Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Doğrusu genç adam sevdiğini düşleyip hayallere dalarak önce o bana dokunmuştu, sevdiğiyle bende buluşmak istercesine. Ulaşamadığı ama yüreğinde buluştuğu sevdasını derinden özlüyordu. Yeni tayin olduğu bu küçük kasabaya geleli dört ay olmuştu. Bir gün bile görmeden duramadığı sevdasının yüzünü görmeyeli geçen aylar ona yüzyıl gibi geliyordu. Esmer yüzü duyduğu özlemin hüznüyle solgundu ama gözleri aşkın ışıltıları ile umut doluydu. Kasaba hayatında bekar evinde kendine ait bir düzen kurmuştu. Bir süre sonra yüreğini paylaştığı sevdasıyla hayatını da paylaşmak istiyordu. Sevdiğine bir kere evlenmek istediğinden bahsetmişti ama kız henüz hazır olmadığını söyleyip konuyu kapatmıştı. Ne zaman hazır olursa o zamana kadar onu sabırla beklemeye söz vermişti. Evlilik teklifinin üstünden iki yıl geçmesine, aşklarının her geçen gün artarak şiddetlenmesine rağmen evlenme konusu bir daha konuşulmamıştı. Böylesine severken, özlerken, hayatının tüm hücrelerine giren sevgiliden başka bir şey düşünmezken öylesine uzak kalmak yüreğini burkuyor, canını acıtıyordu. Onu kaybetmekten çok korkuyordu. Hayır cevabını duymamak için yeniden evlenme teklif etmekten kaçınıyordu, ömrünün sonuna kadar bu şekilde halinden hoşnut bekleyebilirdi. Aynı seviyede eş zamanlı enerji aldığım, genç adamın yaşadığı kasabaya yedi saat uzak bir mesafede bahçedeki sedire uzanmış kumral bir genç kız da sevdiğiyle bende buluşuyor. Şimdi onun yanı başında olup, gözleriyle gözlerine dokunmak için hayatını feda edebilirdi. Ama yapamazdı. Sevdasının hayatına girmeye hakkı yoktu. Genç adamla tanışmasından bir süre sonra yakalandığı hastalık her geçen gün güzel bedenini ölüme bir adım daha yaklaştırıyordu. Ona güç ve direnç veren tek şey yüreğinde yaşattığı sevdasıydı. Onun öleceğini genç adamın öğrenmesi demek, iki kişilik ölüm olurdu. Canından çok sevdiği adama verebileceği tek şey sonsuz sevgisiydi. Şu anda gecenin karanlık yüzüne ışık saçan yıldızlarda buluştukları gibi sonsuz hayatta sevdasına kavuşmaktan başka umudu yoktu. Güneşe zamanı teslim edip, yıldızlar aleminde kaybolup, bu hüzünlü geceyi unutmak ve başka hayatlarda buluşmak üzere …hoşçakalın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zeliha Gökkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |