Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
Aç bir köpeğin kemirdiği İncik kemiğinin sefilliğinde, Diş bilediğim mısralar; Yine sabaha karşı dörtte! Yine uykuların geceyle takas olunduğu, Yorganın bozulmadığı bir gecede… Beni en çok hırpalayan, Hafif uzamış sakala Susuz vurulan kör bir Jilet kadar insaflı şarkılar: İşte şimdi, Şiir yazmanın Ve köpeklerin neden Geceleri ansızın hüzünle uluduğunu Anlamanın vaktidir… Seni düşünmek ağır ağır, İltihaplı bir düş gibi, acılı, Birikiyor içimde; Hedefini şaşırmış bir tırpanın İnsafsızca beni sağ bıraktığı Bir hayalin son durağında iniyorum, Yaralı ağır umut kaybetmiş; Hafif hafif ölüyorum, Soluklarım soluyor… Ve işte bu yüzden Köpekleme yüzmek, Aşk denizindeki Yegane olimpik çırpınıştır. Her şeyden vazgeçmiş, Diz boyu apak karda diz çöküp, Kendi dişleriyle bileklerini yırtmış, Avuçlarından al al, beyazı kirleterek Çağıldayan kanını izleyen bir adamın Ölümü bekleyişindeki o umutla, Hâlâ seni istiyorum. Kar serini bekleyişe kan sıcağı akıyor içim… Ve her gidişinde, Sessiz bir ayrılık töreninin Hüzünlü marşıymışçasına, Sahibinin onsuz kapatıp çıktığı Kapının ardında bir yavru köpeğin Kırık hayallerin padişahı iniltisi gibi Yüreğimden boğazıma taşan hüznü Damağıma gömüyorum. Ve dişlerim sana olan özlemimim Mezar taşları gibi kapanıyorlar etrafında… Ve biliyorum ki, Göz kantarında tartıya koyan çok kişi, Beni hunharca süngüleyen o ıstırabın Hangi mısraların ardına saklandığını Bulamayacaklar; Ve ben hep ebe kalacağım… Çünkü bazı mısralar Köpekler gibidir: Yalnızca sahiplerine sadıktırlar, öldüresiye… Ve birkaç arşın toprağın dibindeymişçesine, Onlar senden medet umarken; Sanki ölümün iğneli beşiğindeymişçesine, Seni, elini uzatıp teskin edememenin Çileli çaresizliğine prangalarlar, Sessiz bir bekleyişle… Ama sen “Gel!” dersen, Çanak çömlek patlar işte o zaman! Mızıkçılık yapar, tüm oyunlarını bozar; Kemirilecek hazinesine şevkle yol açan Bir köpek gibi kaderi eşelerim ben. Fısıldarsan “Gel.” diye Bir çomağın ardındaki, Ya da bir kedinin kuyruğunun peşi sıra Bir köpeği durdurmaya çalışmanın Beyhudeliğidir benim yoluma çıkmak. İşte bu yüzden, Bazen sabaha karşı saat beşte Ben köpekleri çok iyi anlarım, Köpekler de beni çok iyi anlarlar…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Köklü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |