Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
En çok da susan saatlerde anarım seni, içimin ıstırab provalarında, uçup durduğun rüzgârlarda açılıyor rengin senin. Ben seni ta ezelden tanırım. Avuçlarında musa’nın, asasıydın. İbrahim’in parmaklarında baltaydın. Ateşe suydun. Nil’e renktin. Dicle’ye isim. Bir resmin yok senin. Adına şarkılar yakılır. Şiirler söylenilir. Acılar seğirtilir. Eğirir seni yaşlı eller. Çocuklar seni uçurtur mavi göklere. İntifada seni atarlar. Damarları yırtandın, Tuna nehrinin sesinde melodik bir sestin. Emeğin ve işçiliğin en usta haliydin. Notaya değen bir ismin yoktu; fakat bütün notalar senle seslenirdi. İnci tanelerince dizilirdin sözlere harf harf. Şarkılar sesin olurdu. Şiirlerdeki harfler sendin. Söylenen en güzel sözlerdin; ama acıyla da birleşiktin. İsmine isim diye, üç harfte birleştirildin. Seni yazan kalem hakkına, varlığın içinde bir varlıktın. Sanki vardın, gözümüzün önündeydin, sanki yoktun; arayışa çıkmıştı yedi genç.Bulmak adına ıstırap dersleriyle kurmuştun tahtını. Ölüme sorma boşluğu, hapsedilen kişisindir en çok da. Beslenilen hüzün kadar kişininsin. Çekilen hasret kadar büyüksün. Beklenilen yer gibi orasın, gözlenilen yer kadar ıraksın. Hem varsın hem yoksun. Varlığına belirgin ölümler var, yokluğuna aşina hayatlar var.Söylemez dil seni hemencecik bu yüzden. Söyleyemez. Diyorum ki; kaybolan ömür sahnesinde, dirilten nedir öyle nevbaharları. Kaktüs çiçeğine can, serancâm güzelliğe bir telaş.. Etme ikrar, sancıları ağyâr. Nedir bu savaş, nedir bu… Bilemedi hiçbir şair seni hakkıyla. Bilemeyecek belki de. Herkese bir resmin var nöbetleşe bıraktığın, ve bir ömür durdurttuğun. Baktırıp baktırıp kudurttuğun. Yok. Seni bir isme sığdırmak olmaz. Sen en çokda herşeysin. Bütün varlığın sesini birleştiren bir korosun. Bütün renkleri içinde barındıran bir ebru, sözleri çıkartansın bütün lügâtlardan harf harf. Sabaha sorsam akşamdır der sana. Akşama sorsam sabah. Acıya sorsam sevinçsin, çığlığa sorsam suskunluk, suskunlukta çığlıksın… ‘’ Ne sabah göreyim, ne sabah görüneyim’’* Der gibi sığmazsın hiçbir boşluğa. Dolan gönül zaten senden dolmuştur. İsmine ayn’dan şin’e kâf’tan zihnar çığlıkları değmiş. Olduğun gibi aşksın. Göründüğün gibi meşksin. Kutsâl bir davanın erisin. Büyüyen hercâilersin. Saçıl bütün boşluğuma. Yay nefesini, bestele kandilleri, izlet kendinle; göğü, yeri, denizi, toprağı…ölümü. *necip fazıl
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bilal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |