Aylar sonra ilk defa birşeyler yazabildim; eski bir aşkın heyecanı soluklaşmış ruhumu renklendirmeye çalışırken belkide istanbulun o kasvet dolu ama bir okadarda eroinimsi havasından kurumuş parmaklarım, telefonun tuslarinda kalbimden gardiyanına bağırırcasına haykıran kelimelerin dile gelisi oldu ... Bir yandan kendimle hesaplaşmanın cesaretsizliği gölgelerde büyürken, diğer yanda geçmişe gömmeye çalıştığım kaderimsi yaralar saklandıkları yerden çıktılar. Öyle içtendi ki anlattıkları.. Öyle acımasız vurmuşlar ki yıllar dalgakıranı aşan dalgalar gibi.. öyle hırpalamışlar ki masum yüreğini.. Gözleri ta derinlerde ki bir inci misali bekliyor olsada çıkartılmayı ne gemiden ümidi kalmış ne denizciden.. O yalnız.. Ben yalnız .. İki yanlışın götüreceği doğruda yok 2 yalnızın yürüyeceği rıhtımda..