Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî |
|
||||||||||
|
Zordu hayat. Annesi öğretmen olmasını hiç istememişti. O da bu meslekten geliyordu, emekli öğretmendi. Zor demişti, yazık edersin kendine demişti. Sıkıyönetim zamanı ordan oraya sürülmüştü, kah birileri faşist, birileri komunist damgası vurup ordan oraya sürümüşlerdi. Çünkü o hiçbir sıfatı kabul etmemeye yemin etmişti. Zeynep hanım İstanbul’da oturuyordu. Bin bir güçlüklerle yaptığı işini, bakmak zorunda olduğu iki çocuğunu, eşiyle birlikte memur maaşlarıyla sürdürmeye çalışıyorlardı. Memur olmak zordu, ama hayıflanmıyor, bu millete hizmetleriyle mütevazi, içten içe gurur duyuyorlardı. Zeynep Hanım çok sevilen bir öğretmendi. Öğrencilerini son derece iyi motive eder, hepsiyle birebir ilgilenmeye çalışır, onlara hem dersleri verir, hem de adam etmek için anne baba sıfatını üstlenirdi. Hepsi onun çocuklarıydı, onun için hepsinin ayrı ayrı bir önemi vardı. Öğretmenlik kutsal meslekti, Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği insanların mesleği. Ülkeye akıllı, güçlü, hayırlı bireyler yetiştirmek için uğraşıyordu. Mezun olanlar bile hocalarının daima elini öpmeye geliyordu. Öğretmen olmak için sınava girdiğinde annesi onunla küsmüştü. Gerçekten onun da kendisi gibi ordan oraya sürüklenmesini istemiyordu. Babası daha sakindi. O kadar acı çekmelerine rağmen, eşiyle o kadar ayrı kalmalarına rağmen, yine de bu mesleğin kutsallığını, yetişmesi gereken onca sabinin saflığını düşünerek kızına hep dastek oluyordu. Gelecek onlarındı ve bu ülkeyi onlar kurtaraktı. Baba Reşat Bey, düzene kendilerini bırakmışlardan, yılmışalradan değildi! Umutluydu ülkenin geleceğinden. Öğretmen olmak isteyen kızıyla içten içe gurur duyuyordu. Zeynep üniversiteyi çok yüksek bir dereceyle kazanmış, okulunu da aynı şekilde yüksek bir dereceyle bitirmişti. Kamu personeli seçme sınavını kolaylıkla atlatmıştı. Ya ikinci, ya üçüncü olmuştu dediklerine göre. Çok sevinmişti! “İşte bu!” diye haykırmıştı içinden. Küçüklüğünden beri hayal ettiği bu kutsal mesleğe bu kadar yaklaşmıştı. Mezun olduğunda ilk babasına koşmuştu, sevincini ilk babasıyla paylaşmıştı . Reşat bey o gün kızıyla bir kat daha gururluydu. Zeynep Hanım’dan başka yakınlarında oturan bir öğretmen adayı daha vardı, Murat Bey. Murat Bey öğretmen olmayı hiç istememiş, şartların götürdüğü yerde haspel kader, öğretmen olabilmişti. Mühendis olmak istemişti, fakat üniversite sınavlarında puanı mühendisliğe yetmediği için fizik öğretmenliğini kazanabilmişti. Girmiş olduğu üniversite de pek iyi bir üniversite sayılmazdı hani. Murat Bey aslında öğretmenlik mesleğini de hiç sevmezdi aslında, çocuklardan hele hiç haz almazdı. Bir üniversiteye kapağı atmıştı ya, ne önemi vardı? Murat Bey üniversiteyi bitirdiğinde o da kamu personeli seçme sınavına girmişti. Bir kaç denemdenin ardından anca kazanabilmişti sınavı. Ne yapacaktı, bir iş tutturup, çalışması gerekiyordu. Çalıştı... Çocukları pek sevmediği için, çocuklara devamlı bağırır, biraz sinirlenirse, kulaklarını çeker, en güzel tokatı okulda o patlatırdı. Murat Hoca’yı gün gelmiş artık kulak çekmek, tokat atmak bile kesmemeye başlamıştı. Elinde küçük bir değnekle gezmeye başlamıştı okulun içinde.. Çocuklar aralarında Murat Hocaya, “sopalı” lakabını takmışlardı. Derslere zoraki girer, tatiller için gün sayar, ders bitimiyle çocuklardan daha çok sevinir, okuldan herkesten önce ayrılırdı namı değer Murat Hoca. Lafım onun gibileri öğretmen yapanlara, ve lafım ona Murat Hoca! Önünde eğildiğim! Saygım ona... Bu zorlukların hiç birini hak etmeyen, Geleceğimizin bekçileri! Zeynep Hoca. Tüm o öğretmenlere saygılarımla... Utku KOÇAK 10.05.2007 Zeynep Öğretmen'e İthafen... Sizin değerinizi çok iyi biliyorum... anladığımı sanıyorum...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Utku KOÇAK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |