Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Kaşif bir Tanrının çocuklarıyız, yaratılmadık...İcat edildik sanki... Uyduruk iyilikler peşinde koşuşup duruyoruz, Işık sadece camlardan yansıyor Parçaları birleştirdiğinde anlamlı bir resim çıkmıyor ortaya anlamlandırılıyor da anlamlandırılıyor bu yüzden bitmezcesine... Öyle ya bizim dünyamızda iç geçiren kapılar ve kardan kaplanlar büyük yer işgal ediyor Diğer her şey bu işgalden mutsuz, kaçışıveriyor ruhlarımızın deliklerine... Küçük şeylerin Tanrısı olduğu gibi büyük şeylerin Tanrısı da vardır.Ama bir işgal sözkonusu ve büyük şeylerin Tanrısı komuta ediyor işgale...Küçük şeylerin Tanrısı bir köşeye sıkışmış anlamlı olduğunu düşündüğü basit cümleler kurup duruyor kısık sesle... Yeniden birleştirebilmek için önce dağıtmak gerekir Sırf yeniden birleştirebilmek için mi dağıldım böyle diye sızlansa da parçalar Unuturlar yeniden birleştiklerinde ne çok sızlandıklarını Ve hatırlarlar yeniden dağıtıldıklarında İcat edilen herhangi bir şeyin icat edildiğini anlamamasının mümkün olduğu kadar, icat edilen şeyin kendi kendini icat ettiğini zannetmesi de mümkündür... Dünyada her şey kendi çapında güçlü olmaya çalışır çünkü... Vezirlerin Şahları koruması bundandır, piyonların yem olması da... Ve en trajik olanı Vezirlerin de Piyonlarında kendini Şah zannetmesidir.Bazı vezirler şahı koruyarak, piyonlar yem olduğu sürece güçlü olacağını bilmediklerinden hayatları kısa olur, arkalarından ağlayanları da bulunmaz... Severken seviyorum demek gerekir ama yine de severken sevmiyorum da denilebilir Aslında seviyorum demek sevmiyorum diyebileceğim halde demiyorum demektir biraz da...Sevmekten daha fazla düşünülen şeylerden biri de nelerin söyleneceğidir, İç geçiren kapılar bu yüzden çok yer kaplar Açılıyorum Kapanıyorum şimdi de Offf bi açılıyoruuuuuum bi kapanıyooruuuuuummm... Kapı olmasının ötesinde yaptığı şeyi söylediği için bize benzeyen ender icatlardandır iç geçiren kapılar... Karanlıkta icat edilir her şey, en ince ayrıntısına kadar hayal edilmediği içinde varolduğunda tam olarak anlaşılamaz ve anlamlandırılmaya çalışılır Anlayamayan, bazı şeyler karanlıkta kaldığı için anlamadığını zanneder ve her şeyi bildiğinde aydınlanacağını düşünür Böyle düşünür ama aslında sadecebildiklerini bilemediklerini anlamlı bir hale getirmek için kullanmaktan başka bir şey yapmıyordur.Bu yüzden eriyerek kaybolur ışığa çkınca tüm kaplanlar... Tek gerçek kaplanların da icat edildiğidir... Kardan kaplanlar kaybolurken kapılar iç geçirmeye devam eder...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ece Yerdeniz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |