..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > ÇAĞLA GÖKDENİZ




21 Ağustos 2008
Türk,kürt,arap,çerkez... Hepsiyim...  
ÖNYARGILAR....

ÇAĞLA GÖKDENİZ


Bakın başta söyleyeyim siyasetle aram iyi değildir.Kendimce bir görüşüm vardır ama bu da beni ilgilendirir.Hem söyler misiniz bana? Doğarken hangimize soruldu,Türk mü, Kürt mü, Çerkez mi doğmak istiyorsun diye.Hiçbir sual sorulmadan dolayısıyla seçme hakkımızı kullanmadan geldiğimiz bir dünyada kalkıp Kürtler diye ayırım yapmaya hiç mi hiç hakkınız yok.


:BEDH:
Kürtçe bir şarkı çalıyor bilgisayarımda.Yanıma gelen bir misafir başlıyor siyasete.Bir türk olarak dinlediğim müziği bana yakıştıramadığından bahsediyor.

O niye diyorum?Ben dinleyince kürt mü oluyorum.Ya da bir kısım Kürtlerin siyasetlerine mi alet oluyorum.Belki sözlerinin çoğunu anlamıyorum ama beğenip de dinliyorsam bundan size ne?

Soruyorum İngilizce şarkı dinliyor musunuz diye.

Arada beğendiğim olursa dinlerim diyor.

Peki sizin dinlediğiniz İngilizce şarkıyla benim dinlediğim Kürtçe şarkının farkı ne söyler misiniz bana?

Yoook, orada dur bakayım sen.İkisi de çok farklı şeyler.

(Hey Allah’ım çattık ya.) Bakın bey efendi sizin için çok farklı anlamlar taşıyor olabilir ama ben beğendiğim, dinlerken de zevk aldığım için dinliyorum.Benim için bir farkı yok yani.Ben size İngilizce şarkılar niye dinliyorsunuz diye meydan okumuyorsam sizin de buraya gelip bana ahkam kesmeye hakkınız yok.

Ya hemen kızma.Otur bakayım ben bu konuyla ilgili düşüncelerini öğrenmek istiyorum.

Hangi konuyla ilgili?(Aslında hangi konuyla ilgili olduğunu biliyorum; ama sorduğu sorunun yersizliğini ve gereksizliğini belki bir daha düşünür diye soruyorum.)

Ya işte türk kürt meselesi.Eee bir de sen taaa oralara kadar gittin.Ne olurdu şöyle buralara yakın olsaydı.Tam da içlerine düştün ya.

(Kendimi zor tutuyorum.)İçlerine düşmek derken, ne kadar kaba laflar bunlar.Ben kimin içine düştüm ki.Onlar insan değil mi bey efendi?Allah aşkına bir kere kalkıp gelip gördünüz, bir kusur buldunuz da mı bunları konuşuyorsunuz anlamıyorum.Ben şahsen, sizin tabirinizle onların içine düşmüş biri olarak çok iyi insanlar olduğunu düşünüyorum.Gidip gören içlerinde yaşayan biri olarak.

Bakın başta söyleyeyim siyasetle aram iyi değildir.Kendimce bir görüşüm vardır ama bu da beni ilgilendirir.Hem söyler misiniz bana? Doğarken hangimize soruldu,Türk mü, Kürt mü, Çerkez mi doğmak istiyorsun diye.Hiçbir sual sorulmadan dolayısıyla seçme hakkımızı kullanmadan geldiğimiz bir dünyada kalkıp Kürtler diye ayırım yapmaya hiç mi hiç hakkınız yok.

Evet ülkede bölücü faaliyetler yürüten Kürtler vardır.Bilmem farkında mısınız? Aynı amacı güden Türkler de vardır. Az buçuk Kürtçe biliyorum.Arkadaşlarımdan Kürtçe öğrenmek de beni mutlu ediyor.:) Zaten onların konuştuğu Kürtçede şehir şehir değişiyor.Yani bunda zararlı olan bir şey göremiyorum.Onlar muhabbet ederken ortaya çok kibar Kürtçemle bir şeyler söyleyip gülüyorsak bunun ne gibi bir zararı var ki.

Beni dinliyor.Hayret!...Susup beni dinleyebiliyor yani.Taramalı tüfek gibi laflarını sıralıyordu az önce.Galiba biraz yumuşadı.

Bakın Hatay’dan (arap arkadaşlarım) Sinem, Zülfikar

Batman’dan (kürt) Tuba( canımmm) , Emoş

Van’dan (kürt) Nazif

Mardin’den (kürt) Kania

Adıyaman’dan (kürt) Ayşe

Bingöl (zaza ben kürt değilim deyip durur) Bilal

Ayvalık’tan (türk) Sevda

Mersin’den (türk) Mehmet…

Yani bu böyle gider. . Ben bunları şimdi size söylerken kürt, türk, arap diye belirtirken bile utanıyorum. O kadar kozmopolit bir yer ki.Bu kültür insanı çok da güzel zenginleştiriyor.Tabi sizin bunu anlamanız için önce bu düşünce yapısını değiştirip o insanlarla oturup konuşmanız gerekiyor. Ama bu kafayla onlarla oturmayı geçin aynı havayı solumaktan bile gocunuyorsunuz.

Bir türk olarak oralara gittiğimde hiçbir şekilde sorun yaşamadım.Aksine bütün misafirperverliklerini gösterdiler.Ama söyler misiniz? Oralardan kalkıp buralara gelseler aynı şeyi biz yapabilir miyiz onlara? Daha geçen sene görevi dolayısıyla doğudan buraya gelmiş bir komşumuz (kendileri kürt) çocuklarının okulda arkadaşları tarafından dışlandığını söylüyor. Sizce o çocukların mı aklı eriyor kürt diye ayırımcılık yapmaya yoksa evde konuşulan sizin gibi düşünen ebeveynlerin mi lafları bunlar?

Bilmenizi istediğim her toplum da iyi kötü şeyler oluyor.Ama bunu kürt diye genele mal edersek aralarındaki güzel insanları tanımaktan vazgeçmiş oluruz diyorum.( Derin bir nefes alıyorum.)

Galiba haklısın diyor.O zaman söz alıyorum senden.Bir gün yolum düştüğünde o taraflara, o arkadaşlarınla ben de tanışmak istiyorum.

Eyvallah buyurun gelin diyorum…

Çağla GÖKDENİZ






.Eleştiriler & Yorumlar

:: içimden geçenleri kaleme almışsın tşklerrrr...
Gönderen: emine demir / , Türkiye
15 Ekim 2008
keşke herkes farkında olsa bu gerçeğin.

:: merhaba.
Gönderen: oğuz gölçik / , Türkiye
18 Eylül 2008
Kürtçe bir şarkı çalıyor bilgisayarımda.Yanıma gelen bir misafir başlıyor siyasete.Bir türk olarak dinlediğim müziği bana yakıştıramadığından bahsediyor. ---------------merhaba---------------------- efendim. bir seneryo yazmış ve oynamışsınız. siyasetten anlamadığınızı belirtmişsiniz lakin tam göbeğine giriş yapmışsınız. bu ne yaman bir çelişkidirki dünya insanı olmak kimlikleri yok saymak yada yozlaştırıp tek bir insan profili yaratmak gibi bir uğraşa girmişsiniz. harikasınız tebrikler. saygılarımla. oğuz gölçik yazar...---YANIT---:Ah keşke...Keşke tek bir ırka sahip olduğumuzu, onun da adının 'insan' olduğunu anlayabilseydik...

:: insanım
Gönderen: Aysu / , Türkiye
17 Eylül 2008
bir semahın kollarında ,kemençede,halayda hepsiyim saygılar..

:: Zaten
Gönderen: Osman Volkan Şahin / ,
3 Eylül 2008
Zaten onlar insanı sevmiyorlar... Yazık!..

:: Sen çoook yaşa...
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
1 Eylül 2008
bravo diyeyim yeter. Gerçekten fazla bir şey yazmaya gerek yok. Anlayana sirvisinek gelir saz, anlamayana davul, zurna az. Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Orhan Pamuk Masumiyet Müzesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İçi (M/n) [Şiir]
Tut ki Mutluyum [Şiir]
Karşı Kıyısın Sen [Şiir]
Dumanımsın, Dumanımdasın [Şiir]
Gölgeydi Cehennem, Tek Bir Soluk İçin [Şiir]
İbrahim... Ateş... Ben... [Şiir]
Birgün [Şiir]
Yan... Yan... Yan... [Şiir]
Üşüyorum [Şiir]
Kanayan Sevdam [Şiir]


ÇAĞLA GÖKDENİZ kimdir?

Her şeyin bir sonu var elbet dedi kadın kendine. Limanlar bekleme yeriydi ve gemiler zamanı gelince giderdi. Gittiği o kadar çok şey vardı ki. Ve şimdi yüzünü yine gitmelere dönüyordu. Öykülerini taşımakta zorlandı hep. Yazarken gözyaşları şahitti. Çünkü ela gözleri bir tek o zaman yeşile kavuşuyordu. Ama artık hep ela kalsın istiyor. Gidişleri biriktiriyor ve intihar saklıyor gözbebeklerinde. Mavi yosun kokulu uçurumda yalnızlıklar betimliyor. Kabulleniyor vazgeçmeyi. Umarım başka bahara o şehirde diye yazdı vakti zamanıyla. Şimdi sonbaharda ve o şehirde. Mutlu. . . 2007-2009 yılları arasında izedebiyatta yazdı. Yazdıkça yaşadı, yaşadıkça da yazdı. Sonra vakit geldi izedebiyatta sus düştü payına. Dar ağacı bile kabul etmedi onu. Limanlar bekleme yeriydi ve gemiler zamanı gelince giderdi. Çıktığı kapıları hiçbir zaman çarpmadı. Kim bilir?Belki bir gün payına düşen sus kalkıverir üstünden. Kim bilir? www. caglagokdeniz. com


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ÇAĞLA GÖKDENİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.