..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Düşmekten yükselme doğar. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İstanbul > havva gülbeyaz




21 Temmuz 2008
İstanbul'da Özlem  
havva gülbeyaz
Amansız bir özlem, bitip tükenmeyeceğine inandığın, yalnızlığa gebe bırakan hasret türküsü;


:AICE:

Amansız bir özlem, bitip tükenmeyeceğine inandığın, yalnızlığa gebe bırakan hasret türküsü;

Seni Karadeniz kıyılarına sürükleyen notalardır, uzaktan kulağına gelen…

Gölgelerde aradığın karanlık yüzlerdir. Anımsayamadığın… Kayıp bir zamandır, iç geçirerek yandığın; ışıkla gelen karanlıkla çekip giden zamanlaradır isyanın, hafif bir tebessümle başlayan an, geride düşük bir yüz bırakarak gitmiştir.

Sen, bocalamanın kucağında, ağlama ninnileriyle avunmaktasındır. Giden zaman kayıp, yitik bir parçadır yaşamdan…

Yazın kavurucu sıcak günlerinde, İstanbul’un alev alev yanan kaldırımlarından ateş topları yüzüne vurur. Ah çekişler, kuzeye ve o kuzeyin en uç noktalarındaki dağların hafif esintili rüzgârlarına…

Kayalıkları okşayan denizin narin dalgalarıdır zihnine yansıyan… Sinek vızıltılarına hışımla savurduğun el aslında yaşama atmayı arzuladığın tokattır.

Sabah vakti aceleyle koşan işçilere, memurlara takılan bakışların hareketliğe “dur” diyebilmeyi istemektedir. Hızlı akan hayatı durdurmak isteyen sen, sihirli değnek bulmak adına şaşkın şaşkın bakarsın öteye beriye…

Kirli dünyanın içinde gözlemcisindir, uzaktan müdahale etmeden izleyen…

Yol kenarlarında akşam karanlığı çökmeye başlayınca boya kutusundan çıkmış hatunlar belirir. Çoğunun yüzünde acı ve keder saklı, bir angut durur lüks otosuyla… Kadını alır; gözlerden kaybolur. Her gün kirlenen bir dünyaya kahredersin. Öteki tarafta on üç, on dört yaşlarında bir çocuk, tiner çekmekte… Belki o kadının çocuğu…

Sen yalnızsın bu dünyada, özlemle dolu yüreğin… Temiz, pürüzsüz akan bir zaman içine ışınlanmak isteğin… Dilinin ucunda “Git bu diyardan” sözleri… Gidemeyeceğini bildiğin halde takılıp kalırsın. İstanbul’u bırakmak ne mümkün? Binlerce dünyayı iç içe görebileceğin bir yer arama başka…

Her ışığın içinde farklı bir gizem yüklü… Karanlığa takılıp kaldığında, sözcükler akıp dökülür dilinden; her noktaya saçtığın tümceleri toplamak için uğraşırsın. İsyanla, başkaldırıyla saldırmıştır zihnindekiler, boşluğa gideceklerini ne bilsinler?

Yıldızlarda gariptir burada birbirinden uzak, birbirlerine küslerdir. Ama bir yıldız vardır ki sahiplenmişsindir. En çok o parlamaktadır aylardır. “Yok, gelmeyecek” dediğin vakitler, gece yarısı da olsa çıkagelir. Ayın hemen arkasında görünür. Birlikte hareket ederler, sabaha kadar… Ayı geride bırakır tan vaktinde… El sallayıp gider inine… Gökyüzünde yalnızlığını bir tek o anlar, gülümser sana… İstanbul’un yıldızlı geceleri yoktur aslında…

Işıl ışıl caddeleri vardır, lüks semtlerinde; erkenden karanlığa gömülen sokakları vardır, varoşlarında… Sabahları saat altıda çıkar birileri sokağa, diğeri sabah altıda yatağa girer. Farklı dünyaların mekânıdır İstanbul… “Bırak git” gidebilirsen… İnişler, çıkışlar bir arada ve birbirine karışmadan yolunda… Sen ikisinin arasındasındır. Ne gece, ne gündüz uyumazsın… İki dünyaya bakıp bakıp iç çekersin… Aradaki eşitsizliğin inine gidip yakmak istersin…

Çoğu zaman ifadelerin konuşmanı dizginler… Karanlıklara saklarsın mimiklerini, orada saklanmak daha kolaydır. Ufuklara dalar gözlerin, İstanbul’un iki kıyısını uzun uzadıya takip eder. Her şeyi anlamaya ayarlanmış zihnin kilitlenmiştir. Vakit karanlıkla aydınlık arası; bir tekne boğaz sularında, tuvaletler içinde bayanlar, papyonlu baylarla dans etmekte… Öteki tarafta gözleri teknede bir çocuk “abla mendil ister misin?”… Biri mendil satmakta diğeri mendil atmakta…

Yastığa başını koyduğunda düşünüp düşünüp iki ayrı dünyayı; “çözüm” diyerek kıvranırsın. Yorgun düşen bedenin, gözlerindeki ağırlık zihnini mat etmekte… Kısa, ölüm modunda, onun içinde karmaşık rüyalara dalarsın… Rüyalardaki dünyaların mutluluğuyla açarsın gözlerini; fabrikaların uzaktan duyulan atıklarının kokusunu burnuna çekerek… Büyük bir yorgunlukla gelir koku… Mis kokulu dağları düşünüp, sabah mahmurluğunu atmak istersin… Gelip geçen hayatın için zamana lanet okuyarak dalarsın, yine sokaklara…

Amansız bir özlem yinelenir her sabah…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazar Mısın
Hayırseverler Nerede
Açık Denizlerin Kaptanı Olmak
Bugün 23 Nisan
Çorak Ruhum
Amansız Sevda…
Artıklar
Bendeki Benlerim


havva gülbeyaz kimdir?

havva Gülbeyaz, içsel döngüleri kalemine döker.

Etkilendiği Yazarlar:
Mario Levi, Murathan Mungan, Jean Paul Sartre


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © havva gülbeyaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.