Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HASAN KARTAL’IN DOĞUMUNDAN YİRMİ YIL SONRA ( ZİYARET) YIL / 2025 Sevgili babacığım, canım anneciğim. Babamın biri-cik aşkı Uğruna canını verdiği kadın. Veda annem. An-nem diyorum. Sen bunu hak ettin.Babamın ideallerini yerine getirirken hayatını feda ettin. Gencecik yaşında öldün. Sen olmasaydın belki de annem babamı tanıma fırsatı bulamayabilirdi.Ve bizler burada huzurunuzda toplanamazdık. Ben Hasan, kardeşim Cevat, Lal ablamın kızı kuze-nim Eda, Deniz ablamın ikizleri Çisil ve Adın. Sadece bu kadar mı? Hayır baba çok büyüdük genişledik koca bir aile olduk. Dikmiş olduğun ağaçlar gibi sağlam kök saldık. Lal ablamın kuzeni Burcu ablam yeni kurulan hükümette Turizm bakanlığı görevine getirildi. Burcu ablamın kardeşi Merve ablam ise Tanınmış bir ressam. Bu arada Lal ablamda başarılı bir iş kadını oldu. Nil ablamla beraber tekstil işine girdiler. Eğer babacığım konuyu özetlersek, bu güne kadar yüzünüzü kara çıkar-madık. Bu güne kadar bizi parmakla gösterdiler. İşte dediler Himmet dayının,İhsan Efendinin torunları on-larda yanlış olmaz. Size olan yürek borcumuzu sizlerin geleceğinizi devam ettirecek nesil olarak görevimizi so-nuna kadar yerine getireceğiz. Çisil ve Adın Üniversiteyi kendi dallarında birin-cilikle bitirdiler. İki ay sonra Amerika’ya mastır yap-maya gidecekler. Ben de bu sene mezun oldum. En büyük idealim büyüyen gelişen kabamızda ziraat mü-hendisi olarak görev yapmak. Birazcık başarabilirsem siyasete de bulaşmak istiyorum. Cevat’da seneye me-zun olacak. Kasabaya dönmeyi düşünmüyor. Okulu bi-tirdi mi İstanbul’da annemin evine iyice yerleşecek. Eda seneye liseye başlayacak çok zeki bir kuzen. O hepimizin prensesi. Onu çok seviyoruz. Biliyorum baba bu dünyada çok çektiniz inşallah öbür dünyada huzura kavuşmuşunuzdur. Sık, sık rüyalarımıza giriyorsunuz. Bilmediklerimizi de Ayşenaz ablam anlatıyor. Veda an-ne biz seninde çocuklarınız. Ah unuttum bir haberimiz daha var. Çisil Amerika’ya gitmeden evvel nişanlana-cak. Anlayacağınız bu tarafta hayat devam ediyor. Ama bize sevdiklerimizin yokluğunu hissettirerek. Baba Veda annem için yaptığın şark odasını adeta müze haline getirdik. Ama bir farkla duvarda üçünüzün resmi asılı. Burada sana bir itirafta daha bulunacağım. Hani hayatın boyunca Veda annemin resmini kalbinin üzerinde taşıyormuşsun ya. İşte o resmi Ayşenaz ablam Kimseye fark ettirmeden emanetlerin içinden almış bana verdi. Ben kalbimin üzerinde şimdi üç resim bir-den taşıyorum.Fırsat buldukça Ayşenaz ablama bizim derenin hikayesini anlattırıyorum. Hikayede değil artık bir efsane oldu.Derenin akıp gittiği topraklarda hep si-zin hikayeniz anlatılıyor. Kasaba halkı her yıl temmuz ayının üçüncü Pazar gününde dere kenarında eğlence tertipliyorlar uçurtma uçurma yarışları yapıp, en son olarak ta ufak, ufak kağıtlara sizin hikayelerinizi yazıp dereye atıyorlar. Sana önemli ama aynı zamanda üzücü bir haberimiz var baba Ayça teyzem seni affettikten sonra vefat etti. Hepimiz üzüldük ama Cevat çok üzül-dü. Zira son zamanlarda iyi anlaşıyorlardı. Cevat’ın sık, sık Ayça teyzeyi ziyaret ettiğini biliyorum.Bize hisset-tirmese de uzaktan uzağa bizle ilgileniyordu. İstanbul’la son gidişimde Cevat beni mezarına ziyarete götürdü Allah toprağını bol etsin. Kasabamız çok büyüdü. Benim burada kalıp baba ocağını tüttürmeyi düşünmemin bir sebebi de Ayşenaz ablam. Oda artık çok yaşlandı onu yalnız bırakmaya gelmez artık. Dün akşam tutturmuş ben geceleyin Veda ile bahçede dolaşıyorum diye. Çisil’de ilerde buraya yerleşmeyi düşünüyor. Biraz sonra hepimiz annemin gizli cennetine gidip piknik yapacağız. Hani sizin çoban kulübeniz var ya orayı iyice elden geçirdik. Çobanlar oraya gözlerinin içi gibi bakıyorlar. Anlayacağınız babacığım bu kasabada elinizin değdiği her şey bir şekilde kutsallaşıyor. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Hasan Cevat: ... Ağabey ben de bir çift laf söylemek istiyorum. Anne-ciğim. Canım anneciğim hepimiz kalbimizde yaşıyor-sunuz. Babamın bir şiirinde dediği gibi, sizleri yanı-mızda götürmek için kalplerimizde yaptığımız bahçe o kadar büyük ki hepinize yer var. Her zaman ziyaret ede-biliyoruz. Yattığınız yerde huzur içinde uyuyun. Çocuk-larınız sizinle gurur duyuyor. İnanıyoruz ki sağ olsay-dınız sizde çocuklarınızla gurur duyardınız. Babamın öte berisini karıştırırken hiçbir yerde ya-yınlanmamış şu dörtlüğünü buldum. Bana sorma bir tanem. Sevgimi yüreğimde taşıdım. Dilimde değil. Seviyorum dedim sana Elimde değil. ------------------------------------------------------------------- BİTTİ 30-ARALIK-PERŞEMBE-2004 SAAT: 18:30 HAZNEDAR - İSTANBUL TUĞRUL AHMET PEKEL
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © TuğrulPekel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |