Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın... |
|
||||||||||
|
Seçim arefesinde parti liderlerinden, yurt gerçeklerini dile getirmesini boşuna bekledik. Ulusal gelirin birey başına beşbinbeşyüz doları geçmesi ne kadar sevindirici ise sade vatandaşın geçim sıkıntısı çekmesi, aş, iş ve maaşına zam beklemesi de o denli üzücü ve sıkıntı vericidir. Konu bu da değil aslında. Türkiyenin çağdaş devletler düzeyine ulaşması için bekleyen sorunlar dağ gibi dururken seçim konuşmalarında Parti başkanlarının birbirlerini gemicikle, iplerle suçlamasına siz bir anlam verebildiniz mi? Bunların tartışma yeri Yüce Meclis olsaydı derim. Yurt düzeyinde düzeltilmesi gereken birçok sorun var. Ben sadece bunlardan birkaçını dile getireceğim. Siz de ekleyin hatırıma gelmeyenleri. 1. Her gün karayollarında kazalarda ölenlerin sayısı on bazan onbeş kişiyi buluyor. Bir ayda durup dururken ölen vatandaşlarımızın sayısını siz hesaplayın. Savaş ya da depremde bu kadar kayıp vermiyoruz. Karayollarına verdiğimiz ağırlığı demiryollarımıza kaydırsak ve yeniden örsek vatanı demir ağlarla. Treni yeniden biraz hızlandırsak. Ama 37 kişinin öldüğü hızlı tren olayına çevirmeden. Türkiyenin her köşesine, her iline biraz hızlı giden trenlerle kolayca ulaşabilsek fena mı olur ? Almanyada trenler 110 km. ile gidiyor. Mühendisimiz mi yok teknikerlerimiz mi? Yeterki bütçeden biraz fazla pay ayıralım. Şans oyunlarından pay ayırarak bu hizmete büyük katkı sağlanabilir. ÖTV'yi bu hizmete aktarabiliriz örneğin. Gerekirse Ulus Yapar, kampanyası bile açabiliriz. Ama nerde yapacak idareciler, milletvekilleri? Kimse iş üretmek istemiyor mu ne ? Hakkâri'ye, Şırnak'a ya da Ardahan'a demiryolu ulaşırsa genç yaşta ölenlerimiz vatan hizmetlerine devam ederler. (Demiryolu için doğunun, yeryüzü ve iklim şartlarını düşünmüyor değilim ama olmaz olmaz.) 2. Başta İstanbul ve diğer çok kalabalık iki, üç şehrimizin bu nüfus yükünü çekemeyeceğini büyüklerimiz bilmiyor mu? Geliyor, geliyor derken İstanbul ve Ankarayı su sorunu çeviriverdi. Başka sorunlardan söz etmeye hiç gerek yok. Haritamı açıp şöyle bir baktım. Amaç, iş üretmek değil mi? Bence İstanbulun yükünü hemen hafifletmek için Orta Anadoluda mesela Kayseri olabilir, İstanbul benzeri bir şehir kurarım ama bütün olanakları ile. Sosyal, kültürel, ekonomik vb. Böylece doğunun bütün insanının ihtiyacı olduğunda buraya gitmesini yasa ile zorunlu kılarım. İşte oldu ! Diyeceksinizki bu kadar para nerede? Bu bütçeyi nereden bulacaksın? Büyük Atam değil miydi? silah yok dediler, alınır dedi. Adam yok dediler, bulunur dedi. Daha söyleyeyim mi ? Büyüklerimiz seçim konuşmalarında - söyler misiniz!- böyle atılımlardan, benzerlerinden hiç bahsetti mi? Daha söyleyeyim mi !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |