Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
- bana mı sesleniyorsun - burada bizden başka biri var mı ? - ne var ? - bizi ne zaman dolaba kaldırırlar - ne bilim ben… niye sordun ? - leş gibi kokmaya başladım… sen koku almıyon mu ? - yok… - niye ?... senin ne özelliğin var. - Geçen öğrenciler burnumu incelemek için kurcaladılar, ondan beri koku almıyorum. - Ya bu talebelere de uyuz olmaya başladım. İndirdin dolaptan kestin, kurcaladın, kaldır yerine değil mi ? hayır, sağımı solumu elliyolar zoruma gitmiyo da böyle çöp gibi yolun ortasına bırakıyolar ona sinir oluyom - Eee alışacaksın böyle şeylere Sessizlik… - seni nerden getirdiler buraya - mezarlık - hadi ordan be ! - niye şaşırdın ? - yani ne bilim, mezarı eşip adam getirdiklerini ilk defa duyuyorum - mezar eştiklerini kim söyledi - sen ! - ben öyle bi şey demedim - ya ? - mezarlıkta buldular beni, şarabı fazla kaçırmışım… bünye kaldırmıyo biliyon mu şarabı… dedim ben ama içmeyelim şu boku diye… dinlemediler ki - kim ? - kayıkçı Rüstem’le, Sadık abi - sonra ne oldu ? - ne olucak işte içtik sekiz şişe köpek öldüren sonra mort… hayır bide köpek öldüren diyolar bok köpek öldürüyo, gönderdi işte bizi eşek cennetine - dikkatli olmak lazım - sen nasıl geldin buraya - trafik kazası - eee ailen felan yok muydu - yok - yalnız bi adam niye trafik kazası yapar hiç anlamam - ben yapmadım zaten, yani benimle bi ilgisi yok kazanın - e nasıl oldu peki - ben yolun kenarında kağıt topluyordum, kamyoncuda demek ki yollar dar geldi geçerken beni emniyet şeridinde biçti… - vay anasını be… e façan bozulmadı mı… kamyon çarptı diyosun - yok kamyon çarpmadı, yan aynası kafama çarptı… beyin kanaması - seninki de benden aşağı değilmiş… Sessizlik - off canım sıkılıyo… dolaba kaldırsalar da yatsak biraz ya… - e şimdi de yatmıyormusun - yatıyorum da ışık rahatsız ediyo hem sonra ilaç kokusu tutar beni - bi şey olmaz alışırsın - seni bu güne kadar kaç derste kullandılar - bilmiyorum ki - kesilmeyen yerin var… - var - sahi mi ? neren ? - kıçım… - e oraya da dokunmazlar artık - sen öyle san - sahi adamın götünü de kesiyorlar mı ? - bi kaç gün önce burada bi İbrahim abi vardı öğrencilere basur ameliyatını göstermek için kullandılar adamı, sonra da işi bitti diye kimsesizler mezarlığına… iyi adamdı… o diil adam altı yedi parça götürdüler mezara - vay anam vaay… desene gitti bizim dübür - ee burada öyle - neyse artık, canlımızın kimseye bi faydası olmadı bari cesedimizden bi kaç talebe faydalansın - bizimde tek avuntumuz o zaten Sessizlik - birileri geliyor galiba - yok hemşire o, ara sıra kontrol eder buraları - tabi kalkıp kaçıcaz ya ondandır. - Neyse artık yatalım, yarın kardiyoloji öğrencileri gelicek kalbimi felan deşerler şimdi dinlenim şimdiden biraz… - Doğru söylüyosun… abi bişi sorucam benim yarın programda ne var haberin var mı ? - Var… - Vallaha mı ? nedir abi… yahu bu uzmanlara uyuz oluyorum yanımda hiç bişi konuşmuyorlar, söylesene abi nedir yarın bizim program - Üroloji - Abi ne diyorsun… mahrem yerlerimi mi kurcalicaklar… aman başıma gelenler… eyvah olsun…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bünyamin Bayansal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |