Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
I. ÖFKE arzın merkezinde bir güvercin ölür ve ben çeker giderim vicdansız gölgeler besledik kapı paspaslarında bir o kadar dört canlı bir o kadar nankör kaldı ki emanet ettiğimiz ruhumuzu zenne misali oynattılar anahtar şıngırtısıyla somalili bir anne ciğerlerini yırtar ve ben çeker giderim endüstri yalanlarının serinliğinde cereyanda kaldık bir o kadar soysuz bir o kadar bulanık ve organ pazarında satışa çıkardığımız ciğerimiz kelepirden bile alıcı bulamadı bombalar altında özgürlük diye bağıran bir gerilla asılır ve ben çeker giderim öldürmenin doğurmak kadar kutsal olduğunu sandık bir o kadar kahpe bir o kadar acımasız hatta televizyon başında trafik kazaları gördük de yemeğimize devam etmekte bir sakınca görmedik II. YALAN kısa şortlu bir çocuk annesinin baş örtüsüne işer ve ben çeker giderim kimliğe küfretmenin modernleşme nişanı olduğuna inandık bir o kadar hain bir o kadar yüzsüz şöyle ki kilise bahçesinde çifleşen köpekler işlerini bitirdikten sonra cami duvarına işediler kıyametin hevesle beklendiği zamanlar gelir ve ben çeker giderim sonsuzluğun ancak bir son varsa güzel olacağı fikri düştü aklımıza bir o kadar fütursuz bir o kadar hayalperest kendi simurguna uçan hiçbir güvercin dua alamadı ki yedi vadiyi geçerken kanatları yanmasın III. AŞK sevgilinin kahve gözlerinden bir damla yaş dökülür ve ben çeker giderim en muazzam korkunun ölüm olmadığını gördük bir o kadar bencil bir o kadar unutkan ki bütün kabiliyetsizliğimizle gönlümüzü hayvan mezarlıklarına gömdük nine kucağında diş çıkaran bir bebek ağlar ve ben çeker giderim masumiyetin o retina yakan alevine kapıldık bir o kadar şuursuz bir o kadar tekdüze nitekim aşk diye anlatılan masaldan bir öğlen çayı randevusu bile alamadık arzın merkezinde bir güvercin ölür ve ben çeker giderim hepsinden önemlisinin her daim aşk olduğunu bildik bir o kadar sessiz bir o kadar sarhoş kim bilir belki de aşkın kendisi değil sadece aşka inanmaktı aslolan IV. SON bomboş sinema salonlarında gösterilen film biter ve ben çeker giderim cesedimi bavuluma aldım ruhumu iliştirdiğim ön gözünde belki bir aşklık daha yer vardır belki bir ölümlük bir direnişlik bir dualık sessiz sedasız hiçbir şey yapmadan oturmalık belki bir daha görmeyeceğim birine görüşmek üzere demelik yada sadece yalnızlığımı belli ki eğe büke belli ki itiştire sıkıştıra sokacağım küçücük bir yer kim bilir belki de vardır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bünyamin Bayansal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |