrı ELGÜN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |