Hırçın sularınızı içtim.Yinede yuvarlandım; giderdiniz, yüz üstü donardım saatimi kurardınız kaynayan kazanlarınza atardınız çevirirdiniz sonra; ellerinizle yapardınız; ellerinizi yapardım.Hırçın sularınızdan püskürüyorum avuçlarım gecelerinize baskılı ve baskılı korkularım hala yüzümü anlatamıyorum.O denli anlatamıyorum siz kıstınız çatıları ve çatıların altındaki darmaduman sesimi.Bir piç kadar masumken bir serseriymişim gibi sepetlersiniz.Ben avuçlarım diyordum; anlatamıyorum.Ne çok gün bitiriyor yaşlı bakışlarınızı ne çok akıyorsunuz siz hala olmamış yaşamlarınızda.Ne çok soruyorsunuz siz; fincanımı deviren ve gülümsememi korkutan kararlar alıyorsunuz.Doğuyorsunuz sonra utanmadan kutluyorsunuz doğmalarınızı.Ölüyorum her birinizle ölüyor yüzüm.Anlamadığınız yüzümle ölüyorum yüzlerce defa.Ne çok sabırsızsınız ne çok ilkesiz kalıyor ellerim.Ölüyorum sizlere solarak.El birliği yaptınız kazanlarca kaynattınız ellerimden vurdunuz beni doğuyor ve utanmadan suretime vuruyorsunuz.Ne çok sabırsızsınız.Sorulardan hoşlanmıyorum.Ne çok sorarsınız.Anlatamıyorum.İçim ölüyor.Ölüyor yüzüm; soluyor şimdi bahçeler.Güneş açar mı açmaz mı bilmem.Güneş filan yerli yerinde sabrınız kazanlarda devinen sulardan akıyor.Ne çoksunuz ve ne çok sabırsız.İlkesiz kalıyor başım ilkesiz kalıyor siz herbiriniz..!