Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Kimdir bu Deveciyan efendi, merak ediyor musunuz? Ben ettim ve biraz araştırdım.Bakın karşıma çıkanlar neler?Özetle; Aslen Elazığlı bir aileden gelen Deveciyan efendi, Osmanlı'da Padişah Abdülmecid zamanında üst düzey bir bürokrat olan İstanbul balıkhane müdürü Karekin Deveciyan'ın torunudur.Dede Deveciyan'ın oğlu ise bir bursla Fransa'ya eğitim için gitmiş ancak, anlaşılan o ki, baba Deveciyan dışarı giderken pasaportuna bir daha Türkiye'ye dönemez damgası vurulmuş yani baba Deveciyan bir "haymatlos" velakin aynı zamanda Türkiye aşığı olan bir Türk." Onlar beni İstanbul'a almasalar da ben Türk'üm , Türk olarak öleceğim" diyen* bir adam.Zira fransız bir kadınla evlenmiş olmasına rağmen fransız vatandaşlığına geçmemiş, vatansız ölmüş garibim.Torun Deveciyan ise dede ve babadan çok farlı bir portre çiziyor; Fransa'da ne kadar Türk aleyhtarı hareket, yasa tasarısı varsa hepsinin altından Patrick Deveciyan'ın adı çıkıyor.Bu zamana kadar Fransa'da ermeni lobisinin başını çeken Deveciyan efendi, öngörülere göre yakın zamanda siyasi alanda da çok önemli yerlere gelecek.Örneğin hükümetin yürütme organında iyi bir mevkideyken düşünün neler yapacağını. 2001 yılında parlamentodan geçirdikleri " soykırımı tanıma yasası"nı hukuksal dayanak göstererek ermeni soykırımını inkar yasasını geçirdiler.Yani özgürlüğün kaynağı - beşiği olarak görülen Fransa'da bir Allah'ın kulu çıkıp da "Türkler ermenilere karşı soykırım yapmamışlardır" diyemez.Çünkü yassah hemşerim, yassah.Her şeye rağmen diyenlerin başına neler geldiğini anlaması içinde fransız tarihçi Prof.Bernard Lewis'in 1993'te Le monde gazetesinde yayınladığı makalesinden sonra başına gelenleri araştırmasını tavsiye ederim. Adı geçen bilim adamı bu yazısından sonra sadece tehdit edilmekle kalmayıp suçlanmış, yargılanmış ve cezalandırılmıştır. Şimdi bu Deveciyan efendi, Orhan Pamuk davasında Türkiye'nin yaptığının çok ayıp ve AB'ye girme sürecini olumsuz etkileyeceğini söylemekte.Bu kadar utanmazlık olur yani.Siz ki düşünceyi açıklama özgürlüğünden dem vurulunca mangalda kül bırakmazsınız, Türk yargısı hiç değilse Orhan Pamuk'u yargılamış ancak cezalandırmamıştır. Bu, soykırımı inkar suçtur diyen yasa, parlamentoya gelmeden önce başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesinde henüz cumhur başkanı olmamış olan Sarkozy medyaya göre şu şartları öne sürmüş; 1- Ermenistan-Türkiye sınır kapısı açılsın 2- 301. madde kaldırılsın 3- Ve en önemlisi Türkiye soykırımı tanısın! Yine gazetelerin yalancısıyım, sayın başbakanımız bu şartları düşüneceğini söylemiş.Sonunda da Türkiye tarafından bu şartlar reddedildi.(Zaten aksi mümkün değildi ki) Şimdi düşünelim; eğer bu şartlar kabul edilecek olsaydı neler olurdu?Örneğin 301. madde.Avrupa devletleri elbirliği ile bu maddenin kaldırılması için uğraşıyorlar.Oysa ki pek çoğunun anayasasında da benzer şekilde devlete ve devlet başkanına hakaret etmek suç teşkil ediyor. Karşılığında da cezai müeyyideler var.Bu konuda Deveciyan efendinin savunması şöyle; " Bizim yasamıızda da böyle maddeler var ve diğer Avrupa ülkelerinde de öyle.Ancak hiç birinde on yıllardır bu maddeyle ilgili uygulama yoktur.Sayın Deveciyan o ne perhiz , bu ne lahana turşusu diye bir söz vardır bizim buralarda.Yaptığınız tam da bu çünkü. Kendi 301 lerinizi kaldırmadan bize ısrarcı olmanızın asıl sebebi farlı mıdır acep? Gelelim soykırımı tanıma şartına ; diyelim ki tanıdık.Yani bir milyon ermeniyi öldürdüğümüzü varsayıp kabul ettik.Arkasından ne gelecek?Malumunuz ermenilerin 4T politikasını bilmeyen yoktur.Bunlardan bahsedilmiyor tabiiki.Siz hele bir tanıyın da soykırımı, sonrası Allah kerim, pozisyonuna getirip bırakıyorlar.Neymiş efendim?Eğer soykırımı tanırsak; soykırımı inkarın suç kabul edildiği yasanın ertelenmesini sağlayacakmış, sayın Sarkozy.Ya sonra?Ve ne zamana kadar? Bu Deveciyan efendinin asıl mesleği de avukatlık.Yani kendisini yakın geçmişte başka konularda da hasım olarak karşımızda bulduğumuz birisi.1975'te kurulan ermeni terör örgütü ASALA'nın savunuculuğunu yapmıştır bu Deveciyan efendi.Neden çünkü herkesin savunulmaya hakkı vardır diyor.Siz Abdullah Öcalan'ı savunan avukatlara karşı da taraf oluyorsunuz, onun da savunulma hakkı vardır diyor.Ama Abdullah Öcalan'a İmralı'dan örgüt yönetmeye kalktığı için karşı olduğumuzu, kızdığımızı söylemiyor. A be gözünü sevdiğim, herkesin savunulmaya hakkı vardır da Türkiye'nin neden hakkı savunulmuyor? Buyrun arşivler araştırılsın, deniyor: duymazlıktan geliniyor.Ne Paris'ten, ne de Erivan'dan ses soluk çıkmıyor.Tarihçilerden oluşan bir komisyon kurulsun, araştırılsın, deniyor.Yok, tarihçi şartı koymayın , siyasiler de girsinler komisyona diyor,Erivan.Ne işi var politikacıların tarihi ilgilendiren bir komisyonda?Paris de bu konuda Erivan'ı destekliyor. Paris'in göbeğinde Ermeni Soykırım Anıtı var.Ülkeye gelen turistlerin gözüne gözüne sokuyorlar, anıtı.Ayrıca ülkeye gelen başka devletlerin temsilcileri gidip çelenk koyuyor anıta.Allah Allah, bakar mısınız işe?Fransa işi gücü bırakmış, ermeni hamiliğine soyunmuş.(Sebep 250 bin ermeni oyu olabilir mi?) 1915 olayları olarak geçen ve aslında Ermeni soykırımı değil, Ermeni tehciri olan olaylar 2007 de önümüze AB'ye girme sürecinde Kıbrıs'la birlikte en büyük engel olarak konuyor. 1915 Ermeni tehciri bundan 92 yıl önce olmuş.Oysa ki Hocalı katliamı bunun yanında daha dün gerçekleşmiştir ve Ermenistan binlerce Azeri Türkünü vahşice katladerek Azerbaycan'ın % 20'sine el koymuştur.Ermenistan Azeri katliamını kabul etti mi? Engin bilgili Deveciyan efendi bu konuda da söz sahibi, Azerbaycan'da yaşayanların %90'ı Ermeni'dir, diyor.Haydaaa!Ya hu oralarda yaşayan adamlar öz Türkçe konuşuyorlar, yaşadıkları yerlere de Türkçe adlar koyuyorlar.Herkes bilir ki, ermeni ya da hangi kökten gelirse gelsin yerleşim birimleri, oralarda yaşayan insanların kendi dillerinde isimlendirilirler.Buralarda yaşayan insanlar Ermeni olsaydı, en azından köylerinin adı ermenice olmaz mıydı? Bu kadar mı kek görüyorsunuz bizleri!!! Özgürlük ve demokrasinin beşiği Fransa 1827'den 1962'ye kadar Cezayir'de fasılalarla katliamlar uygulamıştır.En son olarak 1962' de biten Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1.5 milyon Cezayirliyi vicdana sığmayan işkencelerle öldüren Fransa, o zaman toplam nüfusu on milyon olan Cezayir'in %15'ini yok etmiştir.Peki bu katliamı tanımış mıdır?Dönüp özür dilemiş midir?Hayır.Kim diyor?Cezayirliler diyor. İngiltere'den sonra en büyük sömürge imparatorluğunu kurup sömürgeleştirdiği ülkelerin iliğini kemiğini sömürüp, oralarda yaşayan yerli halkı göç etmek zorunda bırakan Fransa söylüyor bütün bunları.Bak, bak, bak...Ne sıfatla?Özgürlük ve demokrasinin bekçisi olması dolayısıla kendilerince.Yesinler sizin özgürlükçü düşünce sisteminizi, demokrasi bekçiliğinizi.Afganistan'a ve Irak'a getirilen demokrasi daha hala gözlerimizin önündeyken hangi demokrasi Allahaşkına! Fransızın birine "Yahu siz Cezayir'de yaptığınız katliamları unutup Türkleri soykırımcılıkla suçlamaya utanmıyor musunuz?" demişler.Fransız pişkin pişkin gülmüş; " Bizim ulusal simgemiz neden horozdur biliyor musunuz? Hayvanlar içinde bir tek horoz kendi ayakları pisliğe basarken çevreye bağırır da ondan." !!!!!!!!!! Bütün bunlara rağmen 2007 Fransızlarca Ermeni yılı ilan edildi.Hepimize kutlu olsun. Kalın sağlıcakla...NALAN 22.09.2007
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © nalan gök, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |