Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Televizyon sürekli açıktı. Medya canavarı sürekli evin içinde masayı gözlerdi. Masa bileşenleri televizyon izlemese bile arada gözleri kayar ama hiçbir zaman göremediğimiz, görmek istemediğimiz evimizin içine, hatta beyinlerimize turşusunu kurduğumuz, hıyar diye cacığa doğrayamadığımız canavarı göz kayışlarıyla izlerdi masa ahalisi, biz yine uzakta... “Azizim fener yine 6 yı çaktı” açıldı mı, yine fener cimbom muhabbeti kaçmak imkansızlaşır, bukle bukle saçları tüm sempatikliği ile Pierre Van Hooijdonk evimize otuz metre uzaktan bir şut çekerdi, yakalamak ne mümkün, biz cimbom olurduk medya Fenerbahçe, oysa adamın adında tek Türkçe kelime Van orası da terkedilmişlik kokuyor birazda yakılmışlık... ama geçti bunlar artık değil mi? Kardeş kardeş yaşıyoruz, Kürt, Türk aynı masada, “Kürdü öne yazdık bari başımıza iş açılmasa” yiyip içiyoruz, ama ezik olanlar birazda annem gibi biletlerini alıyor masadan ve mutfak yolcusu, mutfakta bir cacık olacak faşizm adına yapılan, bol yoğurtlu acısı çok olacak öyle olmalı ki çektiğimiz acılar boşa gitmesin, ve doğranacak yine hıyarlar, kim az gelişmişliği öne sürüp oralara yatırım yerine ince kıyım bir siyaset götürdüyse onlar doğranacak... kaçamayacak hiçbir hıyar hepsi cacık olacak... Tekrar yakılacak zamlanmış Samsun 216 lar çekilecek ciğerlere duman dolusu nefesler bir ofla üflenecek zamından arınmış samsunlar ciğerler başlayacak mıntıka temizliğine. Hafif bir baş dönmesiyle dost sohbetleri birbirine karışacak, karışacak sofrada Türkü Kürdü birbirine, Hooijdonk gelip özür dileyecek evimizin camını kırdığı için ve medya Fenerbahçeli olmaktan vazgeçecek, yanık kokan köylere yeniden evler yapılacak medya canavarı, medya maymununa dönüşüp köye dönüş yasası diye bir şeyler zırvalayacak, ama benim annem hala topuk eskiten yollarda dost sohbetleri ortasına, masanın tam ortasına bir cacık yapacak bol acılı ve biz onu yine yemek niyetine yiyip acılarını ayıklatıp anneme, biraz toz pembe bakacağız yaşadığımız ülkeye...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İnan ARSLANBOĞAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |