Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal |
|
||||||||||
|
Giriş MÖ 551-479 yılları arasında yaşamış olan Çin düşünürü Konfüçyüs; “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?” sorusuna şöyle cevap vererek dilin önemini çok güzel ifade eder: “ Hiç kuşkusuz, dili gözden geçirmekle işe başlardım. Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” Peki ya biz… “Türklüğün vicdanı bir; Dini bir, vatanı bir; Fakat hepsi ayrılır, Olmazsa lisânı bir.” diyen Ziya Gökalp'i hatırlıyor muyuz? Karamanoğlu Mehmet Bey'in bir fermanı vardı; hatırlayanımız, uygulamaya çalışanımız var mı acaba?.. " Şimden girü hiç kimesne kapuda ve divanda Türk dilinden gayrı dil söylemeye. Defterleri dahı Türkçe yazalar." (13 Mayıs 1277) Dilde son zamanlarda artan yozlaşma-bozulma, dilimizin geleceğinde olduğu kadar milli varlığımızın devamını sağlayabilmek açısından da çok büyük bir tehlikedir. Bu tehlike, Türkiye ve Türkçe Cumhuriyeti’nin en önemli sorunlarından biri olmasına rağmen yeterli önemi görmemektedir. Dilimizde çok güzel karşılıkları bulunan kelimeler yerine yabancı kelimeleri imlalarıyla beraber kullanmak "entellik" olarak algılanarak "sözde aydınlarımızın" sayısındaki artış oldukça endişe vericidir. Çünkü Muharrem Ergin’in şu tanımı unutulmaktadır: Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimai bir müessesedir. (2) Böyle bir yapıyı bozmak kurmaktan daha kolaydır. Koruyup geliştirmek ise daha zordur. “Büyük Uyanış” başlamalı! Atmayın! Örnek Verin... "Bana kusursuz bir dil verin, sana büyük bir millet yaratayım." G. W. Leibniz Niye atıyoruz? Attığımız nedir? Türkçe “örnek vermek” varken, dilimize Arapça’dan girmiş ancak Türkçeleşmiş “misal” kelimesi varken niye atıyoruz? Misal kelimesinin Türkçe Sözlük’te iki anlamı verilmiştir. 1. Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek. 2. Benzer, eş gibi. Örnek kelimesinin ise Türkçe Sözlük’te altı anlamı verilmiştir. Ayrıca devamında “örnek almak”, “örnek olmak”, “örneğini çıkarmak” gibi türevlerinin anlamları açıklanmaktadır. “Örnek vermek” kullanımının yerine kullanabileceğimiz şekli olarak, Türkçe Sözlük’te “örneğin” kelimesinin de; söz gelişi, söz gelimi, söz misali, örnek olarak, mesela şeklinde açıklamaları verilmiştir. (1) Hal böyleyken niye atıyoruz? Niye söz gelişi, söz misali, örneğin… kelimelerini kullanmıyoruz? Geyik Muhabbeti “ Geleceğinizi berbat etmemesi için, konuşmanızı bir parça düzeltin.” Shakespeare “Yârenlik etmek, sohbet etmek, muhabbet etmek” gibi kullanımlarımız varken niye geyik muhabbeti yapıyoruz? Nasıl bir dil kullanıyoruz? Dilimizi bu kadar kolay ve vicdansızca nasıl bozabiliyoruz? Şaşırmamak mümkün mü? Atarak tutarak saçma sapan kelimelerle, ne olduğu belli olmayan kelimelerle-kullanımlarla nece konuşuyoruz? Güzel, hoş GEYİK MUHABBETLERİNDE birbirimize dilimizin hangi güzel anlamlı kelimeleriyle hitap ediyoruz! Etkili, oldukça “cool” kişilerle “relax” bir ortamda birbirimizi, dilimizi ne kadar seviyoruz? Sonuç Bir Mektup “Nihayet part-time bir iş buldum.Öyle extradan bir enerjide harcamıyorum.Kıyafet serbest ; çekiyorum blue-jean’imi , üstüne de bir sweetshirt , yetiyor işte.Evin olduğu sokağın köşesinde Supercorner adında bir süpermarket var.Oradan fastfood bişeyler alıp stüdyo ofisimin yolunu tutuyorum.Ardından kulağımda walkman , slow melodilere eşlik ederek kahvaltımı yapıyorum.Bir coach’a yerleşip butona bastıktan sonra , radyo perfect bir trip alıyor.Class FM’i , Best’i , Radyo Blue’yu geç ; bugünlerde en çok My Radio’ya takılıyorum… Finish saatinde Lunch-Cafe’de bir şeyler atıştırdıktan sonra down town’a inip showroomlara baka baka eve dönüyorum.Eve girip kapıyı kapattıktan sonra genellikle ilk işim mouse’a sarılmak oluyor.Malum , short chatleşmeler beni tatmin etmez.Gerçi şu sıralarda e-mailler için word bulma stresi de yaşıyorum.Bir süre sonra e-mailleşmeler de bana monoton geliyor.Sıkılınca TV-guide’ı kaptığım gibi ekran başına geçiyorum.Önce zaping yapıyorum ; Flash , Star , Teleon , Show… Ne ararsan var bu dünyada.En iyisi magazin haberlerine bakmak ; haftanın in’lerini , out’larını görmeden olmaz.Ama Top-Secret’tan mı start vermeli eğlenceye , Best of Huysuz Show’dan mı , yoksa Number One olan Televole’den mi? Bir türlü karar veremiyorum.Neyse , epey geç olmuş zaman , şimdi biraz çıkayım artık.Ne de olsa outdoor aktiviteler bu saatten sonra başlıyor.Mektuba da eve dönünce takılırım…”(3) Bizlerde Türkçe takılıyoruz! Ya siz? Dilimize gereken değeri vermediğimiz sürece, yabancı dilden kelimeler alarak “tarzanca” konuşmaya özenerek, dükkânlarımıza yabancı adlar vererek tam bağımsız olduğumuzu, bağımsız kalacağımızı söyleyebilir miyiz? Unutmayalım! Cemil Meriç’in güzel tanımlamasıyla “Kamus, bir milletin namusudur.” Namusumuza sahip çıkmak bizim elimizdedir. Ahmet ÇAYLAR http://ahmetc2.blogcu.com Kaynakça: 1.Türkçe Sözlük (1998), TDK 2.Ergin, Muharrem (2000), Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları 3. Halime Gök, TDK, Türk Dili dergisi, S.617
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Çaylar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |