Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Yaşadığım şu hayatta güzel ve kötü günlerim oldu. Kırdık kırıldık zaman zaman, boş boş tehditler çoğu zaman havada uçuştu. Ama çok da güzel eğlenceli ve paylaşım dolu günlerimiz oldu. Arkadaşlıklarımız da oldu. Kalpler arası yollarda yaşlanan aşkta konumu olmayan insanlar da gördük. Seviyorum deyip gidenleri de gördük. Bırakacaksın deyip tehdit savuranları da gördük. Aşağılamasını seven insanları, yetkili bir kişinin randevularına bakan neyin önemli olup olmadığını anlamayan, böyle boş işlerle karşıma gelmeyin diyen, bilgisiz insanlar da gördük. Bu vicdansız sevenleri ve insanları umursamayan hayatta. Şirin ile Ferhat’tan Leyla ile Mecnun’dan bu zamana kadar gelen, aşk dediğimiz, sevgi dediğimiz, eserlerimize konu edindiğimiz kutsal değerlerin yere vurulduğunu gördük. Devam etmeyen, zaten devam etmesi mümkün olmayan ve bitince de birbirlerine edepsiz sözler söyleyen, ama iki gün önce: “canım, aşkım, kan kardeşim” diyerek bu değerleri pazara düşüren tipler gördük. Dostluklar, arkadaşlıklar bittiğinde birbirlerinin arkasından edepsizlik yapan edepsizler gördük. Polat Alemdarlar gördük. Adres alıp ahkâm kesen ama adrese gelmeyen naylon delikanlılar gördük. Ölmeyi bayılmak sanan tipleri gördük. Başkasının yumruğunu yemeyip kendi yumruğunu balyoz sanan ağır ağabeyler gördük. Kilosunu hesaba katmayan, kantarı belinde olmayan ve bilmeden ateşle oynayan tipler gördük. Bizans saraylarında dönmeyen oyunları bu hayatta gördük. Seviyorum dedikçe anlamayan insanlar gördük. Sebebine gelince ise; “Ne kadar çok seversen sev anlattıkların karşıdakinin anlayacağı kadardır.” Hiphop, rap dinleyip Âşık Veysel’i, Dadaloğlu’nu tanımayan, hatta dedesinin mezarının yerini dahi bilmeyen ama Amerika’daki, Avrupa’daki bazı edepsizlerin, insan demeye şahit gerektiren insanların künye ve kütüğünü bilen, kendi kültürünü bilmeyen halk yardakçısı ve asimile olmuş tipler gördük. Her şey çok fazla yazmayla bitmez. Bunlar birkaç küçük örnek sadece. Her şey çizgi roman karakterleri gibi değil mi? Ama hayır maalesef bu insanlar ile aynı atmosferde bu havayı soluyoruz. Hayat her an her yerde bitebilir. Bunun mekânı ve zamanı yok. O yüzden bunu bilerek yaşayalım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © HARUN KABLAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |