Bu gün ayrı bir tatdaydı ekmek,
Ve su ve demli bir çay...
Denizi olmayan bu kentte;
Martılar uçmaktaydı.
Anka'ya varmak istercesine.

Bu gün sen bir başkaydın
Erzincan garı bir başka.
Zaman donmuş kan gibi;
Sıcak bekleyen,hayat bekleyen...
Zaman geçmek bilmiyor ki...

Bu gün hava bile bir başkaydı
İçimde buzullar eriyordu Kasım'ın otuzunda
Zaman işte,ilerlemiyordu mıhlanmışcasına...

Bu gün Güneş ayrı batıyordu
Bambaşka kızıllıkta,
Sanki gerçek ama hoş sıcaklığıyla,
İçimde,yüreğimde batıyordu.

Bu gece yıldızlar bir başka
Samanyolu,Büyük ayı ve de Süreyya
Bu gece Ay bir başka;
Raks ediyor şekillerince.
Hilâl son buluyor dolunayda.

Bu gün bir başkaydı evren,
Dicle gibi hızlıydım;
Kemah ekspresinden.
Öyle geçtiğimi sandım yüreğinden...

Bu gün sen bir başkaydın
Sesin bir başka,
Can gibi,canan gibi,
Yürekte güllerin şahı gibi...

Bu gün ayrı bir tatdaydı ekmek,
Ve su ve demli birçay...
Sen bir başkaydın...

İbrahim Nazım Ülker