Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd |
|
||||||||||
|
.. şu anda zamandan ve günlerden geçen yaşantımı saymazsak içi doldurulmuş hiçlikte ben onunla görüşmekteyim; yüz yüze yan yana ve sırt sırta.. ve aynı anım_da üstünde oturuyor olduğum tepenin zirvesine vuran ufukla bakışmaktayım.. ve belirtmeliyim ki ben ufukta ike_n karşımdaki göleti boğmakla da meşgulümdür.. ..elimde ıslak topraktan yaptığım bir tabak ve bir çocuk suratı var ve güneşin elleri ellerimde Güneş de her birimizi onarmakla meşgul.. Çocuk tabak ve bendenizi.. Onarı_ Çok uzun kalmayacağım -Güneşin ufukta eriyip denize karışmasını ya da başka bir vakitte bir çiçeğin açmasını filan beklemeyeceğim bu tepenin sırtından öylece geçeceğim-.. Gün ben_siz de batar nihayetinde Ay açar mı yıldız kayar mı bu türlüzekleri beklemeyeceğim her biri benden evvel de vardı nihayetinde diyeceğim ve .. onarının ellerinde demlenen bendeniz sadece bu tepeden bir ufka bakıp dalıp akacağım.. bir deniz bir dünya ve bir deli dolusuyum.. karşımda çıplak şehrin karanlık ışıkları oynaşmakta ve evet gün -aydınlık- içinde pek fark edilmese de ben görebiliyorum .. ve görebiliyorum bulutların yüzeyinde_ bir yerlerde olduğumu görebiliyorum-saklanmaktayım buralara evet aleni _ulu orta gözler ve gökler önünde saklanmaktayım.. herkesten uzak herkesten yakınım kendime ..kimseler yokken olduğum yerdeyim içimde.. herkesi yasaklamalı bazen herkesi kendini bile.. öyleyse diyebilir miyiz ki ben şu anda bir ağacın gölgesine karışıp bir tepenin zirvesinde oturmaktayım diye ..ve zamandan arda kalan her şekilde bir düzengi içinde acıma dek varan onun kimsesizliği ile görüşüp sırtımı dayamaktayım onun sırtına diyebilir miyiz.. peki dersek düşmez miyiz! ve diyebilir miyiz bazen yüzüne açmasını beklemediğim şu çiçeği de savururum diye ..diyebilir miyiz bazen bir çocuğu ve tabağı ve kendimi hiçlik içinde onarabilir miyiz -Güneş olsa da üstümüzde- diye diye_bilir_miyiz.. ben zaman zaman kendimi boşluğa bırakıp terk etmek için varımdır. peki varsak bu şekilde düşmez miyiz geriye dek_ yakın zaman içinde_ kızılca kıyamet kopacak -havanın karşımdaki çizginin dibine eğilmesiyle birlikte tepemdeki ağaç da kararacak.. gölgemde Güneşin elleriyle üstünde oturduğum tepeye vurulacak.. bunlar olacak evet ..ben günlerden geçen değişimleri görmezden gelip hala onun kendisizliğine dayarken sırtımı.. bir geriye düşüş olacak ki sadece onun hiçliğinden ileri gelecek ..bir düzenginin kimsesiz sırtına dayanmış savruk sözlerimde.. Bugün bu tepeye çıkmazken burada kendimi var edemezdim de beklenen şeyler olacak birazdan.. ben burada ike_n de olacak aynılıklar.. öyleyse ben yaşanmamış yaşamlarda da varımdır bazen.. Onun yanında olmadığımı düşündüğümde ondayımdır bu tepede açmış olan bir çiçeği topraktan çekince düşümde çiçek açmış olacak ..bir kız çocuğunun ben hiçlik olduğu kararını aldığımda kız batmıştır çoktan.. Ben bazen öngörüsü yüksek bazen de körgülük duyusuyumdur.. Kız çoktan batmıştır artık çünkü ben en çok görgü.lük duyu.suyumdur.. ..ufukta günle beraber kızılca kıyametin ellerinde denize gömülmüştür kız çoktan.. ve bir hiçliğin başlamasıyla Yıldız kaymış çiçek kopmuş Ay açmış ve ben deniz sırtımı boşluktan alıp hep_liğe dayamışımdır.. çokt_an_ Ay açar mı yıldız kayar mı beklemeli beklemeli en çok insan kendidenizini ya da bendenizi..ni.. sonsuz olmak lazım bazen kentsiz barksız kendisiz yasaklı sınırsız acılı acısız .. çağrışımların gölgesinde acıkmış da olmak lazım evet tahmin etmek lazım bazen kar yağmak lazım bazen kararsız inen yağmurun ağlamasını duymak lazım şakır şakır şarkı söyleyip şırıl şırıl köpürmek lazım özlemek özlemek için beklemek lazım bazen ..öyleyse benim bugün bu tepeye yaşayamadığım hayatıma arada bir bakıp başka bir yerlerde açmamış bir çiçek olmadığımı görmek için çıkmış olmam lazım.. yoksa bazen ben kendimi boşluğa bırakıp terk etmek için varımdır _denilebilinir.. ..Bunca ufuk bunca gölet çepeçevre insan yapımı bir su kobayı_ karşımdaki renksiz gölet bunca çerçeveyi nasıl da göğüsler içinde bir hiçlik ölüsü eriyişi hiçliğin içinde hiç olmamış bir kadın içinde bir yalanı nasıl da renksizce besler öyleyse ben hiç yaşanmadığım hayatlardan geç.EN bir gölgeyim ve aslında bana asla siyah denilemez karanlığım sadece ama kar yağdı ve karanlıktı, hiç dedi geçti... .. şu göletin içinde duran hiçlik dahil.. suyun kaldırma kuvvetini hesaplatır iLkEsU ya sessiz bir gemi_ ağırlığında bir hesaplamayla _içindeki tüm kahpeliğe rağmen.. su ruhani temizliği ile tüm pislikleri saf_la_mış hiç_le_miştir ve akşam inmiştir ruhani güzelliği ile farklı zamanlarla kuşatılmış aynılıklarımıza çoktan_ ..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |