Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
O zamanlar Kasabamızın kaymakamı beyefendi ile adliyenin karşısında olan küçük kafede beraber çay içip konuştuklarını görürdüm. Arkadaşlarım ile bir koşu teneffüste iken Kasabamızın tek pazar günü perşembe pazarını gezmeye çıktığımızda her zamanki gibi yine arkadaşımın birinden alırdım haberi ve hemen görürdüm Babacığımı.-Feride bak baban gelmiş kaymakam bey ile işte orada! Ben kasabada babaannem ile yaşardım.Babam annemden ayrıldıktan kısa süre sonra bir başkası ile tekrar evlenmişti.Yazgı değişmezdi,Haktan idi. Babamın dördüncü çocuğu, yüzü aynı bana benzeyen Ayşenin altı aylık iken aniden yakalandığı Ç.Felci hastalığı evlilik mutluluklarını mutsuzluğa çeviriyordu,çevirdi de... Babacığım kasabada iken Adliyede Z.katibi görevindeydi.Kente gidip evlendiğinde de aynı işte idi.Ne zaman ki Ayşe hastalandı,o daha çok para kazanmak istedi,memuriyeti bıraktı.Dava vekili-Arzuhalci olmuştu.Kentin bir numaralı devamlı aranan çok kazanan adamıydı artık.Ona göre Ayşe iyi olmalı idi ve olacaktı,bu inanç ile Türkiyede belki de Ayşeciği götürmediği Dr kalmamıştı. Son gittikleri Dr şöyle demiş:Beyefendi bu çocuğun kaderi buymuş. Babam yana yana ağlıyordu,alkole başladı...Kader Böyle İmiş şarkısını çok sevdi.Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle.... Kasabadaki evimize geldiğinde-Hadi kızım söyle derdi,bende çok utanırdım ama kıramaz söylerdim-Sivas ellerinde sazım çalınır.......Sesim çok güzeldi. Ayşe düzelmedi, görüntüsü güzelim başı dışında yürek acısı idi.Bu ızdırabı onaltı yaşında tükendi. O onaltı yaşında uçtu gitti, Cennet Kuşu oldu. Bu arada Babacığımın ikinci evliliği de bitti. Tekrar beraberdik, babaannem ben ve babam.Bu kez başka bir kentte idik.Babam tekrar memuriyete dönmeye karar vermişti,bu sebep ile kadro açıklığı bekler iken bir seneyi aşkın bir süre ücret almaksızın Adliyede çalıştı neticede İzm.karşıyaka.Adliyesi Başkatipliği görevine başladı. Ben de hep onun yanında idim işinde iken. Artık yirmibir yaşımda idim ama beni evliliğe kimse ikna edemiyordu.Kesin evlenmek istemiyordum.Çünki gözüm korkmuştu ölesiye.... Bir gün evimize bir telgraf geldi babam içinden okudu.-Nedir babacığım dedim..cevap vermedi oturdu telgrafı göğsüne bastı kısık bir sesle kendi kendine konuşur gibiydi ama bana bakıyordu.Kurtuldu benim yavrum..dedi. Ayşe ölmüştü onaltı yaşında idi, onaltı gün sonra da babam öldü. Babacığım 6.Martta doğmuştu,6 martta da öldü.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MÜFİDE DECDELİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |