640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
(Yıpranmış bir sürü elbise gibi, bir zamanlar kullanıp da kıyamayıp bir kenara attığımız eşyalara benzeyen, biriktirdiğimiz bir çok şey var yaşamda… Ağırlığını üzerimizde taşıdığımız bir çok yük oluyor çoğu zaman eskittiğimiz yaşamımız… Yaşamın her anı, dakikası, eski bir film karesinden çıkmış gibi siyaha ve beyaza döndürmekten başka bir renge sığdırılamayan küçük şeritler halinde gözümüzün önünden gitmeyen anılar, yaşanılmışlıklar, yaşanılmamış, yaşanılası günler olarak geçip gidiyor önümüzden… Eskiyen sadece anılar değil, sanırım düşleri de eskittik, zamana yenildi düşlerimiz… Bir çok sabahın akşamına saklandı gitti hep yarına, yarına deyip ertelelenerek, eskittik yarınlarımızı da şimdiden… Umutlar da eskidi her geçen günle düşen yapraklar gibi… Eskittiğimiz umutlar üstüne bir yığın harabe sayfa ekledik, yine de diriltmeye yetmedi gücümüz… Kalem bitti, kağıt bitti, üzerine yazacak yer kalmadı sayfalarda… Yenidenliği yaşatabileceğimiz bir yeni güne uyanmak da yok artık…) Eski bir sayfada kaldın şimdi, kendini kendi kendine eskittin ... Bir başkası yapamazdı senin sana yaptığını… Bir kendin olamadın , hep bir başkasını yaşattın yüreğinde…Senden başkası yüceltemezdi seni, anlamadın, anlamaktan öte, bilmezlikten geldin…Kolay olanı seçtin, sevmedin zaten hiçbir zaman zor,u… Zor işler sana göre değildi, rutin bir yaşamdan kalan günleri yaşamak yetti sana, nasıl geçerse geçsin, dedin… Geçip giden günler değil, seni sen yapan duygulardı, düşünemedin, eskidin… Eşyaların yerini değiştirirdin eskiden… Her gün, her hafta durduğu yerde durmasın isterdin, bir oraya bir buraya, döne dolaşa eşyalarının başı dönerdi, sen dönmeyi bilemezdin… Değiştirmekten de anladığın tek şey buydu zaten, kazandığın ise sadece eskimiş bir zaman… Değiştir işte şimdi gücün yeterse, hangi eşyayı değiştirsen, seni geri getirecek mi?... Sen de eskidin, eskiye döndürdüğün yaşamınla birlikte, sen de değişemedin… Yenik bir oyuncusun şimdi kendinle yaptığın maçında boynu bükük, yarışmadan çekilmiş… Yeniden yarışacak güç mü kaldı sende? Yarışmaları da eskittin, anlamı kalmadı ki sensiz yarışmanın, içinde kendin olmadığın, bir başkasını koşturduğun bir koşuydu zaten, hiçbir zaman sonunu getiremediğin… Güçlü bir yürek gerek sana şimdi, yeniden kazanmak için yemin etmeye, yeminini sürdürmeye… Eskitilmiş bir yürekle kim yarışır ki, kimin gücü yeter kazanmaya?... Kiminle yarışacaksın ki, rakibin olmadan yarışmanın bir anlamı var mıdır?.. Bilemedin… Sen seni eskittin, hala dönemedin kendine… Her bahara çiçek açtın, her sonbaharda yaprak döke döke kalmadı dalın yaprağın… Karlı bir mevsime kapattın gözlerini… Sen soğukta yaşayamazsın ki… Nefes alamazsın ki… Nerede kaldı yazın, sıcağın?.. Güneşi bile eskittin, bilemedin kıymetini… Halbuki bilseydin güneş senin için doğup, senin için batıyor, her akşamı seninle yaşatıyor, eskir miydi güneşin? Alıp gider miydi başını, sıcaklığını senden sakınır mıydı, verir miydi yerini kara bulutlara?... Yeter miydi bulutun gücü güneşin yerini almaya, sen kendini eskitmeyeydin ?... O kadar alıştın ki eskilerle yaşamaya, küçük bir değişikliği kaldıramıyorsun şimdi. Hiç bir şeyin yeniliği heyecan vermez oldu sana… Hatta her değişiklik bir dağ gibi yük bindiriyor sırtına, yerinde kalsın istiyorsun eskici dükkanın, eskici yaşamın… Dünya dönüyor, zaman geçiyor sen hala yerinde durarak dünyayı da eskitiyorsun, her şeyi eskittiğin gibi… Bir gözlerindeki ışık kaldı feri sönmeyen, hala bir parça ılık su veren kurumuş yüreğine…Bir o kaldı vefalı, kıymet bilir , her seferinde geri de çevrilse gitmeyen bir dost gibi… Bari onu eskitme… Işığını yitirme… Şimdi silkin, şimdi arın eskimiş ne varsa geçmişten kalan, eskittiğin yaşamından arta kalan küçük bir dünyaya aç gözlerini. Gözlerinden bırakıver yüreğine, coşkun sular paklar ancak eskimişliğini, yenikliğini, sula umut çiçeklerini, pembe açsın gülleri… İstersen yapabilirsin, eskiyen her parça bileyilenirse yeniden başlamak için savaşabir… Yeter ki bu kez sen, ilk kez sen, kendin ol, eskittiğin yaşamında kendine bir parça yeni bir yürek bul,kendinden, senden, eskimeyen, eskitemeyeceğin yeni bir yürek ol, içinde sadece senin oynayacağın bir film sahnesi ol… SEN OL DA, KİM OLURSAN OL!... ferkul 2 aralık 2007 01.43
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ferkul, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |