Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
...........E 5 kara yolunda aracın içindeyim..gözüm kırmızı ışıkta arabaların arasında dilenen dört,beş yaşları arasında iki çocuğa takılıyor..çıplak kirli ayakları ile arabaların arasında dolaşıp,hopluyor.. oynuyor gibi para dileniyorlardı...,oyun oynuyor gibi sevinçle zıplıyorlardı...,oyuncakları gerçek arabalar..ve oyun arkadaşları azraildi...kirli yüzlerinde boncuk boncuk bakan gözleri çocuk saflığında bozulmamıştı...korkusuzca dolaşıyorlardı arabaların arasında....çocuklar.....bizim çocuklarımız....geleceğimiz çocuklar...mendil satan, sakız satan, dilenen çocuklarımız..çöp toplayan,köprü altında yaşayan,sokakta yatıp kalkan çocuklarımız...hiç dikkat ettiniz mi yüzlerine...küçük yaşlarına rağmen yılların çizgileri var yüzlerinde...bıkkınlığın,yorgunluğun,korkunun,sefaletin çizgileri...her şeye rağmen çocuksu saflıkları ile karşınızda dururlar...adım başı sokaklarda rastlarsınız onlara...bazen bir kadın görürsünüz köşe başında genç..kucağında ayakları sakatlanmış bir bebek..özellikle açmış anası dikkat çeksin para versinler diye...özellikle sakat bırakılmış ağzı anne memesinde, süt emen küçük bebe... kadının suratı kirli..,kirli bakışları..,ruhu gibi...ve her adım başı farklı manzara....çocuklarımız..geleceğimiz...hastahane de acil e bir çocuk getirdiler...sağ gözü şişmiş,kapanmış.. yanında aptal aptal gülen bir ana..doktor soruyor 'ne oldu bu çocuğun gözüne? '...kadın cevap veriyor bozuk türkçesi ile...'iki gün önce ağbisi odun kırıyordu,doktor bey..kıymık sıçradı gözüne.'. doktor.... 'kadın iki gün önce kıymık sıçradı,bu kıymık çocuğun gözüne batmış çocuk kör olacak,iki gün sonra mı getirilir hastahaneye'.....kadın sırıtarak..'ne bileyim doktor bey sünnet düğünü vardı mahallede'......söylenecek sözler bu durumlar karşısında o kadar yetersiz kiii...altı çocuk annesi...cehaletin en uç noktasında yaşayan insanlarımız... ve cehaletin kurbanları çocuklarımız... aslında sadece bunlarla sınırlı değil...varlık içinde kaybolan çocuklarımız var..eğitim görmüş anne,babanın... ilgisizliğe mahkum ettiği...sevginin para ile satın alınıp verilebileceğini düşünen anne ve babanın yetiştirdiği çocuklar..ve bu inançla yaşayan..... yaşamaya mecbur kalan..garip bir dünyada kaybolan çocuklarımız...duyguların tükendiği kelimelerin yetersiz kaldığı noktadayım....bu ülkenin geleceği...geleceğimiz....bunlar bizim çocuklarımız....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © adnan karakuş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |