Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
1733 sokak no 6.da otururduk biz üç can. Sevgili babam sevgili babaannem ve birinin torunu birinin kızı olan ben. Oturduğumuz ev babamın İzm.Adliyesinden Karşıyaka adliyesinde göreve başlaması ile bizlere,terekeden belirli bir süreye kadar şeklinde adliyeden verildi. Geniş gayet güzel bir ev idi.Geniş bahçesinin olduğu yere evin ön geniş camları bakardı. Bahçeye ap.sakinleri arabalarını park ederlerdi. Burası kültürlü ve zengin kimselerin çoğunluk ile bulunduğu bir yerdi. Biz zengin değildik.Bu ev için mahkemece bizden istenen gayet az miktar olan kira parasını bile giderek ödemekte zorlanacaktık.Çünki koca çınar aniden yıkılıverecekmiş. Bahçede asırlık bir manolya ağacı vardı.Yükseklerde bembeyaz çiçekleri açardı.Güzelim kokuları ile sanki yaşamın bağlarıydı. Yaşam güzel gidiyordu... Babaanne torun ve baba. Babam işine ben de yanında,bu sonuna kadar böyle devam etti. Bizim için övünç verci bir husustan söz etmeden geçemeyeceğim. O tarihte Karşıyaka adliyesinde syn hakimimiz Sıtkı bey de vardı.Syn Sıtkı bey ayrıca çok yakın davranırdı bize... Her sabah 10.a doğru bir üst kattan doğruca bizim masanın karşısında durup başlardı konuşmaya...hep aynı konuşmalardı çoğunluk ile...iş konuşmaları haricinde. Ah! .......bey ah ah ah! Cemal ne çocuktu!ne çocuktu Cemal! İst.Silivride askerliğini yapar iken vefat eden amcamdan bahis ediyordu. Sıtkı bey ve Cemal amcam aynı yerde İst.Silivride askerlik arkadaşı iken Cemal amcam orada hayatını kaybetmiş.Cemal amcam çok yıllar önce şehitlik mertebesine erişmiş.Allah rahmet eylesin. Hakim sıtkı bey ve babam konuşmaya devam ederler...Hakim beyin geldiği andan itibaren sıtkı bey her ne kadar lütfen oturun ......bey diye ısrar etsede babama o oturmaz ben de oturmam.Bu görüşler her zaman en az yarım saat kadar sürer.El pençe divan dururuz. Ama ne iyi bizi ne çok seven bir hakim bey idi o,unutulmaz. Bir gün babam boğazında epeydir bir acı olduğunu ertesi gün hastaneye gideceğini söyledi...ve dediği gibi ertesi gün hastaneye gitti.Kontrolleri yapıp dr.lar demişler ki..boğazınızda minik bir ur var,bundan bir parça koparıp ne olduğunu tahlil etmeliyiz.Pekii demiş babam operasyon hemen yapılmış..bu operasyondan daha sonra şua tedavisi daha sonra ameliyat öneriliyor. Artık o boğazından et parçası alındığı tarihten itibaren epeyce hasta olup bir şey yiyemez duruma geliyor çok zayıflıyor kısa sürede,zaten zayıf uzun boylu idi.Ama sonuna kadar çok güzel çok yakışıklı idi benim babam. Boğazındaki illet kanserdi.Son çare gibi ameliyat mevzuatını düşünüyorduk ve bir gün ameliyat için gerekli olan aletleri alıp Ege Üni.Hast.ne gittik beraberce.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MÜFİDE DECDELİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |